K-Pet Süper Lig’de ikinci devre heyecanı kaldığı yerden başladı. Küçük Kaymaklı ile Lefke kozlarını Ruso’da paylaştı. Devre arasında kadrosuna çok önemli takviyeler yapan Küçük Kaymaklı’nın nasıl oynayacağı, nasıl bir dizilişle sahaya çıkacağı merak konusuydu. Yine aynı şekilde Lefke takımında ilk kez uzun süreli Mehmet Solkanat’la devre arasında çalışma fırsatı bulan Lefke’nin ne yapacağı da.

Maçta çok fazla gol pozisyonu yoktu, kaliteli bir oyun da yoktu. Küçük Kaymaklı’dan başlamak gerekirse bu galibiyete fazla güvenmesinler derim. İlla ki bu galibiyet takıma moral motivasyon anlamında çok şey katacaktır, onları ayağa kaldıracaktır. Ama oyun anlamında Kaymaklı oyuncu kadrosuna göre bir oyun oynamadı. Bunu ligin ilk devresinde Mustafa Yaşınses’i kullanamamalarından da anlayabiliriz. Bu maçta da bana göre Uğur Gök gibi bir oyuncu varken sürekli uzun top oynamak hataydı. Kaldı ki sizin pivot forvet özelliklerdeki, topu indiren sırtı dönük arkadaşlarına pozisyon hazırlayacak bir forvetiniz yokken. Orta alanda yaratıcı oyuncu eksikliği bu maçta yine gözüktü. Bayram ve Hüseyin Adal çok koştu, mücadele etti ama zaman zaman kritik top kayıpları da yaptı. Savunmada Serhan-Bahadır ikilisi kusursuz oynadı ama bunda Lefke’nin şuursuz ataklar yapması ve organize olmadan gelmesi etkendi. Çağrı Kıral zaman zaman hücuma katkı koymaya çalıştı ancak son paslarda bir türlü istediği verimi gösteremedi. Diğer bek Taner ise çok fazla hücuma katkı koymadı ancak Çağrı’nın çıkmasıyla geride savunmayı üçleyerek takımının kontra yemesine engel oldu. Lefke’ye göre daha derli toplu bir Küçük Kaymaklı izledik. Ali Duvarcı tecrübesiyle kalede güven verdi. İlk yarıda Kaymaklı’nın uzun top sevdasıyla Yağış neredeyse topa dokunmadan oyundan çıktı, ikinci yarıda oyuna giren Joshoa Odo süratiyle Lefke savunmasını yordu. Tabi Küçük Kaymaklı’nın gerçek gücünü 1-2 hafta sonra göreceğimize inanıyorum. Mehmet Kaygısız’ın dönmesiyle, muhtemelen Serhan orta alana geçince takım daha diri bir savunmaya sahip olacak. Bunun yanında hücumda Amani’de eklenince, kontra atakta çok etkili bir Küçük Kaymaklı takımı izleyebiliriz. Bu maçta oyunu çok beğendiğimi söyleyemem.

Lefke takımı ise beni bu maçta hayal kırıklığına uğrattı. Mehmet Solkanat’ın bana göre sonradan yaptığı oyuncu hamleleri hatalıydı. Maça çok tutuk başladılar. Lefke her zaman mücadele eder, bu değişmez. Ama oyun anlamında üzerine bir şeyler koymazsa bu takımın çok başı ağrır. Kasım’ı topla buluşturmazsanız, Kasım’dan bir şeyler üretmesini, size gol yapmasını beklemeyin. Semih Ünaldı, Adal ve Bayram’ın arasında kayboldu. Hiç topla buluşup bir şeyler üretemedi. Zekai bana göre sahanın en kötülerindendi. Aldığı tüm topları ezdi, çok top kaptırdı. Smart çabaladı ama bir türlü takım arkadaşları ona uyum sağlayamadı. Lefke’de her iki bek de hücuma katkı koymadı. Tamam, deplasmandasınız ‘önce savunma’ diyebilirsiniz ama maçın üçte ikilik bölümünde geride olan bir takımın beklerinin hücuma katkısı bir elin beş parmağını geçmez. Böyle oynarsa Lefke gol bulamaz. Günümüz futbolunda beklerin ve kanatların uyumu ve hücum varyasyonlarındaki işbirliği çok önemlidir. Bunu başaramazsanız, ne Semih’in yaratıcılığından ne de Kasım’ın bitiriciliğinden faydalanabilirsiniz. Mehmet Solkanat’ın oyunu daha erken okumasını beklerdim. Hocamın oyun bilgisine olan güvenim sonsuz ancak Rahmi’yi daha erken oyuna alıp sol beke yerleştirip, Arif’i stopere, Allen’i de ileriye atıp hücum gücüne güç katabilirdi. Bu hamle maç boyunca gelmedi. İlla ki Mehmet Hoca takımı tanıma adına bazı fikirlerini sahaya yansıtmıştır, sezon boyunca kafasındaki Lefke’yi sahada görmek isterse, hücumsal anlamda takıma bir şeyler kazandırmalı.

Sonuç olarak maçta bana göre Küçük Kaymaklı bir tık daha çok isteyerek oynadı ve sonucunda üç puanı alarak moral buldu. Ancak dediğim gibi, bu galibiyet rehavete sokmasın, oyun kalitesini artırmaya yönelik adımlar atılsın.