Dersine iyi çalışmak...
Basketbolda son yıllardaki artan ilgi ve popülaritenin ne seviyede olduğunu bu akşam da Koopspor-YDÜ maçında görmüş olduk. Ülkede özellikle bir basketbol seyircisi oluşmaya başladı. Tabi bunda yabancı kalitesinin artması, özellikle genç yerlilerin kendini göstermeye başlaması etkili diye düşünüyorum.
Bu akşam çok önemli bir final serisi ilk maçını izleme fırsatı bulduk. Keyifli, heyecanlı ve stratejilerle dolu bir maçtı. Maçta her iki takımın doğruları da vardı, yanlışları da vardı. Ancak beni şaşırtan nokta YDÜ’nün sezon başından beridir sürekli olarak düşen oyun kalitesi. Tabi bu oyun kalitesinin düşmesinde rakiplerin de önemli etkisi vardır diye düşünüyorum. Önce kupada Girne Üniversitesi’nin YDÜ’nün oyun sistemini çökertmesi, bu akşam da Koop’ta Emrah Güven’in dersine çalışarak YDÜ’ye öne geçme fırsatı vermemesi. Bunun yanında oyunda olduğu sürelerde pota altını lig boyunca domine eden Kambala’yı iki uzunla (Johnson-Miroslav, zaman zaman da Andım ile) durdurması.
Maçın ilk dakikasını YDÜ’yü hiç izlemeyen biri izlese, “Bu takım nasıl tek yenilgiyle lider bitirdi” diye sorar. Şaka değil, YDÜ’den ilk 5 dakikada 0(sıfır) sayı. Hem savunmada hem de hücumda beceriksiz bir YDÜ izledik. Ancak 5 dakikadan sonra Koop yapmaması gereken bir rehavete kapıldı ve maçta ipleri YDÜ’nün eline verdi. YDÜ bildiğimiz etkili hücumları gerçekleştirmeye çalışsa da Derek’in gününde olmaması ve savunmadaki zafiyet farkın kapanmasına engel oldu.
İkinci periyotta da yukarıda bahsettiğim gibi Kambala’yı uzunlarla durduran bir Koop izledik. YDÜ’de özellikle savunma bu kadar alarm verirken Kemal Taşçı’nın 2 periyot ortasına kadar süre almaması bana göre yanlıştı. Koopspor’un maç boyunca tek hatası Mandic’e önlem alamaması oldu. Birçok kez Mandic göstere göstere, yürüye yürüye sayılar buldu ve bu da Koop’un hem savunma zafiyetini hem de konsantrasyon eksikliğini ortaya çıkardı. Üçüncü periyot ise tam bir satranç müsabakası gibi oynandı. Ahmet Gürel Alp’in her hamlesine Emrah Güven farklı bir hamleyle cevap verdi. Kambala oyundayken farklı bir oyun oynadı ve yorulan rakibi de Cliff’in skorer özelliğiyle süründürdü. Bunun yanında Emrah Güven geçmiş maçlara nazaran rotasyonunu çok iyi kullandı. Daha önceki maçlarda 6 oyuncuyla maçları noktalayan Emrah Hoca bu kez 7-8 oyuncuyu kullandı ve as adamlarının direncinin yüksek kalmasını sağladı. YDÜ ise Kemal Taşçı’nın daha fazla süre aldığı anları pozitife çeviremedi. Nitekim hem Kemal’in hem de Halil Kutruza’nın hem savunmada hem de hücumda gününde olmayışı takımı etkiledi. Bu ikili birçok maçta takımlarını ipten aldığı pozisyonları değerlendiremedi.
Son periyotta ise YDÜ bir ara maça tutundu ve farkı 1’e kadar indirmeyi başardı. Ancak yanlış hücum tercihleri YDÜ’nün öne geçememesini sağladı. Koop bu periyotta fast breaklerle Kercem ve Cliff’le çok kritik sayılar buldu ve YDÜ’nün farkı eritmesine engel oldu. YDÜ boş döndüğü hücumlarla iyice konsantrasyonunu kaybetti ve maçta tüm ipleri Koop’un eline verdi. Bu ikramı geri çevirmeyen Koop takımı da karşılaşmadan galip ayrılarak seride öne geçerek avantaj yakalayan taraf oldu.
Maçın özeti ‘dersine iyi çalışan kazandı’ dersek yeridir. Emrah Hoca YDÜ’yü iyi çözdü, eksiklerin üzerine gitti ve en azından bu maç için YDÜ’yü yenmeyi başardı. Bakalım Ahmet Gürel Alp, Koop’un eksiklerinin üzerine gidip final serisinde takımını hayata döndürecek mi… Bu maç için dersine iyi çalışmayan Ahmet Hoca, dersine iyi çalışan ise Emrah Hoca oldu…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.