Her takım GHE değil
T. Ocağı, GHE’ni yendi ama bu futbol anlayışı ile biraz daha güçlü bir takımı yenmeleri hiç de kolay değil.
90 dakika sahada kalan ve çok şık bir gol atmasına rağmen duran toplar dışında pek de görülmeyen Ertaç’lı T. Ocağı’nın, tekniği yüksek futbolculardan kurulu ve doksan dakikayı yorulmadan çıkaran bir takım karşısında aynı neticeyi alması pek de olanaklı görülmüyor. Ertaç, futbolcu olarak birden fazla not almaz ama ikinci yarıya başlarken yaptığı değişiklikle teknik adam olarak üç yıldızı rahatlıkla alır.
İlk yarıda kağıt üzerinde zayıf gördüğü GHE’ni karşısında üçlü savunma yaparak orta sahada çok adam bulunduran T. Ocağı, dört kişi ile hücumda çoğaldı ama Cevdet’in etkisiz oyunu, Mehmet Uçar’ın sağ kanattan etkili ortalar yapamaması nedeniyle gol atamadığı gibi, bir de Chibuzor ve Mehmet Erfinike’nin hazırladıkları, Yankı’nın attığı golle devreyi de yenik kapadılar.
İkinci yarıya iki değişiklikle başlayan T. Ocağı, GHE futbolcularının savunmada çok adamla kapanması ile istedikleri pozisyonları buldular. Sahanın yıldızları Doğukan ve Remzi’nin güzel oyunları beraberliği getirdi. GHE’nden Mehmet Erfinike’nin tıngır mıngır kaleye gönderdiği yavaş vuruşu kaleci Hüseyin seyredince, bir kez daha geriye düştüler.
GHE savunması ve orta saha oyuncuları kazandıkları topları sürekli rakibe atınca, Ocak, yağmur gibi Girne’nin üzerine gelmeye başladı. Doğukan’ın ve Remzi’nin getirdikleri toplarla önce Ertaç’la skoru eşitlediler, sonra bir kez daha Remzi ile öne geçen golü attılar. İkinci yarıda oyuna giren Candy, herhalde sakatlığı nedeniyle pek de etkili olamadı ama Doğukan ve Remzi güzel oyunları ile galibiyeti getiren futbolcular oldu.
Girne Halk Evi futbolcularının kalabalık Ocak forvetleri karşısında yetmiş dakika boyunca yaptıkları savunma, kısa paslarla sahalarından çıkarak Yankı’yı ve Chibuzor’u topla buluşturmaları ilk kez gördüğüm olumlu hareketlerdi. Ancak Yankı’nın ve çok koşan Kağan’ın yorulması, savunmadan atılan uzun topların Ocak futbolcuları tarafından tekrar GHE ceza alanına taşınması, zaten 90 dakikayı çıkarmakta zorlanan futbolcuların tamamını yordu. Üç dakika içinde kaptırılan toplar nedeniyle iki gol yiyerek sahadan yine mağlubiyetle ayrıldılar.
GHE, ilk haftalara göre her geçen hafta aşama kaydediyor. Yine teknik kapasitesi az futbolcuların kaptırdıkları toplar kalelerinde tehlikeler yaratıyor ama savunmada daha az hata yapıyorlar, Yankı’nın oynadığı maçlarda rakip kalede tehlikeler yaratıyorlar.
Anayollarda bozulan ampulleri bütçede para olmaması nedeniyle değiştiremeyen Hükümet’e inat, Futbol Federasyonu gece maçları oynatarak dünyanın elektrik masrafını yapabiliyor. Hani derler ya; “Ayranı Yok İçmeye,…” Gerisini siz anladınız.