Doğan Türk Birliği, genç takımı ile maç yapsa ancak bu denli kolay kazanırdı. Bu tespit, Doğan’ın çok iyi oynadığından değil elbette, Çetinkaya takımının Süper Lig için zayıf olması ile ilgili.

Çetinkaya’nın kalecisi hariç savunması çok hata yaparak oynuyor. Kaleci Kani mutlak kurtarışlar yapmasa fark daha da açılırdı.

Genç oyunculardan kurulu olan Çetinkaya’nın deneyim kazanarak daha başarılı sonuçlar alacağından şüphem yok da; savunmanın hatası nedeniyle skor iki farka çıktığı anda tribünde oturan başkanın futbolculara hakaret ederek bağırmasının ve takımı tribünden yönetmeye kalkmasını anlamakta açıkçası zorlandım. Duyan da, sezon başında çok iyi isimleri transfer etmiş de, beklediği sonuçları alamıyor sanacak. Yaptığı, hem genç futbolculara, hem onları izleyen sevdiklerine, hem de takımı yöneten ve bana göre elindeki malzemeye göre iyi de yöneten Cemal Hoca’ya karşı çok ayıp.

Çetinkaya, Play Out oynar mı bilmiyorum ama şanslı bir kulüp oldukları kesin… Değirmenlik Kulübü yönetimi acemice işler yapmasa, düşecek üçüncü takım olmaları işten bile olmazdı.   

Skor farkı 3’e çıktıktan sonra yapılan 3 değişiklik bence Çetinkaya’nın daha iyi mücadele etmesine ve pozisyonlar bulmasına neden oldu. Biraz dikkatli olsalar, gol atmaları işten bile değildi. Kale önünde, çerçevenin içi yerine dışarı attıkları toplar golü bulmalarını engelledi.

Doğan Türk Birliği, forvette genç Arda’ya şans veriyor, bence iyi de yapıyor ama Arda bu şansı iyi kullanamıyor. Birebir kaleci ile karşı karşıya gol şanslarını kaçırmasını mı dersiniz, üstten topu dışarı atmak mı dersiniz, kaptırılan toptan sonra durmasını mı dersiniz; hepsini yaptı, Çetinkaya’nın kalelerini savunmakta aciz kalan oyuncuları karşısında.

İyi ki Billy var da, klas goller atarak farkı açtı. Başka takıma karşı bu kadar gol kaçırsalar, bırakın fark yapmayı, puansız da ayrılabilirlerdi sahadan. 

Hoş, fark 3’e çıktıktan sonra, 63’üncü dakikada yapılan 5 değişiklik sonrası oyuna giren Aydın, Hamit, Selim, Halil ve Emin de kendilerine verilen şansı iyi kullanamadılar. Aydın, bir şeyler yapmak için uğraştı ama Halil, Tansel, hatta Emin pozisyonları kaçırmakta birbirleri ile yarıştılar.

Hakem Ali Özer ve yardımcıları stresi olmayan, futbolcuların itiraz etmediği karşılaşmayı haliyle kolayca yönetti. Ali Özer, ceza alanı dışında verdiği faulleri, acaba ceza alanı içinde olsa verebilir mi? diye düşünmeden edemedim. Ceza alanı dışında çok kolay düdük çalıyor, bu da bizi, zor maçlarda ne yapacağı hakkında düşündürmedi değil.