Sporcularımızın bireysel olarak başarılı oldukları kesin. Hatta Balkan, Avrupa, Dünya Şampiyonaları ile Olimpiyatlara katılmak için gereken dereceleri yakalayan ve Türkiye adına yarışan sporcularımız da var.

100, 200 ve 4x400 metre bayrak yarışlarında, yakın zaman kadar Türkiye adına yarışan Yiğitcan Hekimoğlu ile genç atletimiz Taygun Artan Özcihan, 100 ve 200 metrede kırdığı rekorlar ile Balkan Şampiyonası’nda yeni birincilikleri ile yüzümüzü ağartıyor.

Teniste, İngiltere’de yaşayan Eliz Maloney her geçen gün sıralamada yükseliyor. Yüksek Atlamada Buse Savaşkan, Voleybolda Merve Çelebi Türkiye Milli Takımları ile mükemmel işlere imza atıyorlar. Basketbolda Erten Gazi, Triatlon gibi çok zor bir spor dalında Iron Man olmak için yarışan Cem Dağdelen ülkemizin yüz akları.

Bu sporcularımızın başarıları, elbette farklı branştaki sporcularımız için motivasyon yaratacak ve çeşitli dallarda; önce Türkiye, sonra da Balkan, Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında yarışma şansı yakalayacaklar.

Futbolda ise dışa açılamamanın getirdiği motivasyon eksikliğine, maddi olanaksızlıklar da tuz-biber ekince; gittikçe gerileyen futbolumuzun içinden, başta Türkiye olmak üzere, dış dünya ile rekabet edecek, oralarda forma giyebilecek futbolcu çıkarabilme şansımız yok denecek kadar azaldı.

Hiç mi başaran olmadı? Derseniz, elbette oldu.

Futbolumuzun, Türkiye standartları seviyesinde olduğu 70’li yıllarda Beşiktaş ve Feriköy’de oynama şansı yakalayan Hüseyin Mevlut, Galatasaray ve Bursaspor’da harikalar yaratan merhum Osman Uçaner, Daha sonra, Altay ve Samsunspor’da gol kralı olan Mete Adanır, yabancı oldukları halde kısıtlı yabancı kontenjanını delen futbolcularımız oldular.

Türkiye’de oynamak üzere, o dönemde çok sayıda kaliteli futbolcumuz İstanbul ve Ankara takımlarına denenmek üzere gittiler ama yabancı kontenjanın dar olması ve sabırlı olmamaları nedeniyle geri dönmek zorunda kaldılar.

En son giden ve önce Beşiktaş altyapısında, sonra da A takımda şans bulan Kenan Özer, çeşitli takımlarda oynadıktan sonra futbol için ilerleyen yaşına rağmen halen Gaziantep Takımında, Türkiye Süper Ligi’nde forma şansı bulabiliyor. Son olarak da, Galatasaray altyapısında oynayan, hazırlık maçlarında A takım forması giyen, sonradan Sancaktepe’ye transfer olan Ahmet Sivri, ülkemizin Türkiye’de forma şansı bulan son futbolcuları oldular. 

Bu ikili dışında, Türkiye’de ancak BAL Ligi’nde forma şansı arayan ve hemen hepsinin geri döndüğü futbolcularımızı da gördük.

Dışa açılamamanın ortaya çıkardığı bu tablo ışığında, futbolumuzun ve futbolcularımızın rakipleri ile arasındaki makasın daha da açılacağı kesin olarak ortaya çıkıyor.