Kaya Emiroğlu

Kaya Emiroğlu

Doğru yoldayız ama doğru yürümeliyiz

A+A-

1980’li yıllarda televizyonlarda Real Madrid, Milan veya diğer üst düzey takımların Şampiyon Kulüpler Kupası’ndaki çeyrek final, yarı final ya da final maçlarını izleyeceğimizde inanılmaz büyük bir heyecan duyar, dakikalar önce yemeğimizi bitirip ekran karşısına geçerdik.
Çünkü o ünlü yıldız futbolcuları ancak ve ancak o doksan dakika içerisinde izleyebilirdik.
Sanal ortam ya da basın bugünkü gibi değildi. Maçı günlerce konuşurduk.
İçimizde burukluk da olurdu. Rumlar ya da Türkiye, uluslararası maçlar yaparken biz sadece seyretme modunda olduğumuz için.
Oysa bugün, özellikle, Avrupa’daki hemen hemen tüm futbol takımlarının futbolcularının ya da teknik heyetinin ya da yönetimlerinin ve hatta sponsorlarının nesi var nesi yok, anında öğrenebiliyoruz. Takip edebiliyoruz.
Futbol oyun kurallarımız FIFA kitapçığı.
Teknik adamlarımız UEFA kurallarına göre eğitiliyor.
Hemen Güney’de GSP’de yapılacak, ki UEFA üyesidir, herhangi bir Şampiyonlar Ligi veya UEFA Avrupa Ligi maçına akreditasyon yapıp gidebiliyoruz.
Bilet alıp tribünden maçı izleyebiliyoruz. Futbolcu ayakkabılarımız, eşofman veya formalarımız en son üretim ve dünyanın kullandığı en iyi markalardan.
Peki bu resimde olmayan ne?
İki şey var. Birincisi “resmi olarak yani aktif olarak dünya futbolunda yokuz” yani takımlarımız uluslararası maçlar yapamıyorlar, ikincisi de ülkemizde herhangi bir uluslararası futbol maç veya organizasyonu yapılamıyor.
İkincisi için altyapı açısından hala yetersizliklerimiz bulunmaktadır diyebiliriz belki, ama birincisi gerçekleşirse mecburen ikincisi de gerçekleşir.
Sayın Hasan Sertoğlu ve yönetiminin yaptığı tarihi girişim, son birkaç yıldır dünya futbolu açısından içimizde yaşadığımız hareketliliği, dışımıza çıkarmamızı sağlama ve özellikle de futbolcu açısından gelişimimizi artırma yönünden çok ama çok önemlidir.
Bazı arkadaşlarımız hemen panik oldular. Vatan satılıyor mu diye.
Yıllarca taş taş üstüne koymadılar. Konuşacak tek kelimeleri yok bu konuyla ilgili. Ancak ne halsa vatan elden gidiyor edebiyatı devam ettirilmeye çalışılıyor. Oysa adımız değişmiyor. Üstelik KOP, “Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu” terimini, FIFA’nın da bu konuyu ciddiye almasıyla, lügatına sokmak zorunda kaldı. Yani bu imza sadece KTFF’nin KOP’u tanıması değil, aynı zamanda KOP’un KTFF’yi resmi olarak tanımasıdır. Ve en önemlisi FIFA’nın dolaylı da olsa KTFF’yi tanımasıdır. Doğru yolda olunduğuna inanıyorum.
Bu aşamada biraz zaman gerekmektedir. Bu geçici düzenlemenin altı muhakkak doldurulacaktır. Herşeyin net olması gerekir. Kulüplerimizin içe kapanıklıktan dolayı özellikle ekonomik anlamda ne kadar zor durumda olduğu aşikardır.
Aslında bu süreçte ev ödevimizi tam olarak yapma yükümlülüğündeyiz. Buna konsantre olmalıyız. Kulüp, futbolcu, teknik adam, tesis, sponsor ve özellikle futbolun sportif bir anlayış olması bilinci  açısından kendimize çeki düzen vererek ve hazırlanarak bu süreçten başarılı bir şekilde çıkmamız gerekmektedir.
Artık “dünya bizi bilmiyor tanımıyor” diyemeyiz. Öyle bir lüksümüz yoktur. Artık sanallıktan realiteye geçmemiz zamanıdır.
Teorinin önemli olduğu ancak pratiğin ondan daha önemli olduğu bir zamanda yaşıyoruz.

Bu yazı toplam 1018 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar