Gnōthi Seauton – Kendili Bil
Sezonun belki de en beklenen maçı ister istemez Koop ile YDÜ arasında oynanan karşılaşmalardır. Seyircilerin maça ilgisi de bunu doğrular nitelikteydi. Maçın iki takım için de farklı bir önemi vardı. Yakın Doğu maçı kazanarak liderliğini pekiştirmek, Koopspor ise kazanarak 2. sıraya yükselme yolunda önemli bir adım atmak istiyordu.
Takım kadrolarına baktığımız zaman Yakın Doğu’nun kritik noktalara takviye yapıp, genel anlamda kadro yapısını koruduğunu görürken, Koopspor’un ise bir değişim içerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Bu da Yakın Doğu’nun oturmuş sisteminin ve birbirine alışmış oyuncuların uyumlu bir şekilde oynamaya devam etmelerine imkân veriyor. Koopspor ise halen beraber ve akıcı oynama konusunda sıkıntı yaşamakta.
Maçın ilk periyodu başa baş giderken, Yakın Doğu’nun yedek dört oyuncusu ile Berkem henüz ilk periyodun sonlarında farkı açmayı başardı. Berkem ciddi bir şut tehdidi oluşturuyor. Maç boyunca bulduğu 7’de 4 üçlük isabeti de bunun ispatı.
Bu noktaya kadar iki takım da birbirlerinin oyununu çözmeye çalışıyordu. İkinci periyotta sahada olan beşler içinde savunmada YDÜ sürekli switch yaparak oynarken, fiziksel avantajlarından ötürü Koopspor’a hiç mismatch şansı vermediler. Daha doğrusu Koop, bunu kullanamadı. Zira Alpay’ı savunan Ferit’e karşı Alpay’ın ciddi avantajı varken, switch yapıldıktan sonra Alpay ile kalan İhsan daha iyi bir performans sergiledi. Bu noktada Koopspor’un ya Alpay ile perde oyunundan vazgeçmesi gerekirdi, ya da böylesine bir switch yapıldıktan sonra topu Alpay değil, Ferit’in karşısında kalan adam kullanmalıydı. Koopspor ise savunmada ilk anlarda show-up temelli oyun ile Yakın Doğu’yu yavaşlatsa da, Yakın Doğu sonrasında birçok ters eşleşme yakalamayı başardı. Koopspor oyuncularının takılmalar yaşayan hücumları, kötü pas tercihleri ve Emrah koçun ısınmaya başlayan oyunculara rotasyon yapmasına rağmen, ikinci periyot kendi içinde berabere bitti ve devre 39-31 Yakın Doğu lehine tamamlandı.
Üçüncü periyotta Koopspor’un yapmaya çalıştığı tam saha baskıdan çok rahat çıkmayı başaran Yakın Doğu oyun kontrolünü ele aldı ve Koopspor’u basit fauller yapmaya zorladı. Buna karşı hamle olarak Doğukan ve Temur’u beraber sahaya süren Emrah koç bu hamlenin sonuçlarınıalır gibi oldu ve Yakın Doğu Temur’un içeriye penetreleri ile birlikte kırılma belirtileri göstermeye başladı. Ve bu noktada tecrübe devreye girdi. Yakın Doğu’nun sakin üçlüsü Halil, İhsan ve Ahmet takımı organize etmeyi başardı, nabzını düşürdü. Diğer takımlarda göremediğimiz ve Yakın Doğu’nun en iyi yaptığı şey oyunun hangi tempoyu gerektirdiğinin farkında olabilmeleri. Gerekli yerlerde oyunu hızlandırıp, başarılı bir kaos basketbolu oynarken, gereken yerde de takımı yavaşlatmayı biliyorlar. Böylece oyunun temposunu da kontrol edebiliyorlar. Böylece Koopspor’un kendilerini kırmasına izin vermeden, topu çevirerek, doğru şutları bularak ve hücum ribaundlarında etkili olarak maçı koparmayı başardılar. Bu periyodun sonunda Temur’un kaşının açıldığı pozisyonda hakemlerin Temur’a hatalı yürüme kararı vermesi çok garip bir olaydı. Neyse ki sonrasında bu kararı düzelttiler.
Maçın son periyoduna ise Koopspor alan savunması deneyerek başladı. İlk üç hücumda bunda başarılı oldularsa da, dördüncü hücum öncesi Andım kenara geldi ve sayıyı yediler. Andım’ın kondisyonu yeterli olmasa da, bu tarz kolektif savunma oyunlarında takımı organize edebilen bir oyuncu oluşu, onu sahada tutmayı gerektiriyor. Bu periyot içinde de transition (geçiş) hücumlarını başarı ile uygulayan Yakın Doğu, maçı da 67-51 kazanmayı başardı.
Koopspor’un transferler ile birlikte oluşturduğu kadro bireysel olarak çok yetenekli isimler barındırsa da, kadronun neredeyse hiçbir felsefesi yok gibi. İçerden set hücumu mu, dışarıdan penetre denemeleri mi, yoksa şuta bağlı bir hücum anlayışı mı izliyoruz, henüz anlamış değiliz. Emrah koç açılış ligini bunları oturtmak adına bir hazırlık süreci olarak değerlendiriyor olabilir, fakat takımın en büyük sıkıntılarından biri birçok oyuncunun henüz ellerine top gelmeden bile potayı düşünmeleri. Bu öylesine kötü tercihlere sebebiyet veriyor ki, hücumda hiçbir akışkanlık göremediğimiz anlar oluyor. Takım içindeki top paylaşımı, rollerin dağılımı, beklentiler ve rakip özelinde önlem ve görevlerin henüz tam oturmadığı da aşikar. Yoksa takımın 2 ve 3 pozisyonları gerçek anlamda ligin en potansiyellisi. Sadece beraber oynamanın keyfini çıkarmaları ve birbirilerine daha da inanmaları gerekiyor. Takımın saha içindeki kendi arasındaki gerginlik de böylece azalacaktır.
Yakın Doğu ise doğru işler yapıyor. Kim olduklarını biliyorlar. Kendilerini biliyorlar. Birbirilerini de biliyorlar, tanıyorlar. Fakat Halit koç önümüzdeki seneleri de düşünüyorsa bu takımda Halil, İhsan ve Ahmet’in spresifik yedeklerini de gençlerden yavaş yavaş hazırlaması gerekir. Ligin son maçı Soyer-YDÜ iki namağlup takımın maçı olacak ve play off sıralaması belirleyici bir maç bizleri bekliyor.