Kulübedeki gözyaşı
Kolay değil adını Kıbrıs Türk futbolunda altın harflerle yazdırmak.
Her ne kadar sportif başarı son yıllarda gelmese de istatistiklere bakıldığında hep Çetinkaya’nın adı ilk sıralardadır.
Lig şampiyonlukları, kupa şampiyonlukları…
Bu önemli bir başarıdır.
Ancak tarih evet başarılıları yazar ama günümüzdür önemli olan.
Bu sezon oynadığı 9 maçın tamamını da kaybeden bir Çetinkaya söz konusu.
Alışık olunmayan bir durum.
Dedik ya günümüz önemli diye, sahadaki mücadele skora, skor da puana yansımadı. Yansımamasının etkenleri sabaha kadar tartışılabilir ancak yeni bir sayfa açarak takımın başına Mehmet Bolkan getirildi Hamitköy maçı öncesi.
Bolkan her zaman Çetinkaya için biçilmiş kaftan olmuştur. Bana göre her daim ten uyumları vardır. İyi günde, kötü günde bu fark etmez. En basiti, Mehmet hoca bu kadar kez ayrılıp tekrar gelir miydi bu takımın başına?
Hamitköy bu ligin mütevazi takımı. Kadrolarına yıldız isimler katmışlar. Ne kadar puan toplayabilirim çabasındalar. Daha önce GG ve Düzkaya maçlarını izledim. John topu alıp şapkadan tavşan çıkarma niyetinde. Bunda da başarılı oluyor ama güçlü ekipler karşısında bu düşünce yeterli olmuyor genellikle.
Yanlış anlaşılmasın takım topu ona ulaştırmak için canını dişine takıyor. Bazen başarılı oluyor, bazen olamıyor. Ama gördüğüm maçlarda bu çaba fayda verdi.
Yeni solukla mücadele eden Çetinkaya maçta bireysel hata ile geriye düştü. Burak’ın geri pasında kaleci Kani penaltıya sebebiyet verdi ki buna rağmen günün başarılı isimlerindendi. 8’de sıfır yapmış bir takımın yeni sayfa açması, basit hatadan penaltıdan geriye düşmesi sonrası bir maçta reaksiyon vermesi kolay değildir. Buna rağmen Boniface ile skoru eşitleyerek soyunma odasına gittiler.
Gol kralı apoletli John Ebuka, Burak-Batuhan ikilisini maç boyunca zorladı. Bu gibi bir isme boşluk verirseniz telafisi olmayan sonuçlara sebebiyet verir, nitekim de öyle oldu. John yine adına yakışır bir golle takımını öne geçirdi.
Hamitköy 2-1’i yakaladıktan sonra Çetinkaya’nın çabaları sonuç vermedi.
Oyun anlamında da iki takımın uzun toplarla hücumu topla buluşturma çabası zaten kolay sonuç vermezdi.
Maçtaki en önemli unsur bence oyuncan alınan kaptan Tunç’un kulübedeki gözyaşlarıydı. Bu gibi durumlar, takım veya isim fark etmez, bu bir kulübün ruhunu temsil eder. Henüz maç bitmeden oyundan alınınca kulübede ağlayan Tunç, aslında Çetinkaya’nın ruhunu o an yansıttı. Kazanmayı çok istemek, ama kazanamamak. Bu bile maçtan çıkarılabilecek en önemli derstir tüm takım adına.
Dibe vurduktan sonra zirveye çıkmanın yolu açıktır, önemli olan niyet ve ayağa kalkma çabasıdır. En azından Bolkanlı ilk maçında Çetinkaya bunu yapabileceğinin sinyallerini gösterdi.
Daha önce dedim ya, Bolkan-Çetinkaya ten uyumu her daim vardır. İyi günde, kötü günde. Ligin kalan haftalarında alınması muhtemel puanlar artı olacaktır. Esas mesele arayı iyi değerlendirme ve sonraki periyota giriştir. Kötü rüyadan uyanmak Çetinkaya’nın elinde. Reçeteyi Bolkan yazacaktır.
Hamitköy için daha önce de belirttiğim gibi; lige renk katan bir ekip. Bu maçta sahada verdikleri mücadeleyi yıldızları John’un golleri ile perçinlediler. Savunmada rakiplerine direndiler. Kalelerinde gol görmelerine rağmen oyundan kopmadılar. Her zaman söyledim, John gibi bir isim her zaman avantajdır. Oyun anlamında tartışılır Hamitköy ancak haklı bir galibiyet aldıkları kesin.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.