Eren Şişik

Eren Şişik

Biz ne ülkesiyiz?

A+A-

CONIFA Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Kuzey Kıbrıs olarak üçüncü maçımıza son dünya şampiyonu Abhazya karşısında çıktık. Maç berabere bitti, zaten daha önceden garantilediğimiz yarı finale lider olarak çıktık. Grup aşamasında iyi bir performans sergileyen bir Kuzey Kıbrıs takımı gördük. Son maçta garanti olan yarı finalin ardından Fırat Canova yedek ağırlıklı bir kadroyla maça başladı. Sonuç olarak istediğimizi aldık. Ancak maçtan daha fazla beni çok üzen noktalar oldu.

Ülkemiz izolasyonlar altında ezilen, ambargolar altında tükenen, dışa açılamayan ve hiçbir ülkenin tanımadığı bir ülke. Siyaset konuşmayı çok sevmem, hele de konu sporsa. Çünkü sporun içerisine siyasetin bulaşmaması gerektiği düşüncesini hep savundum. Ha sporun içinde, özellikle de bizim sporumuzun içinde dibine kadar siyasetin olduğu kesin.

Ben düşündüm ve bir karar verdim. Maç Güzelyurt’taydı. Maça gittim, giderken de umutluydum ha… ‘Güzelyurt halkı bu maça ilgi gösterir’ dedim. Güzel bir saha, milli takım gelmiş, yabancı bir ülke takımı gelmiş. Belki merak ederler de gelip en azından ülke futbolları arasındaki farkı görürler dedim. Yanılmışım… Bizden bir cacık olmaz arkadaş… Kuzey Kıbrıs’ın üçüncü maçını izledim. İlk maç açılış maçı 3000 kişi izledi. İkinci maç Girne’de en azından kapalı tribünü sonradan da olsa doldurduk. O da zar zor… Bu maçta ise Abhazya seyircisinin sesi bizden fazla çıktı. Küçük çocuklar da olmasa tribünde aileler ve hep sahada gördüğümüz isimler dışında kimse yok…

Tabi ben bu tabloya üzüldüm. Geçen yıl Abhazya’daki fotoğraflar geldi aklıma… Hani şu bizim ‘milli’ futbolcuların sosyal medyadan paylaştığı. Geçen yıl Abhazya’da oynanan Abhazya maçındaki tribünlerin tıklım tıklım dolu olduğu, 6000’den fazla insanın izlediği maç geldi. Bir kez daha üzüldüm… Sonra içimden ‘neden?’ dedim. ‘Neden biz bu tribünleri dolduramıyoruz?’, ‘Sorun organizasyonda mı, basın mensuplarında mı, futbolcularda mı, futbol kalitesinde mi’ düşündüm durdum…

Sonra maç yazısını yazmak üzere gazeteme doğru yola çıktım… Yolda da Hüseyin Kıral abimle sohbet ediyoruz… Aynı soruları o da soruyor… Sonra karşıma bir şey çıkıyor ve bir anda puzzle kafamda oluşmaya başlıyor. Güzelyurt-Lefkoşa anayolunda sağımda solumda rengarenk ışıklarla donatılmış yerler… Gece Kulüpleri… Aklıma sürekli bir şey geliyor… Bizim spor ülkesi olmadığımızı biliyorum da, biz ne ülkesiyiz onu kafamda kurmaya çalışıyorum…

Ardı ardına geliyor içimden cevaplar… Sonra diyorum ki, biz ‘gece kulübü, kumarhane, disko, meyhane, mangal, yeme içme, şov yapma, gösteriş yapma, hiçbir şey yapmadan nasıl para kazanırım’ ülkesiyiz… Belki bazılarınız bana kızacak ama gerçek bu, ben buna inanıyorum… Bu ülkede mücadele eden binlerce sporcuya, yöneticiye, basın mensubuna vs. yazıktır, günahtır… Biz futbol ülkesi değiliz bunu bir kez daha anladım… Biz yukarıda saydığım şeylerin, futboldan ve spordan daha önemli olduğu bir ülkeyiz… Yazık çok yazık… Dilerim en azından yarı final ve olası finalde olsun tribünlerde bu emek veren insanların alın terlerine saygı gösterilir.

Nerede o 'KKTC' diye gezenler...? Nerede o Mersin'de düzenlenen Akdeniz Oyunları'nda esas duruşta duranlar... Nerede ülke gençliğine önem verdiğini vurgulayanlar?... Siz şovmensiniz... Siz sadece gösteriş için, fotoğraflarda yer almak için bu gençliğin yanındasınız... Hani şimdi neredesiniz? 

Dışarıdan ‘CONIFA da ne demek’ çok kolay… Adının açılımı ‘Bağımsız Futbol Federasyonları Birliği’ bizim dilimizde ise ‘Kimsenin sallamadığı, dünyanın görmediği ülkelerin futbol federasyonları’… Daha iyi bir imkan vardı da biz mi gitmedik, katılmadık… Küçümsemek yerine biraz destek olmayı deneyelim, insanların yaptıklarını hor görmek yerine, sürekli gereksiz eleştirmek yerine biraz biz de çaba gösterelim…

Bu yazı toplam 11215 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum