Uzun bir aradan sonra izlediğim K.Kaymaklı-Çetinkaya derbisi inanın doksan dakika o derbi keyfini vermedi.

Bir tarafta, bu maça lider çıkan Forest, diğer tarafta teknik adam değişikliği ile K.Kaymaklı’yı çok iyi tanıyan yılların şampiyonu unvanını taşıyan Çetinkaya.

Eeee, durum böyle olunca sahada kıran kırana, kıyasıya bir maç olması gerekirdi. Ne gezer, tribünleri dolduran iki tarafın seyircisine ek olarak, askeri ve emniyet güçlerinin zirvelerinin de ilgi gösterdiği karşılaşma çok güzel bir atmosferde başladı.

Her iki teknik adam önce, rakiplerinin gol silahlarını  kontrol altına almayı ve orta sahada kalabalık olarak, rakiplerine alan daraltmayı düşündü.

Esin’i Abbas, Debola’yı Hüseyin Taşçı ile kilitlemeyi düşünen Çetinkaya Teknik Direktörü Vehbi Özerem’e karşılık, K.Kaymaklı Teknik Direktörü Cenk Berkalp, Cedric’i Bilal; Batshi’yi de Mehmet Kaygısız ile kontrol etmeyi düşündü.

Bu arada gerek K.Kaymaklı, gerekse Çetinkaya orta sahaları bu alanda karşılıklı pres uygulayınca oyun bu alanda kitlendi.

Ne var ki, Cedric ile tek forvet oynayan Çetinkaya’da Batshi’nin ileri çıkmaları ve Çetinkaya hücumda iken çoğalamamaları Çetinkaya’nın gollerini “Allaha bıraktı”.

Aslında, K.Kaymaklı’da da durum çok farklı değildi. K.Kaymaklı’nın gol ayakları Esin Sonay ile Debola’ya orta sahadan Sabri Selden, Hüseyi Adal ve Hamis Çakır’dan gerekli servis yapılamadı. Kanatlardan da, sadece Çağrı Kıral ile Yasin Kurt sağdan bir şeyler yapmaya çalıştı.

Bu durumda, koskoca ilk yarıda, K.Kaymaklı’nın Esin Sonay ve Debola ile net iki atağı olurken, penaltı da Yasin Kurt’un acemi bir şekilde Sercan tarafından düşürülmesi ile oldu. Bu pozisyonda, orta hakem Savaş Tilki’nin kararı dört dörtlük idi.

Zaten, dün iyi bir maç yöneten Savaş Tilki’nin tek tartışılacak pozisyonu, K.Kaymaklı’nın ikinci golünde golün kahramanı Mustafa Gabira’nın aldığı topta ofsayt pozisyonunda olup, olmadığıydı.
Yardımcı hakem Hakkı Emir’in bayrak kaldırmadığı pozisyonda benim bulunduğum yerden bir Çetinkaya futbolcusunun ofsaydı bozduğu görünümündeydi.

Buna mukabil, o koskoca Çetinkaya’nın ilk yarı itibariyle ilaç niyetine tek bir pozisyonu bile yoktu.
İlk yarı sona ererken, genel kanı Çetinkaya’nın ikinci yarıda şahlanacağı ve K.Kaymaklı’yı zor durumda bırakacağı noktasındaydı.

Nitekim, ikinci yarıya hızlı başlayan Çetinkaya, Cedric’in jeneriklik röveşatasının aynı güzellikte Ufuk tarafından aynı mükemmeliyette çıkarılması ile beraberlik golüne yaklaştı.
İkinci yarıda, bir on dakika süren ve saman alevi gibi sönen Çetinkaya baskısının ardından dün, orta sahada yorulan dek güzel bir oyun sergileyen Derviş Kolcu ile Sabri Selden ile hücumdaki Debola ile Esin Sonaya’a net gol pozisyonları hazırlamaya başladı.

Bu dakikadan sonra, beraberlik golü için  orta sahasını hatta defansını öne çıkaran Çetinkaya ataklarında K.Kaymaklı defansından ribaunt gibi her dönen top Çetinkaya kalesinde net gol pozisyonuna dönüştü.
Bu pozisyonlardan yararlanamayan K.Kaymaklı forvetleri Debola ile Esin Sonay adeta saç baş yoldururken,  Berkalp’ın Derviş Kolcu’nun yerine oyuna aldığı Mustafa Gabira oyunun şeklini ve seyrini tamamen değiştirdi.
Bu dakikadan sonra, oyun K.Kaymaklı forvetleri ile Çetinkaya kalecisi Hasan Piro arasında geçmeye başladı. İşte, böylesine bir pozisyonda ofsayt diye duraklayan Çetinkaya defansının arkasına sarkan Mustafa Gabira kaleci Piro’nun yanından topu ağlara yollarken, Forest’in durdurulamaz gerçeğini bir kez daha kanıtlıyordu.