Türk Ocağı Teknik Direktörü Ahmet Dedekorkut, Diyalog’a konuştu ve futbolda yaşanan süreci değerlendirdi. Coronavirüs tedbirleri kapsamında liglerin durmasını yorumlayan Dedekorkut, sürecin doğru yönetilmediğini vurguladı ve önerilerde bulundu. Tecrübeli teknik direktör, “Sağlık Bakanlığı futbolu oynatmak istemedi, kulüp başkanları da oynamak istemedi. Bu dönemde en zor süreci oyuncular yaşadı ve yaşayacak. Bu sezonun oynanmayacağı açıklanmasının ardından, önümüzdeki sezonla ilgili plan ve projenin hemen başlaması gerekiyor” dedi.

***

Jimnastik (*)’te başarılı işler devam ediyor

Ülkemizde en iyi çalışan spor federasyonlarından biridir Jimnastik Federasyonu. O kadar başarılı işlere imza atıyorlar ve spor basınının takdirini kazanıyorlar ki, 8 buçuk yaşındaki kızımın da dikkatini çekmiş, “Baba beni de jimnastiğe yazdırsana?” sorusuyla karşıma gelmesi, beni mutlu etti ve hemen temasa geçerek, kayıt işlemlerini gerçekleştirdik.

            Spor federasyonlarımızın birincil görevi de işte bu olmalı. Çocuklarımızı, gençlerimizi teşvik etmeli, dikkatlerini çekmeli ve onları sporun içine çekmelidir. Tüm doğru adımları ve çalışmalarından dolayı da bir kez daha kucak dolusu teşekkür etmeliyiz Jimnastik Federasyonu Başkanı Hasan Sapsızoğlu’na. Olmayanı yaratan, yapılamayacak olanı yapan başkan olarak anılacaktır spor camiasında…

            Sapsızoğlu, faaliyetlerini takdirle karşılayan ve sayfalarında yer veren spor basınına, önceki gün bir teşekkür mesajı yayımladı. Bu incelik tüten detay da dikkatlerden kaçmadı. Teşekkürler Sapsızoğlu, sporumuza katkıların daha uzun yıllar sürsün… 

(*) (“Cimnastik” diyen de var ama ben “Jimnastik”ten tarafım)

Yüzyılın Futbolcusu Ronaldo

Cristiano Ronaldo, rekorların adamı. Ve ne şanslıyız ki, kendisi ile aynı çağda yaşamımızı sürdürürken (teknolojinin de imkanlarını kullanarak) onu izleme şansını yakalıyoruz. Ronaldo’ya geçtiğimiz hafta, Dubai’de düzenlenen törenle “21. Yüzyılın En İyi Futbolcusu” ödülü verildi. Yakışır. Ronaldo bu ödüle Messi, Salah ve Ronaldinho’yu geçerek ulaştı.

Bu arada Ronaldo’dan bir haberi paylaştık, Messi’den bahsetmemek de olmazdı. Geçtiğimiz hafta Barcelona formasıyla kaydettiği 644’üncü golüyle “Aynı kulüple en fazla gol atan futbolcu” unvanını kazanan Arjantinli yıldıza, Santos’tan ret geldi. Santos, Messi’yi kutlarken, rekorunu tanımadığını açıkladı. Gerekçe de Brezilyalı Pele’nin Santos formasıyla 643 değil, hazırlık maçlarıyla birlikte 1091 gol attığı iddiası.

“Kahverengiyim”

Son aylarda tüm dünyada tartışılan futbolda ırkçılık (aslında tüm alanlarda tartışılıyor, spor da bundan nasibini aldı) tartışmalarını üzülerek görüyoruz.

            Gazete arşivimi karıştırırken 2018 yılından bir haber dikkatimi çekti.

            29 Aralık 2018 tarihli Yenidüzen haberinde, bir dönem Türkiye ligi ekiplerinden Fenerbahçe’de de forma giyen Stephen Appiah’ın açıklamalarına yer verilmiş.

            Appiah o dönemde, yine hortlayan ırkçılık söylemlerine bir tepki olarak, “Siyahi de, beyaz da değilim. Kahverengiyim” dedi.

            Kariyeri boyunca hiçbir zaman siyahi olduğu için sorun yaşamadığını kaydeden Ganalı yıldız, ırkçılığı kategorilere ayırdığını söyledi. Irkçılığın ilk türünün rekabetten kaynaklı olduğunu belirten Appiah, “Mesela Messi siyahi bir oyuncu olsa ve siz Barcelona’ya karşı oynasanız, taraftarlarınız onun oyununu olumsuz etkilemek için her yolu deneyecektir. Ama bunu siyahi olduğu için değil, dünyanın en iyisi olduğu için yapacaklar” diye konuştu.

            Appiah, bazı taraftarların da sadece siyah renge karşı önyargıları nedeniyle sizi ıslıkladığını kaydederek, “Sorsanız bunu neden yaptığını, rasyonel bir açıklaması yoktur. Bizim siyahi olduğumuzu da kim söylüyor? Ten rengimin siyahla alakası olmadığını söylediğimde arkadaşlarım gülüyor. Mesela elime bak. Siyah mı bu? Telefonum siyah mesela, ama elim kahverengi. Ben siyahi de beyaz da değilim, kahverengiyim. Biri kahverenginden rahatsız oluyorsa ona bir şey yapamam” dedi.