Gidilecek Köyün Minareleri
Geçtiğimiz hafta her iki takım da kazanmıştı. Lefke Gençler Birliği deplesmanından galibiyetle dönerken Değirmenlik de konuk ettiği güçlü rakibi Doğan Türk Birliği’ni mağlup etmişti. Değirmenlik’in iki dezavantajından biri Lefke’den daha alt sıralarda yer alması, ikincisi ise Lefke’ye misafir olacak olmasıydı.
Karadağ’a kim gelirse gelsin Lefke oyun üstünlüğünü rakibine mutlaka kabul ettirir. Dün de öyle oldu, ancak maçın ilk yarısında Değirmenlik takımı savunma anlamında oldukça dikkatliydi. Penaltı dışında ve Arif’e sağladıkları şut imkanı dışında pek bir hata yapmadılar.
İlk yarı boyunca her iki takımın da istekli bir oyun ortaya koyduğunu söylemek mümkün, ancak gerek top kayıpları gerekse istenen boş alanları yaratamamaları yüzünden sonuca gidecek pozisyonlar üretemediler.
Özellikle Lefke için beklerini ileriye çıkarıp ofans etkinliğini artıramadığını söyleyebiliriz. Maçın birinci devresi ilk onbeş dakika içerisinde atılan karşılıklı penaltılarla 1-1 sona erdi. Bunun dışında Arif’in yakın mesafeden kaleyi isabet ettiremediği pozisyon ve ani Değirmenlik atağında kaleye gitmekte olan Viktor’u arkadan yetişip ayağından topu alan Aykut’un kritik müdahalesinin dışında akılda kalan başka bir pozisyon yok.
İkinci yarıda Lefke oyunun hakimiyetini eline almasına rağmen ceza alanı önünde iyi organize olan Değirmenlik savunma hattı, bütün Lefke ataklarını karşılamaya başladı. Ancak Değirmenlik kalecisi Fikri’nin hatalı yediği gol oyunun seyrini bir anda değiştirdi. Geriye düşen Değirmenlik takımı daha çok hücumu düşünmeye başladı. Tabi ki bu oyun tarzı bazı riskleri de beraberinde getirdi. Rakip kaleye inmekte zaten zorlanmayan Lefke, bu kez dikkati daha dağınık bir savunma ile karşılaşmaya başlayınca gidilecek köyün minareleri de görünmeye başladı. Cedric’in çok akıllı bir topla buluşturduğu Zekai, yapılması gerekeni yaptı.
Sert ve düzgün bir vuruşla topu uzak köşeye gönderince Lefke maçın bitimine on dakikadan fazla bir süre kala maçı kopardı.
Lefke’de dün iyi mücadele eden oyuncuların başında Cedric, Semih, Aykut gibi isimler vardı. Zekai de gol atmayı yavaş yavaş alışkanlık haline getirmeye başladı. Bugün Semih için bir parantez açacak olursak, Süper Lig takımları da artık Semih’i analiz etmeye başladı. Orta alanda top tutup taşıyabilen ve adam eksilten özellikleriyle ön plana çıkınca rakip tekmelerin de hedefi haline gelmeye başladı. Hakemlerin ülkemizde sayıları çok da fazla olmayan bu tip futbolcuları korumak adına daha dikkatli davranmaları gerektiğini düşünüyorum.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.