Mevcut sistem futbolumuzu bitirdi
İşte Kıbrıs Türk futbolunun geldiği nokta. Her geçen gün eriyen, yok olan ve ayakta durabilmek için büyük özveriler gerektiren bu sistemsizliğin, bir an önce tartışmaya açılıp yeniden revize edilmesi şart olmuştur. İçinde bulunduğumuz durum, maalesef yürekler acısı bir gerçek.
Hatırlıyorum da, ülkede partiler yokken, milli mücadele yıllarının temel taşlarıydı kulüplerimiz. Memleket nerdeyse, kulüpler kanalı ile yönetilirdi. Şimdi bakıyorum da, bu kulüplerimizin artık hiç bir önemi ve değeri kalmamış.
Tabi küçücük bir ülkede bu kadar kulüp varsa ve kulüp enflasyonu yaşanıyorsa, itibarınız, öneminiz ve değeriniz de enflasyon içerisinde yok olmuş demektir. Kimse, geçmişteki öneminizle ilgili hiçbir şeyi hatırlamaz ve size değer vermez.
Bugün Çetinkaya Türk Spor Kulübü’nün içine düştüğü durum tam bir hüsrandır. Aylardır başkan ve yönetimi olmadan Süper Lig’de mücadele ediyorlar. Her ne kadar adı Süper Lig olsa da, bana göre adı olan, ancak varlığı olmayan bir Süper Lig. Ve bu Lig’te, bütün bu olumsuzluklar içerisinde maçlara çıkan Çetinkaya futbolcularına sahip çıkacak bir Allah’ın kulunun bulunamaması. Kimse elini taşın altına koymak istemiyor.
Nedeni mi?
Çok açık, parasızlık.
Aslında bütün kulüplerin başında olan en büyük sorun bu değil midir? Kulüplere ekonomik destek sağlayan kişiler, ellerini camiaların üzerinden çektiler mi, kulüpler tepe taklak aşağıya düşüyorlar. Bütün kulüpleri bekleyen en büyük tehlike budur.
Kurumsallaşmanın olmadığı, geliri ile gideri dengeli olmadığı bir sistemde, eğer kişilere bağlı bir hizmet yürütmek istiyorsanız sonu mutlaka hüsrandır. O zaman önce acilen kulüplerin sabit gelirlerini artıracak projelerin hayata geçmesi gerekir. Bu konuyu defalarca yazdım, anlattım, tekrar anlatmayacağım.
Çetinkaya’nın içinde bulunduğu gerçek, aslında tüm kulüplerin gerçeğidir. Sadece manevi duygularla bu gemiyi yürütmek artık mükün değildir. Para herşeyin önüne geçmiştir. Para yoksa kimseden özveri bekleyemezsiniz.
İster kabul edin ister etmeyin, bu sisteme batmıştır. Tüm kulüpler bir araya gelip sistemle ilgili çözüm üretmelidirler. Ülke şartları ortada dururken, oynanan futbolla harcanan paralar arasında büyük uçurumlar varken, bu sistemi daha ne kadar sürdürebilirsiniz? Şimdi Çetinkaya’nın durumuna bıyık altından gülenler, yarın kendilerini bekleyen tehlikenin farkında mılar acaba?
Çetinkaya gibi bir camianın bu noktaya geleceğini kim tahmin ederdi? Ne yazık ki sistem, “Efsane” dediğimiz kulübü tüketmiştir. Sezonun üçte birlik bölümü bitmesine rağmen, henüz daha başkan bulamıyor.
Futbolcu odaklı bir sistemde yarın, Çetinkaya futbolcuları, “biz artık maçlara çıkmıyoruz” derse, Çetinkaya’nın durumu ne olacak? Biliyorsunuz ki bir takım üç kez maça çıkmazsa, bir alt kümeye düşürülür. Yani Çetinkaya’nın geleceği üyelerinin elinde değil, futbolcularının ellerinde...
Bugünkü sistem, tamamen futbolcu odaklı bir sistemdir. Yani Çetinkaya’daki bu belirsizlik devam eder ve başkan bulunmazsa, futbolcular da, “Biz paralarımızı almadık artık maçlara çıkmıyoruz” derlerse kulübün hali ne olacak?
Son bir buçuk aydır, fubolcular, her hafta yeni bir umutla başkanın seçileceğini düşünerek maçlara çıkıyorlar. Sn.Dizdarlı ve Sn.Veli Taşkıran’ın üstün gayretleri ile bu çocuklar toparlanıp maçlara çıkıyorlar. Ancak futbolcular, umutlarını tamamen kaybettikleri anda, Çetinkaya’nın işi bitmiş demektir.
İşte sistemin çarpıklığı bu kadar net ve açıktır...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.