16 takımlı ligde, sezon boyunca toplam 240 maç oynanıyor. Bu karşılaşmaların her biri çok önemlidir elbette. Her maç kendi içinde ayrı bir önem ve iddia taşır. Ancak bir sezonda çok az karşılaşmada heyecan, kalite, tribün ambiyansı ve iddia yaşanır.

İşte, akşam oynanan MTG-YAK maçına, böyle bir anlam yüklemek doğru olur. Her iki takım da hesaplarını galibiyet için yaptılar. İki takım da şampiyonluğun en büyük favorileri olduğu için mutlak galibiyeti hedeflemişlerdi.

Futbolumuzdaki ekonomik zorluklar düşünüldüğünde, bu iki takımın, diğer takımlara oranla daha avantajlı olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Futbolcu kaliteleri ve yabancı seçimleri de iyi olunca ortaya iyi futbol çıkması doğaldır diye düşünüyorum. Ancak akşamki maçta tek iyi olan taraf MTG idi. Bileğinin hakkı ile rakibini yenerek bu yarışta ben de varım dedi.

Karşılaşmaya MTG rüzgarı arkasına alarak başladı. Bu avantajını da çok iyi değerlendirerek ilk devreyi 1-0 önde kapattı. İlk devrede MTG Yenicami’ye oranla daha üstündü. Savunmada Emin’in dışında herkes kötüydü, özellikle sağ bekte Faruk çok kötüydü. Faruk’a bu kadar tahammül etmek gerçekten büyük sabır ister. Dinopeter sol taraftan çok etkili ataklar yaptı ancak bu atakları sonuçlandıracak etkili oyuncu bulamadı.

Yenicami ilk devre uzun toplarla oynamaya çalıştı. Ancak hiçbir varlık gösteremedi. Oyun kuramadı, atak geliştiremedi. Altın, Ünal, Faruk, Kenneth, Tansel aldıkları her topu ezdiler. Rüzgarlı bir havada top kontrolünün zor olduğunu bilmeleri lazımdı. Bu kadar pas hatası bu kadar kontrolsüz oyun şampiyonluğa oynayan bir takıma yakışmadı.

İkinci devrede de durum farklı değildi. Oshobe’nin 64’üncü dakikada gereksiz bir hareketle yediği kırmızı kart ile adeta ayağına kurşun sıktı. Bu kart Yenicami’nin kaderini belli etti. Kötü futboluna karşın bir de 10 kişi kalması, takımın sinirlerini gerdi. Mental olarak oyundan koptu. O andan itibaren MTG oyunun hakimiydi. MTG, Yenicami’nin bu durumdan yararlanarak farkı üçe çıkardı ve zorlu rakibi karşısında hiç de beklemediği bir skor yakaladı.

Yenicami’nin en büyük eksiği, mağlup duruma düştüğünde takımı yönetecek ve gerginliği ortadan kaldıracak oyuncusunun olmayışıdır. Ayrıca böyle bir durum karşısında, kenarda krizi yönetecek etkin müdahalelerin olmayışıdır. Futbolcular başına buyruk istedikleri gibi hareket ediyor. Kimse onlara ne yapıyorsunuz demiyor. Bu böyle olunca futbolcuların daha rahat kart görmeleri söz konusu oluyor. Özellikle Hüseyin Sadıklar ve Ünal çok dikkatli olmaları gerekir. Takımın tecrübeli isimleri ve abileridirler.

Düşünebilir misiniz, şampiyonluğa oynayan bir takım, doksan dakika boyunca kaleye şut atamadı. Serbest vuruştan doksana giden topu Yusuf’un aynı güzellikte çıkardığı pozisyon dışında pozisyonu ve şutu yok.

MTG’yi dünkü oyunundan dolayı kutlamak gerek. Özellikle de üç yabancısını. Sanki kırk yıllık MTG’li gibi oynadılar. Hele hele attığı üç golle Peter Ebimobowei muhteşemdi.

Gerçekten Türk Gücü kazanmak için oynadı ve kazandı. İlk devrede golü bulana kadar tatlı sert oynayarak rakibini yıldırdı. İkinci devrede de istediğini bilerek oynadı ve hak ettiği üç puanı kazandı. Tüm hatları ile galibiyeti hak eden bir oyun oynadılar. Belli ki bu maça çok iyi motive olmuşlar.

Bu sonuçtan sonra ligin şekli değişmiştir. Bence şampiyonluk yarışı dün akşamdan sonra farklı bir boyut kazanmıştır. Daha heyecanlı ve daha çekişmeli bir lig bizi bekliyor.