Adı Derbi de...
Özellikle Girne derbi maçlarının kalitesi düşük olur da, Doğan-Ocak arasındaki bu karşılaşmanın tribünlerinde de derbi havası yoktu.
Her geçen yıl derbi havasından uzaklaşan Limasol derbisi maçlarının geçmişini hatırlayan ve artık tribünlerde tek-tük rastladığımız belirli yaş üstü taraftar kitlesi sanırım şaşkınlıktan küçük dillerini yutmuşlardır.
Geçmişte, bir hafta öncesinden Girne çarşısında tabut mu gezdirmezlerdi? Hafta boyunca maçı kim kazanacak diye bahis mi oynamazlardı? Maç günü statta yer bulabilmek için erkenden tribünlerde yer almayanlar, ancak dağ tarafındaki kale arkası tribünlerinde yer bulabilir, bulamayanlar ise saha duvarının önünde ayakta karşılaşmayı izlerlerdi.
Artık tribünler bile tam dolmuyor, hem de gece maçı olmasına rağmen…
İlk yarıda Doğan’ın orta saha zafiyetini iyi değerlendiren T. Ocağı, Doğan savunmasından dönen topları kazanarak özellikle Doğukan’ın ortadan, İsmet’in de soldan bindirmeleri ile Doğan kalesine gelmeye çalıştı. İsmet, Aydın’ı hemen her pozisyonda geçti, ortalar yaptı ama Doğan savunması geçit vermedi. Bir kez kaleci Ozan’la karşı karşıya kaldı, o pozisyonda da topu Ozan’a teslim etti.
İkinci yarıda neden bilmiyoruz Aydın karşısında başarılı bir futbol oynayan İsmet çıktı, yerine Yiğit alındı, ilk yarıda orta sahada başarılı bir futbol oynayan Burak sağ kanada çekildi. Çekildi de orta saha üstünlüğü de sona erdi. Önce Arda, sonra Halil farkı ikiye çıkarınca, bu kez İlker İnceler’in yokluğunda stoper oynayan Ertaç da ileride oynamaya başladı.
Doğan kenar yönetimi iki farkı yakalayınca Halil ve Kenan’ı oyundan alıp yerlerine sakat olduğunu bildiğimiz Billy’i ve Ali Savaşan’ı aldı. Olabilir tabi; Kenan’ı ve Halil’i dinlendirmeyi düşünmüş olabilir ama sakat olduğunu bildiğimiz Billy’nin oyuna alınma esprisini anlayamadık. Bu değişiklikten hemen sonra Ertaç kalecinin yerde kaldığı bir anda topu boş kale yerine altı pastan dışarı atmasa fark bire inecek ve Ocak moral bulacaktı.
Tamam, Ocak gol yollarında zorlanan bir takım. İki farklı sonucu yeterli bulmuş olabilir Turan Altay ama üç puanı alamasa, patlayacak fırtınanın ne olacağını o bile tahmin edemezdi.
Bir anlayamadığım konu da Halil Turan’ın ikinci golü attıktan sonra tek başına Doğan tribünlerine koşması oldu. Ne arkadaşları gole sevindi, ne de tribünler. Doğan da bir şeyler oluyor ama ne?
Ocak, genç futbolcuları ile bir şeyler yapmaya çalışıyor ama Doğukan’la ileride etkili olabilecek bir forveti yok. Ümit, henüz beklenen katkıyı veremiyor takımına. Gittikçe tehlikeli bölgeye geriliyorlar.
Sanırım devre arası gol sıkıntısını giderecek bir takviye yaparlar. Yoksa daha kötü kadrolara sahip takımlar olmasına rağmen, sıkıntı yaşayacakları haftalara doğru adım adım gidiyorlar.