Mağusa Türk Gücü, bundan önce olduğu gibi, lider gelen Binatlı takımını da liderlikten ederek evine gönderirken; kendisinin son haftalarda yakaladığı galibiyet serisini sürdüremedi ve bir puana razı oldu. Bu beraberlik sonrası liderin bir puan gerisine düşen Binatlı 26 puanda kalırken; MTG de 17 puana ulaşmış oldu.

Aynı renkleri kullanan bu iki takımımız, birer penaltı atışından buldukları birer gol ve 2-2’lik skorla sahadan ayrıldı.

Kemal Uçaner’den yoksun sahaya çıkan Binatlı, buradan alacağı üç puanla son haftaya liderlik hesapları yaparak girmek istedi. Her iki takım da kazanmak için sahaya çıkınca tabi ki hem pozisyon hem de gerginlik beklenenin üzerinde yaşandı. Nitekim daha ilk yarı sona ermeden her iki takım teknik patronu da kendini tribünlerde buldu.

Daha çok sağ kanattan ataklarını geliştiren ve artık klasikleşen Arif - Yasin ikilisinin etkili olduğu bu taktiksel beceri bugün de işbaşındaydı. Maç boyunca etkili olan bu ikiliden Arif, bu gün beklenen performansın altında bir oyun ortaya koysa da; yine de tribündeki seyirci ve teknik heyetin beklentisi üst seviyedeydi. Fırat’ın teknik becerisi ve Adil’in mücadeleci yönünü göbekte kullanıp, son haftalarda performansını üst seviyelere çıkaran Zokou da katkıda bulunsa da, Halil Turan son vuruşlarda beklenenden yine uzaktı.

Defansta bugün ortaya koyduğu olumlu futbolu ile güven veren ve yerinde yaptığı müdahalelerle rakip hücum oyuncularına geçit vermeyen Erdoğ, takımının ilk golünü de kaydederek hücum gücüne de katkı da bulundu. Sami’nin sakatlığı nedeniyle son haftalarda forma giyemediği maçlarda Mehmet Gürlü, bugün de takımının sol kanadında görev alarak elinden geleni yapmaya çalıştı.

Binatlı takımında sanki eksik olan bir şey vardı sahada. Takımını ateşleyecek ve mücadele hırsıyla onları motive edecek bir karakterdi kastedilen aslında. Onun da adı belliydi, Kemal Uçaner. İlerlemiş yaşına rağmen sahadaki varlığı ile takımını her zaman motive eden tam bir Polemitya aşığı bir isim.

Her iki antrenörün de verilen kararlara verdikleri tepkiden dolayı saha dışına gönderilmeleri de takımların ruh halini yansıtmaktaydı nihayetinde. Bu ruh hali tribündeki taraftara da sıçradığı için bir ara yumruklaşmalara varacak kadar ileri taşınsa da, polisin ve iki takım ileri gelenlerinin araya girmesiyle yatıştırılsa da; görüntünün hiçte hoş olmadığını belirtmekte yarar var.

Şanssızlık mı yoksa savunma oyuncularının kadersizliği mi desek, her iki takım savunma oyuncularının eline çarpan toptan dolayı kazanılan penaltılar gole çevrilerek birer puan alınmasında etkili oldu.

Her iki takımın da hem memnun olmadığı hem de şikâyetçi de olmayacağı birer puanla sahadan ayrılması belki de oynanan oyunun karşılığı hak ettiği bir sonuçtu.