Haftanın zorluk seviyesi en yüksek, ev sahibi Doğan Türk Birliği’nin kazanması halinde liderlik koltuğuna oturacağı, Lefke’nin ise kazanmasıyla ikincilik koltuğuna yükseleceği karşılaşma Girne 20 Temmuz Mete Adanır Stadı’nda başladı.

Lefke özellikle ligin genelinde savunma kurgusunu ikinci bölgede kurarak, kontra çıkışlarla sonuca gitmeye alıştığımız bir takım görüntüsünü, bu gün daha da geride kurdukları savunmayla katı ve geçilmesi güç bir duvar haline getirdi. Hiç kuşkusuz bu oyun kurgusu, rakip takımın sizi kenara ve üstüne çekmesiyle kalenizde pozisyon görmeye ve risk altında oynamanıza iter. Fakat savunma bloğu ve önlerinde oynayan üçlü orta saha kurgusu kendilerini her geçen dakika maçı en kötü pozisyon vermeden bitirmeye getirecekti. Kontra çıkıp buldukları maçın ilk pozisyonunu değerlendiremediler. İlk kez öne çıktıkları bu topun dönüşünde ise kalelerinde çok net bir pozisyon görmelerine neden oldu.

Kaleci İrfan’ın hakkını vermek gerek, ne zaman iş düştüyse kalesinde devleşti. Geçtiğimiz hafta sahalarında Esentepe maçında bu hafta oynayacakları maçın provasını, savunma çizgilerini geçtiğimiz haftaların 10-15 metre gerisine çekerek yapan Çağan Çerkez’in takımı, pozisyonlara hızlı çıkışlarla girebilmeyi başardı. Eğer Fourmy gününde olmuş olsaydı skor daha farklı olabilirdi. Bir duran top organizasyonuyla buldukları gol, bu hafta sahaya çıktıkları taktik ve planın bir parçasıydı. Bunun da ödülünü almış oldular. Onları bekleyen en büyük tehlike maça mutlak favori çıktıkları maçlarda nasıl kazanabilirim düşüncesini sahaya nasıl yansıtacakları olacaktır. Zira bu kendilerinin yaptıkları taktiklerle rakipleri de onların başlarına iş açabilir. Özellikle Doğan’ın 10 kişi kaldığı anlarda pas oyunlarıyla hem kendilerini daha az yormaları hem de rakiplerinin üretemeden oynamasına neden olmaları gerekiyordu. Bunu bu gün kazanarak belki de görmeyecekler fakat topa sahip olabilme oyununu Lefke takımının geliştirmesi gerekiyor. Çok iyi maç çıkaran orta üçlüsünü daha erken değişikliklerle hem daha diri tutmayı, hem de paslarla rakip saha da daha çok üretmeyi sağlayacak oyuncu rotasyonu ellerinde var. Bakalım gelecek haftalarda oyunsal ve kurgusal yapılarında bir değişiklik görebilecek miyiz? Zira bunu sağlayacakları gelişim onların ligin zirvesinde yer almalarını sağlayacaktır.  

Doğan Türk Birliği bu maçı kazanırsa geçtiğimiz haftalarda verdiği liderlik koltuğunu alacağı bir maça böyle bir başlangıç yapmamalı. Daha arzulu ve hırslı bir görüntüde olmaları gerekiyordu. Ligin genelinde çıkacakları maçlarda rakipleri tarafından bu savunma ile karşılaşacakları çok net bir durum. Bu noktada gole gidebilmenin günümüz futbolunda önde yapacağınız iyi bir baskı veya rakibi özellikle kenarlardan getireceğiniz toplarla vurmanız gerekiyor. Bu nokta da eğer kenar adamlarınız genelde çizgiye değil de içe giren özelliklerdeyse, arkadan gelen bekleriniz de rakibin hızlı adamları karşısında ileriye çıkmak için tereddüt içindeyse, forvetleriniz uzun ve ayni tip adamlardan oluşuyorsa ve kalabalık rakip savunma içinde çok statik kalıyorsa, maçta öne geçecek pozisyonları üretememenize, maçın mutlak favorisi olamamanıza ve ligin genelinde kolay maç kazanamamanıza neden olacak. Bu takımın sahaya tam verim vereceği adamlarla çıkması gerekiyor. Devreye geride girdiğiniz bir gün sonrasında yaptığınız ilk hamle oyuncusunun çok basit oyundan sorumsuzca atılması, ligin olmazsa olmaz maçlarından birinde oyuna aldığınız bir adamın çok kısa bir zaman da sakatlanarak oyundan çıkması, giren adamların katkı vermek yerine sizi geriye çekmesi, Sedat Hoca’nın elini zayıflattığı bir gerçek. Fakat bu oyuncuları hem fiziksel hem de mental olarak hazırlayan ve gözlemleyen Sedat Hoca’nın bu maçta hem kendi takımını hem de rakip takımı kafasında doğru kurgulayamamasına neden oldu. Tabi ki lig uzun bir maraton fakat ellerine geçen bu büyük fırsatı teperek hem liderlikten oldular hem de aşağıdan gelen takımlara yakalanarak şampiyonluk kartlarının tekrar tüm rakiplere dağıtılmasını sağladılar. Haftaya çıkacakları Gençler Birliği maçını kazanıp, tekrar yeni bir seri başlatmaları, sakatların ve eksiklerin bir an önce takıma dönmesiyle kazanarak zirvede kalmaları gerekiyor.  

Hakem değerlendirmesi; Evren Karademir maçın genelinde tutarsız çaldığı düdüklerle maçın gerilmesine ve oyunun çok durmasına neden oldu. Rıfat’a gösterdiği 2 sarı kart da yerindeydi. Fakat son dakikalarda Gime Toure’nin ceza sahasında Mustafa tarafından düşürülmesi bana göre on kusurlu hareketten biriydi.

Maçın Adamı; hiç kuşkusuz maçın adamı, takımın ne zaman ihtiyacı olsa sahne alan, Lefke kalecisi İrfan Özbay oldu. Yıllar geçiyor, haftalar geçiyor. Fakat değişmeyen tek şey İrfan’ın gösterdiği üst düzey performanslar oluyor. Hem kendisini hem de kaleci antrenörü Mahmut Dinçli Hocayı tebrik ediyorum.