Hikâye…
Beğenmediğimiz bir şeyi veya bir durumu ifade etmek için halk arasında kullandığımız bir ifade vardır. “Hikâye” deriz. Dün Lefke ile Gençler Birliği takımları arasında oynanan oyun için de bu ifadeyi rahatlıkla kullanabilirim. Taraftarlar için takımının iyi ya da kötü oynadığı önemli olmayabilir, alınan üç puan onlar için yeterli olabilir. Ancak bir futbolsever olarak ben stada gittiğim zaman güzel futbol izlemek isterim.
Dün her iki takım adına oynanan oyun için söylenecek çok birşey yok sanırım. Gençler Birliği takımı Karadağ’da olmasa da Lefke ile oynayacak olmanın verdiği ürkeklikle oyuna başladı ve bunun faturasını henüz ikinci dakikada yediği golle ödedi. Lefke’nin maça golle başlaması bizleri bol gollü ve zevkli bir maç izleyeceğimiz yanılgısına itti.
İlerleyen dakikalar Lefke’nin hiç de agresif bir oyun ortaya koyamadığını gördük. Lefke Kasım, Cedric ve Smart ile üçlü bir hücum bloğu oluşturunca Gençler Birliği de buna önlem olarak üç savunma elemanını bu oyuncularla birebir eşleştirdi. Bunların gerisinde Hüseyin Gökşan sarkık libero olarak görev aldı.
Lefke üç adamla hücum etmeyi düşündü ancak bu üç adama geriden destek verecek, onlara pozisyon hazırlayacak bir orta saha ortalarda yoktu. Genç Yakup çok fazla suya sabuna dokunmadı, inisiyatif almadı.
Bunu normal karşılayabilirim, ancak Arif ve Aziz’den çok daha iyi bir performans beklerdim. Alan daraltarak rakibin orta alanı rahat geçmesine engel olabilirlerdi. Bunu yapmadılar. Rakibe baskı uygulayarak top çalabilir ve ileri uç elemanlarına gol pasları çıkarabilirlerdi. Bunu da yapmadılar.
Orta sahadaki durgunluğu gidermek ve ofansif hareketliliği artırmak için en azından ikinci yarıya başlarken Yakup – Kemal Solkanat değişikliği düşünülebilirdi. Kemal’ın maçın bitimine beş dakika kala Kasım’ın yerine oyuna alınmasını pek de anlamlı bulmadım. Kemal çok daha önce ve etkili olabileciği mevkide oyuna sürülmeliydi.
Lefke’nin kötü bir gününde olmasını Gençler Birliği iyi değerlendirebilirdi, ancak onlar da etkili ve istekli bir oyun ortaya koyamadılar. Bunun neticesinde de mağlup olmaktan kurtulamadılar.
Vurgulamak istediğim bir nokta daha var: Günümüz modern futbolunda artık geriden oyunu stoperler kurarken, bizde kanat oyuncularının hâlâ daha geriye gelip topu oyuna sokmaya çalışmaları dünya futbolunu ne kadar geriden takip ettiğimizi de ortaya koyuyor.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.