Güreş Tarihi-2
Bir önceki yazımızda güreşin tarihi ile ilgili olarak Serbest Güreş Antrenörü Muharrem Atik’in kaleme aldığı ve 1973 yılında okuyucusuyla buluşan “Serbest Güreş” kitabından bir alıntıyı sizinle buluşturmuştuk.
Bu yazımızda da yine ayni kaynaktan dünya güreşinin gelişmesine bakacağız.
Atik, bu gelişim sürecini şu satırlarla aktarıyor:
“İlk zamanlarda Amerikan güreşçilerinin güreşte söz sahibi oldukları bilinmektedir. 1904 yılında yapılan Olimpiyatlarda Amerikan güreşçileri bütün sıkletlerde şampiyon olmuşlardır. Daha sonraları güreşte üstünlük İsveç’lilerin ve Fin’lilerin eline geçmiştir. Bu arada Alman ve Macar güreşçileri de birçok şampiyonalarda madalyalara ortak çıkmışlardır. Bu ülkelerin güreşte üstünlüğü 1948 yılına kadar devam etmiştir. 1948 Londra Olimpiyatları’nda Türk güreşçileri dünya minderlerinde yıllarca saltanatlarını sürdüren bu ülkelerin saltanatına, son vererek bu spordaki üstünlüğü ele almışlardır. Türklerle birlikte 1954, 1955, 1956 yıllarında dünya çapında büyük güreş gücü olarak ortaya çıkanlar Ruslar, İranlı’lar, Japonlar ve Bulgarlar olmuştur. Daha sonraları büyük bir sarsıntı geçiren Amerikan güreşi yeniden kalkınıp, bu devletlerin arasına girmiştir. 1957, 1958 yıllarında 1966, 1967 yılına kadar güreşte ‘Büyük Altılık’ ismiyle adlandırılan bu devletler bütün şampiyonalarda madalyaların ve puanların büyük bir kısmını paylaşmışlardır. Güreşte gelişmenin ilk işareti bu ‘Büyük Altılık’ın arasında yer alabilmektir.
Bilâhare Şampiyonluk, birbirlerinden ekseriya kılpayı farkla sıralanan altılar içinde kur’a, şampiyonanın yapıldığı ülke vb. gibi etkenlerin oynadığı role bağlı kalmak üzere elde edilebilmektedir.
Bugünün büyük altılığında Ruslar, Amerikalılar, Japonlar, İran, Bulgar ve Moğollar bulunmaktadır. Bu altı devlet güreşçilerinin büyük rekabetleri neticesi dünya güreşi büyük ilerleme kaydederek yüksek seviyeye ulaşmıştır.
Yine son yıllarda hızla ilerlemekte olan Doğu Alman, Romen, Polonya, Küba ve Kore güreşçileri bütün gücüyle büyük altılığı tehdit etmektedir.
Güreş sporuna karşı alaka çeşitli Avrupa, Asya, Afrika ve Latin Amerika devletlerinde artmakta ve bu sporu geliştirme çabasındadırlar. 1971 Dünya Şampiyonasına şimdiye kadar görülmedik miktarda 41 devletin güreşçileri katılmış ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen 200’den fazla gazeteci tarafından izlenmiştir. Bir yandan psikolojik, fizik ve teknik unsurların ferdi çerçeve içinde ahenkli bir denge gösterebilmesindeki zorluk diğer taraftan ister tüm sahada yapılsın ister ferdi olsun başka sporlara kıyasla toplam adale gücünün en fazla güreş sporunda zirveye ulaşması ve insan sağlığına büyük yararlar sağlayışı batılı ilmi adamlarınca güreşin baş spor olarak kabul edilmesinin nedenleri olarak gösterilmektedir.
Dünyanın çeşitli yerlerinde metodik çalışmalar sürdürülürken güreş uzmanlarının yeni sistem ve teknik geliştirme yolunda büyük çaba göstermeleri son beş yıl içinde dünya güreşinde göze çarpan hızlı gelişmenin ana nedenidir.”
Dünya üzerinde güreş sporunun gelişimini bu satırlarla yorumladı Muharrem Atik. Kitabın yazıldığı 1973 yılından bu güne, çok büyük yollar alan güreşin, 1973 öncesindeki gelişim sürecinde, ülkelerin giderek ilgisinin arttığını, değişen dünya düzeni ile birlikte, güreş sporunu domine eden ülkelerin de değiştiğini söyleyebiliriz.