“Futbolun marka değerini yükselttik” diyor ya Futbol Federasyonu’nun kendi Tüzüğüne rağmen 3. Kez başkan seçilen H. Sertoğlu; sadece hikaye anlatıyor.

1974 sonrası, İslam Ülkeleri Oyunlarına katılan, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş başta olmak üzere tüm Türkiye kulüplerini Kuzey Kıbrıs’ta; ama kamp ama takımlarımızla oynadıkları antrenman maçları ama kendi aralarında yaptıkları maçları izleten Federasyon Başkanları, futbolun marka değerini yükseltemedi, ama O yükseltmiş.

Ömer Adal döneminde; FİFA’nın görevlendirdiği Komite olarak, UEFA Yön. Kurulu Üyesi ve  Malta Fed.Bşk Mifsud ile FİFA Gn.Sek.Yrd. Kuzey Kıbrıs’a gelerek tesislerimizi gezdi. KTSYD yönetimi, AIPS Başkanları Frank Taylor’u ve Togay Bayatlı’yı ülkemize getirdi.

Hatta Ankara’da Federasyon Başkanı Ömer Adal’la görüşmekten çekinen Haluk Ulusoy bile gün geldi, Adal’la görüştü ve birlikte ülkemizde maç izledi. Bu yapılanlar futbolumuzun marka değerine hiç artı puan olarak yansımadı öyle mi?

Kovid 19’un sıfıra indiği geçen sezon maçları oynatmayan, bir yıl ülke futbolunu durduran H. Sertoğlu, şimdi iki yüzlere yaklaşan hasta sayısına rağmen maçların oynanacağını söylüyor.

Kulüp Başkanlarının neredeyse oy birliğine yakın kendisine oy vermesini övgü konusu yapan Federasyon Başkanı haksız değil. Sezon oynanmayınca, yabancı futbolculardan başlamak üzere tüm futbolculara para ödemekten kurtulan ama başkanlıklarına devam edenler, kendisini nasıl seçmesinler?

Futbol Fed. Başkanlığını basamak olarak kullanıp UBP’den Lefkoşa Belediye Başkanlığına aday olduğunda kazanacağı konusunda şüphesi olmayan Sertoğlu; “Kazansam da, kazanmasam da bir kez daha Federasyon Başkanlığına dönmeyeceğim” diyerek 1. Yardımcısı Orçun Kamalı’nın önünü açacağı sözünü vermişti ama seçimi kaybedince, tükürdüğünü yalayıp makamına geri dönmeyi rahatlıkla içine sindirebildi.

Tüzük, görev süresini iki dönemle sınırladığı halde, 3. Kez aday olması, futbola bir şey katacağından değil, olası bir erken seçimde kapağı Meclise atarak hani olmaz ya; belki bakanlık dağılımında spor ayrı bir bakanlık olarak yer alır, kendisi de oraya oturur hayallerinden ortaya çıktı.

Ben bir tiyo vereyim; söylediklerimi uygulasın, kesin başarır, hayalleri gerçek olur.

Önce KKTC’yi idare edenler gibi AKP yetkililerine biat edecek, ikide bir gönderdikleri paralar ve yardımlar için şükranlarını sunacak, ama olmazsa olmaz, mutlaka Cumaları olsun camiye gidecek. Yetmezse, muhalif olanları Rum’cu olarak suçlayacak.

Bunları yapsın, önce milletvekilliği, sonra da bakanlık çantada keklik.  

Hadi kolay gelsin, çalışmalara hemen başla.