Futbolda statü değişmeli
Son zamanlarda futbolcularımızdan BAL Ligi’ne aşırı bir ilgi oluşmaya başladı. Yıllardır kendi yağımız ve ciğerimizle kavrulduğumuz, umutsuz bir bekleyiş ve çaresizlik içerisinde olan futbolcularımız, önlerine çıkan her şansı deneme yoluna gidiyor.
Futbolcularımız, yıllardır adına “Süper Lig” denilen, fakat süperle hiçbir alakası olmayan, dünyada eşi ve benzerine rastlanmayan bir ligde mücadele ediyor. Sadece süper denmekle süper olunmuyor. Süper olmak için futbol adına tüm kriterlerin yerine getirilmesi gerekiyor.
Ülke futbolumuza ne profesyonel ne de amatör diyebiliriz. Böyle bir statü dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Futbolcular lig devam ederken, elini kolunu sallayarak başka bir ülkenin takımına gidebilirken, beğenilmeyip veya başarısız oldukları zaman da geri gelip yine kaldıkları yerden, futbollarına devam edebilecekleri bir başka ülke yoktur. Hiçbir bağlayıcılığı olmayan, kuralların, prensiplerin ve kaidelerin günün şartlarına göre yürütüldüğü bir sistem içerisinde, futbolumuzu ileriye taşımak mümkün değildir.
Bu sistemde futbolcuları tutabilmek kolay değildir. Ülkedeki işsiz futbolcuların çoğunlukta olması da, bu kaçışın en büyük nedenlerinden biridir.
Dikkat ederseniz, BAL Ligi’ni düşünen futbolcuların birçoğu, okullarını bitirmelerine rağmen iş bulamayan oyunculardan oluşuyor. Ülkenin temel sorunu işsizlik olduğu düşünüldüğünde, futbolcuların kendi geleceklerini düşünmek ve bu şansı değerlendirmek en doğal haklarıdır.
Futbolcular böyle düşünürken, kulüp ve federasyon ne yapıyor? Bu gençlerin kaçmalarını önleyecek hangi önlemleri aldılar? Dikkat ederseniz, çalışan veya işi olan futbolcular, BAL Ligi’ne gitmeyi hiç düşünmüyor. Sadece, gelecek kuşkusu olan futbolcular bu yolu deniyor. O halde kulüp, federasyon ve devlet işbirliği ile işsiz ve gelecek kaygısı olan futbolcuların, bu ülkede kalmalarını sağlayacak önlemlerin alınması gerekiyor.
O halde artık yarı profesyonellik kaçınılmaz bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Federasyon bir an önce bu konuda çalışma başlatmalıdır. Yıllar önce Rum tarafı da, önce yarı profesyonellik ardından da tam profesyonelliğe geçmişti. İleride bizler de profesyonelliğe geçeceksek, bizim de bu noktadan sonra bu uygulamayı başlatmamız gerekiyor. Tabi devletin katkısı şarttır.
Yarı profesyonellikte, devlette çalışan futbolcular, öğleye kadar bağlı bulundukları iş yerinde görev yapıyor, öğleden sonra da kulübünün antrenmanına katılıyor. Maaşının yarısını devlet öderken, diğer yarısını da kulüp veriyor. İşsiz olan futbolculara da, kulüp maaşını verirken, devlet de, sosyal sigorta ve ihtiyaç sandığını yatırıyor.
Böyle bir uygulama, hem gençlerimize iş olanağı sağlayacak, hem de ülkelerini terk edip macera peşinde koşmalarını engelleyecek. Ayrıca, geçlerimize sahip çıkmanın yanında, futbolumuzun kalitesini ve değerini de artıracaktır.
Yenicami Spor Kulübü, belki de devletin ve Futbol Federasyonu’nun yapması gereken adımı atmıştır. Futbolumuza ve futbolcularımıza sahip çıkmanın örneğini göstermiştir. Önce Halil Turan’ın BAL Ligi’ne gitmesine engel oldu. Şimdi de geçen ay BAL Ligi’ne giden Adil’in geri gelmesini sağladı. Demek ki akılcı yaklaşımlar ve maddi olanaklar sağlandığı takdirde, futbolcularımızın ülkelerini terk edip, seviyesi bizim seviyemizden farklı olmayan bir ligde futbol oynamalarını durdurabiliriz.
Federasyon kulüpleri olağanüstü genel kurula çağırdı. Oradan çıkacak sonucun, ülke futbolunun yeniden yapılanması, mevzuatın değiştirilmesi ve futbolumuzun bir an önce mevcut sistemden kurtulması şeklinde olmalıdır. Bu statü ile futbol oynamaya devam edersek, ülke futbolu yok olma noktasına gelecektir. Bu bilinçle hareket edilmeli ve değişimin gerçekleşmesi için tüm kulüplerin cesaretli olması gerekmektedir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.