“Başarı sadece sahada değil, sabır ve azimle de gelir”

“Başarı sadece sahada değil, sabır ve azimle de gelir”

Vakıflar’ın başarılı ismi Canan Konat, sporda başarının sadece sahada değil, sabır ve azimle geldiğini söyledi.

A+A-

Serkan SOYALAN

   Vakıflar Spor Kulübü’nün başarılı sporcularından Canan Konat, Yenidüzen’e konuştu. Erenköy’de başladığı spor hayatını Vakıflar’da sürdüren başarılı isim, hem sahadan gelmiş olması, hem de almış olduğu pedagoji eğitimiyle sporumuza yeni nesillerin yetişmesi için de çalışıyor.

   Sporda başarının sadece sahadaki performansla gelmediğini söyleyen Konat, sabır ve azimle çalışmanın sporcunun gelişiminde önemli olduğunu vurguladı.

 

Okuyucularımıza kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Canan Konat, 28 yaşındayım. 11 yaşımdan beri voleybolun içindeyim. Sporcu bir aileden geldiğim için spor benim hayatımın her zaman vazgeçilmez bir parçası oldu. Voleybola Erenköy’de başladım. Erenköy Lisesi’nin okul takımında ve Karpaz Gate Marina’nın lig takımlarında yer aldım. Okul ve kulüp takımlarıyla birçok şampiyonluk yaşadım ve ülkemizi Türkiye’de temsil etme fırsatını da yakaladım. Bu süreçte voleybol benim için sadece bir spor değil, bir yaşam tarzına dönüştü.

Üniversite eğitimimi Atatürk Öğretmen Akademisi’nde sınıf öğretmenliği bölümünde tamamladım. Ardından eğitimime Yakın Doğu Üniversitesi’nde yüksek lisans yaparak devam ettim. Aldığım pedagojik eğitimler, antrenörlük kariyerimde bana büyük bir avantaj sağladı. Spor da aslında eğitimin bir parçası; bu yüzden çocuklara doğru pedagojik yaklaşımla eğitim vermek çok önemli. Hem sporcu geçmişim hem de eğitim bilgim sayesinde çocukları sahada daha iyi anlayabiliyor, onların ihtiyaçlarına ve gelişimlerine uygun bir antrenman ortamı sunabiliyorum.

Üniversite yıllarımda Vakıflar Spor Kulübü’ne transfer oldum ve yaklaşık on yıldır bu camianın bir parçasıyım. Bu sezon ise sporcu kimliğime antrenörlük kimliğimi de ekledim. Kulüp başkanımız Mehmet Kanan’ın desteğini her zaman yanımda hissettim ve onun bu güveni, genç sporculara yol gösterme sorumluluğumu daha da güçlendirdi. Hem sporcu geçmişim hem de eğitim bilgim sayesinde çocukları sahada daha iyi anlayabiliyorum.

Ülkemizin en köklü spor kulüplerinden olan Vakıflar Spor Kulübü, bu yıl voleybolda altyapılara parkeye döndü. Nasıl bir sezon geçirdiniz?

Vakıflar Spor Kulübü olarak, her zaman sporun ve sporcuların gelişimine katkıda bulunmayı hedefleyen köklü bir yapıya sahibiz. Kulübümüz, kuruluşundan bu yana kesintisiz bir şekilde parkede varlığını sürdürerek birçok nesle voleybol sevgisini aşılamış, onlara sporun disiplinini ve takım ruhunu kazandırmıştır.

Bu sezon, altyapılarımızda önemli bir değişim süreci yaşandı; hem antrenör kadromuz hem de sporcularımız yenilenerek adeta bir kan değişimi oldu. Bu taze başlangıç, hepimiz için heyecan verici ve ilham verici bir sürecin kapılarını araladı. 12 yaş altı ve 12-14 yaş gruplarımızla birlikte yalnızca fiziksel gelişime odaklanmadık; taktiksel beceriler ve mental dayanıklılık konularında da önemli adımlar attık.
   Sezon boyunca sporcularımızın gösterdiği gelişim, sahadaki mücadele azmi ve her geçen gün voleybola duydukları sevginin artması bizleri gururlandırdı. Aldığımız sonuçlardan çok, oyuncularımızın her hafta kendilerini daha ileriye taşıması, sahaya daha büyük bir özgüvenle çıkması ve takım ruhunu en iyi şekilde yansıtması bizim için en büyük kazanç oldu. Bu süreçte onların sadece sporcu olarak değil, karakter olarak da gelişimine katkı sağlamak bizim en büyük mutluluğumuzdu.

Geleceğe yönelik olarak, bu sezonun bize kazandırdığı deneyimlerle birlikte altyapılarımızı daha da güçlendirmeyi ve daha fazla çocuğa voleybol sevgisini aşılamayı hedefliyoruz. Kulüp olarak genç yeteneklere yatırım yapmaya, onların sporla büyüyerek hem sahada hem de hayatın içinde güçlü bireyler olmalarına destek vermeye devam edeceğiz..
 

Gelecek sezon hedefleriniz nelerdir?

Gelecek sezon öncelikli hedefimiz, oyuncularımızın temel voleybol becerilerini daha da geliştirmek ve sahada daha bilinçli, özgüvenli performanslar sergilemelerini sağlamak. Bunun yanı sıra, takım ruhunu ve birlikte hareket etme alışkanlığını daha da pekiştirerek, sahada birbirine güvenen, dayanışma içinde mücadele eden bir ekip oluşturmayı amaçlıyoruz.

Elbette sportif başarı da önemli, ancak bizim için en büyük başarı, oyuncularımızın spora olan tutkularını sürdürebilmeleri ve uzun vadeli bir sporcu kimliği geliştirebilmeleri. Onların yalnızca iyi birer voleybolcu değil, aynı zamanda karakterli, spor etiğine bağlı, rakiplerine saygı gösteren ve fair-play anlayışını benimsemiş sporcular olarak yetişmeleri bizim en büyük önceliğimiz. Sahada kazanan taraf olmanın ötesinde, sporu centilmence yapan, mücadele ederken saygıyı elden bırakmayan ve her koşulda etik değerlere bağlı kalan bireyler olmalarını istiyoruz.

Disiplinli ve ahlaki değerleri benimsemiş sporcularla alınacak güzel sonuçlar ise en sonunda kaçınılmazdır.


Spora yeni başlayan gençlere önerileriniz nelerdir?

En önemli önerim sabırlı olmaları ve spordan keyif almaları. Başlangıçta zorlanmak çok normal, kimse bir günde başarılı bir sporcu olamaz. Disiplinli çalışmanın, sürekli öğrenmenin ve pes etmemenin önemini unutmamalılar. Ayrıca, sporun sadece fiziksel bir aktivite olmadığını, aynı zamanda dostluklar, karakter gelişimi ve yaşam boyu sürecek kazanımlar sağladığını bilmelerini isterim.

Ülkemizde sportif tesisler yeterli mi? Eksiklikleri nelerdir?

Bulunduğumuz bölgede ne yazık ki tesis yetersizliği büyük bir sorun. İlçemizde kullanabildiğimiz iki antrenman sahası ve bir maç sahası var. Ancak bu sahaları yalnızca voleybol değil, tüm spor branşları ortak şekilde kullanıyor. Bu da antrenman saatlerimizi ayarlamakta büyük zorluklar yaratıyor. Çoğu zaman istediğimiz saatlerde salon bulamıyoruz veya antrenman süremiz kısıtlı oluyor. Sporcularımızın gelişimi için düzenli ve verimli antrenman yapabilmek çok önemli, fakat bu koşullarda süreklilik sağlamak zorlaşıyor. Daha fazla antrenman sahası ve branşlara özel salonlar olursa, genç sporcuların gelişimi çok daha sağlıklı ilerleyebilir.

canan-konat-2.jpg

Ülkemiz sporunun en önemli sorunlarından biridir dışa açılamama. Bu bağlamda spora yeni başlayan ve genç sporcuları nasıl motive ediyorsunuz?

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak yalnızca sporda değil, genel anlamda dünyaya açılmakta büyük engellerle karşılaşıyoruz. Spor alanında ise bu durum daha da belirginleşiyor. Sporcularımız için uluslararası arenada yer almak oldukça zor. İlk olarak Türkiye ile bağlantılar kurabiliyoruz, sonrasında Avrupa’ya açılma hedefi geliyor. Ancak bu süreçler çok meşakkatli ve engellerle dolu. Genç sporculara bu durumu açıkça anlatıyor ve onlara pes etmemeleri gerektiğini öğütlüyorum. Kendi başarı hikayelerini yazabilmeleri için her gün daha fazla çalışmaları gerektiğini söylüyorum. Başarının sadece sahada değil, sabır ve azimle geleceğini vurguluyorum. Onlara, karşılaştıkları engellere rağmen umutlarını korumalarını ve yollarına devam etmelerini aşılıyorum.
 

Spora merakı olan çocukları, ebeveynler nasıl yönlendirmeli? Yaklaşım nasıl olmalı?

Ebeveynler, çocuklarını spora yönlendirirken en önemli görevlerinden biri, onlara destek olmak ve sporun keyifli bir deneyim haline gelmesini sağlamaktır. Başarı baskısından uzak, süreci bir yarış haline getirmeden, çocuklarının spor yaparken mutlu olmalarına ve gelişimlerini doğal akışında yaşamalarına fırsat tanımalılar.

Spor, sadece fiziksel bir aktivite değil; özgüven kazandıran, takım ruhunu geliştiren ve disiplinli bir yaşam tarzı oluşturan bir süreçtir. Bu yüzden ebeveynlerin temel hedefi, çocuklarının sporu bir zorunluluk olarak değil, bir yaşam biçimi olarak benimsemelerine yardımcı olmak olmalıdır.

Ayrıca, antrenörlerle sağlıklı bir iletişim kurmak ve iş birliği içinde olmak, çocuğun gelişimini daha bilinçli ve dengeli bir şekilde destekler. Unutulmamalıdır ki spor, yalnızca madalyalar ve kupalar için değil, karakter gelişimi, dostluklar ve hayat boyu sürecek değerli kazanımlar için de vardır.


Ülkemizin spor politikası var mı? Ülke siyaseti spora gerekli önemi gösteriyor mu?

Ne yazık ki ülkemizde tutarlı bir spor politikası göremiyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak dünyaya açılma konusunda büyük engellerle karşı karşıyayız ve bu durum spora da olumsuz yansıyor. Sporcularımızın uluslararası platformda yer alabilmesi neredeyse imkansız hale gelmiş durumda. Tek çıkış yolumuz Türkiye, oradan da Avrupa’ya ulaşabilmek için büyük mücadeleler vermek gerekiyor. Sporun gelişmesi ve gençlerimizin geleceği için siyasi iradenin daha aktif bir rol üstlenmesi, altyapıya yatırım yapılması ve tesislerin artırılması şart. Sürekli dile getirilen “gençler bizim geleceğimiz” söylemi artık lafta kalmamalı; devletin daha planlı, kalıcı ve destekleyici bir spor politikası oluşturup, sahada gerçek yatırımlar yapması gerekiyor. Gençlerimizin hayallerine ulaşabilmesi ve ülkemizin sportif anlamda dünyada yer edinebilmesi için bu adımlar hayati önem taşıyor.

Okuyucularımıza son olarak neler söylemek istersiniz?

Spor, sadece fiziksel bir aktivite değil, aynı zamanda insanı hayatın her alanında güçlendiren bir yaşam tarzı. Çocuklarınızı spora yönlendirin, onların ilgi ve yeteneklerine göre destek olun. Unutmayalım ki spor, sağlıklı bireyler yetiştirmenin yanı sıra güçlü bir toplumun da temel taşlarından biridir. Voleybola olan ilgiyi artırmak ve altyapıdan yetişen sporcularla ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek en büyük dileğimiz. Sporu sevin, sporla kalın!

Bu haber toplam 534 defa okunmuştur
Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.