Geçtiğimiz hafta BRT’de “Potanın Nabzı”nda konuşulmuştu ülkemizde Tekerlekli Sandalye Basketbolunun geçtiği süreçler. Tonguç Kotak ve Tahir Topaloğlu’nun birlikte hazırlayıp sundukları programın konukları Engelliler Spor Federasyonu kurucularından Yeşim Tuncel olurken, telefon bağlantısı ile de Engelliler Spor Federasyonu Eski Başkanı ve antrenörü Orçun Kamalı ile eski başkanlardan ve oyunculardan Günay Kibrit de düşüncelerini paylaştı.

            Tarihe not düşülmesi gereken noktalara değindi her üç konuk da.

***

            Mustafa Çelik ile yokluklar içinde yola çıktıklarını söyleyen Yeşim Tuncel, adım adım her şeyi başardıklarını vurguladı.

            Tuncel şöyle yorumladı, geçirilen süreci:

            “Sporcularımız önce uçaklara ellerde çıkarıldı. Yayınlar yaptık ve ambulif kazandırdık bu ülkeye. Dünya’nın çeşitli ülkelerinden, Amerika Birleşik Devletleri’nden, Rusya’dan, Almanya’dan, Hollanda’dan, Türkiye’den, İsrail’den Polonya’dan takımları ülkemize getirdik ve büyük turnuvalar yaptık. Türkiye Ligi’nde mücadele ettik. Avrupa kupalarında da oynadık. Bu işler zordu ama gönülden yaptık.”

***

            Yokluklar içinde başlayan ve bu ülkede olmaz, tutmaz denilendi başarılan.

            Orçun Kamalı da açıklamalarında buna vurgu yaptı ve “1993 yılında Mustafa Çelik ile yola çıktık ve bu ülke için önemli bir spor organizasyonu gerçekleştirdik. Türkiye ve Avrupa’da mücadele ettik. 4 yıl Türkiye Ligi’nde hep deplasmanda oynadık. Sonra yapılan görüşmelerde bu işi balardık ve maçlarımızı ülkemizde oynamaya başladık.  Bu ülkede kimsenin başaramayacağını başararak, hem Türkiye Ligi’nde hem de Avrupa kupalarında oynadık ve oynamaya da devam ediyoruz. Bu büyük bir kazanımdır” dedi.

***

            Ortopedik Özürlüler Derneği Başkanı, Engelliler Spor Federasyonu Eski Başkanı ve oyuncusu Günay Kibrit de konuşmasında, geçmişten günümüze yaşanan süreci anlattı.

            Kibrit şöyle konuştu:

            “25 yaşında Mustafa Çelik ile bu spora başladım. O dönem çok eski arabalarla bu sporu yapıyorduk. Mustafa Çelik’in başlattığı ancak bitiremediği salon projesi için halktan 500 bin TL topladık ama pandemi nedeniyle o dönemin Başbakanı Ersin Tatar tarafından bizden istendi ve biz de verdik ama sayın Tatar bize yeni bir yer tahsis edeceğini de belirtti. Siyasiler bize söz verdiler. Bu salon sözünün tutulmasını bekliyoruz.”

            Şimdi verilen bu sözün peşine düşüp, takipçisi olmalıyız, hem de hep birlikte. Pandemi koşulları düzelince, gerekli yerlerle görüşülmeli ve yine tüm duyarlı yurttaşların desteğiyle tamamlanmalıdır.

***

            Bu yazı ile bu ülke için çok önemli işlere imza atan, olmayacak olanları başaran, ömrünü mücadeleye adamış Mustafa Çelik’i de bir kez daha anmamız gerekiyor.

            Onun bizlere bıraktığı miras, şu anda güçlenerek, büyüyerek, üstüne konarak ilerliyor.