Kolay olmayacak
Bütün dünya gibi bizim ülkemiz de zor bir dönemden geçti. Pandemi süresince yaşanan hem fiziksel, hem psikolojik sıkıntılar ne yazık ki hepimizi çok etkiledi. En çok da aylarca oturan, fiziksel aktiviteden uzak kalan sporcuları…
Maçlar yeniden başlamalı mı, başlamamalı mı derken kısacık bir sürede takımlar sezonun geri kalanı için kolları sıvadılar. Bunun çok da kolay olmayacağı az çok belliydi. Özellikle de ülkemizin iklim şartlarında.
Görünen o ki verilen zorunlu ara, takımların performanslarını çok etkiledi. Takımlar hazır değil. Gerek futbolcular, gerekse takımlar gerçek kimliklerini ortaya koyamıyorlar.
Cihangir takımı, görüntüsüyle bu durumdan daha fazla etkilendiği izlenimi verdi. Çünkü daha önceki maçlardaki temposunu yakalayamadı. Özellikle Ali Öztürk, Musa ve yabancı oyuncuları ile kontra futbolunu çok iyi oynayan bir takımdı. Bunu da göremedik. Oysa ki, Cihangir’in en büyük kozu buydu.
İkinci bölge hakimiyeti çok önemli. Bu bölgeyi rakibe bırakırsan, oyunun tüm kontrolünü de teslim etmiş olursun.
Lefke ikinci bölge üstünlüğünü kurunca, Cihangir geride kaldı. Sürekli savunma yaptı. Kazandığı topları iyi kullanamadı. Top kayıpları yaptı. Dönen toplarda rakibe boş alan bıraktı.
Lefke’de ikinci bölgede merkez oyuncuların topu gereğinden fazla tutması iki farklı sonuç doğurdu.
Birincisi Lefke, ikinci bölge üstünlüğünü ele geçirdi ama ikinci bölgeden üçüncü bölgeye geçerken pas hataları yaptı.
Bu top kayıpları zaman zaman kendi kalesinde sıkıntı yarattı.
İkincisi ise, ileriye çıkan takım arkadaşlarının gereksiz efor sarf etmesine neden oldu.
Cihangir takımı, 45 ile 70’inci dakikalar arasında hem oyunu dengeledi, hem de öne geçme fırsatı yakaladı. Ama bu şansı kullanamadı. Direkten dönen toplar, yapılan final pası tercihleri ve son vuruşlardaki başarısızlık gole engel olan birkaç nedendi.
70’inci dakikada gelen iki oyuncu değişikliği hamlesi takımın hızını kesti sanki. Daha oyuncular yerlerine yerleşemeden ikinci gol geldi ve takım çözüldü. Ardından üçüncü ve sonrasında dördüncü gol. Üç dakika içinde gelen üç golle futbolcular ne olduğunu anlayamadılar bir anda.
Kaybederken kazandı
Cihangir takımı maçı kaybetti ama kaybettiği puandan daha önemli bir kazancı vardı. Bana göre bu maçın en güzel hikayesi Cihangir kalesini koruyan Hasancan Celal’dı. 2002 doğumlu. Henüz 18 yaşını doldurmadı. Çok zor bir deplasman. Karşısında usta ayaklar var. Dört gol yemesine rağmen hatası yoktu. Olsaydı da önemli değildi bence. Çok güvenliydi ve kendine güveniyle çıkardığı toplar da vardı.
Hasancan gibi genç futbolcuların sahada görev almaları özelde kulüplerimiz genelde ülke futbolu için çok büyük önem arz ettiği düşüncesindeyim.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.