90+2’de umutları tüketen penaltı
Her iki takımın da şiddetle puana ihtiyacı olduğu bir karşılaşmaydı. Hafta içerisinde kupa finali oynamaya hak kazanan iki takım, kupa finalinden önce, ligde karşılaşıp, birbirlerine üstünlük sağlamak isteseler de, ortaya çıkan beraberlik her iki takımın da birbirlerine üstünlük sağlayamamasına neden olmuştur. Ayrıca, hafta içerisinde her iki takımın maç yapmış olması, birbirlerine karşı ortaya çıkabilecek avantaj ve dezavantaj durumunu da ortadan kaldırmış oldu.
Her iki takım da galip gelmek için oyuna asılmıştı. İlk devrede skor olarak Yenicami rakibine oranla üstün görünse de oyun dengeli geçmiştir. Massa’nın sakatlanması ile birlikte, ikinci devre Behiç’i oyuna alan teknik kadro bana göre orta sahayı ve oyunun kontrolünü de rakibine kaptırmış oldu.
Yenicami, orta alan oyundan düştü mü, maçı kazanması şansa ve tesadüflere kalıyor. Topla oynamayı ve mücadele etmeyi sevmeyen oyuncular orta alanda çoğalınca, savunma zorlanıyor, hücum gücü düşüyor ve top kayıpları artıyor.
Dünkü maçta da Massa oyundan alındıktan sonra oyuna Behiç’in girmesi hücum gücü yanında oyunun kontrolünün de rakibe geçmesine neden oldu. Yedeklere baktığım zaman, forvete oyuncu koyacaksanız, Tansel ve Cenker oyuna alınmalıydı. Eğer savunmayı güçlü tutmanız gerekiyorsa idi, Erdoğ oyuna alınır ve Joseph ortaya çekilebilirdi.
Ama ne yazık ki böylesi önemli bir maçta Massa’nın sakatlanıp oyundan çıkmasından sonra yanlış tercihler, takımın berabere kalmasına neden olmuştur. Yine de her şeye rağmen 90+2’de kazanılan penaltının mutlak gol olması gerekirdi. Böylesi kritik penaltıyı attıracaksanız, ya takımın en iyi oyuncusuna attırırsınız, ya en dinlenmişine, ya da en soğukkanlı oyuncusuna. Çünkü bu penaltı kaçtı demek geriye kalan iki maç için umutlar yüzde ona düştü demekti.
Penaltı kaçmaz mı? Elbette kaçabilir, ama stratejik açıdan önemli bir penaltıysa kaçmaması için gerekli, tüm tedbirler alınmalıydı. Hele hele gelecek hafta Çetinkaya ile önemli bir mücadeleniz varsa, penaltıyı mutlaka gol atacak birine çektirmelisiniz. Örneğin Göktaş oyuna ikinci yarıda girdi ve dinlenmişti veya takımın en istikrarlı, soğukkanlı, toplara iyi vuran ve tekniği en yüksek oyuncusu Joseph’e attırabilirdiniz.
Okan çok kötü bir günündeydi. Her zaman mücadeleci ve hırslı oyunu ile dikkat çeken Okan, pimi çekilmiş bir bomba gibidir. Oyun içerisinde ne yapacağını kestiremezsiniz. O yüzden, tehlikeyi hissettiğiniz an oyundan alınması kesin ve gerekli bir oyuncudur. Evrenin oyundan alınmasına gelince, bu değişiklik hataların en büyüğüydü. Topa basan olumlu paslar dağıtan ve mücadele eden bir oyuncunun çıkması rakibin işini de kolaylaştırdı. O andan itibaren MTG daha çok atak yapmaya başladı. Golü buldu ve golden sonra da pozisyon bulmaya devam etti. Özellikle Uğur sol kanatta çok etkili oldu. Diallo ve Conteh çok iyi mücadele ettiler ve rakip savunmayı çok zorladılar.
MTG taktik açıdan hedefine ulaşmıştır. Gerçi Massa’nın çıkışı da savunmayı oldukça rahatlatmış, hücumda daha çok adamla baskı yapmaya başlamışlardı. Beraberlik golünden sonra, daha temkinli oynamaya çalışması bir puanlık hedefine ulaşmasına yetmiştir.
Son dakikada Ünal’a yapılan hareket yüzde yüz penaltı idi. Sezonun ilk maçında da son dakikada MTG penaltı kazanmıştı, Atışı Osman yapmış ve topu dışarı atmıştı. Demek ki tarih tekerrür etmiştir.
Maça gelirken karşılaşmanın hakemi Malek için endişelerim vardı. Bu endişelerimin yersiz olduğunu belirtmek istiyorum. Etki altında kalabileceğini tahmin etmiştim fakat böylesi tansiyonu yüksen bir maçı çok iyi yönettiğini ve endişelerimin yersiz olduğunu belirtmek isterim. Ayrıca taraftarların ve oyuncuların da çok iyi niyetli olduklarını vurgulamak istiyorum. Herhangi bir taşkınlık ve hoş olmayan hareketler olmamıştır. Bunu neden yazıyorum. Geçmişte MTG maçlarına gelen rakipler çok stresli ve endişeli oluyorlardı. Ama dünkü maç o kadar kritik olmasına rağmen en ufak bir olumsuzluk görmedim. Burada da hakemin yönetimi olumlu rol oynadı. Maçta iki penaltı verdi, MTG’nin golünü iptal etti, ki bana göre de golden önce faul vardı ve iptal doğruydu. Fakat faul düdüğü geç gelince, Conteh önüne düşen topa dokundu ve gol yaptı. Hakem kararında gecikince de gol iptal edilmiş gibi değerlendirildi. Yoksa önceden düdük çalınmış olsaydı bu pozisyon konuşulmayacaktı.
Evet, Yenicami dünkü maçta önemli iki puan kaybetti. Oyun içerisinde yapılan hatalar, telafisi mümkün olmayacak sonuç ortaya çıkardı. Lig’in bitimine iki maçı kalmıştır. Çetinkaya bu iki maçı kaybedecek, Yenicami de iki maçı kazanacak ve şampiyon olacak. Bu ihtimal çok zor olmasına rağmen yine de futbolda her şeyin olabileceği düşünüldüğünde az da olsa umutlar tükenmemiştir…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.