Bir hafta önce Cihangir deplasmanında son anlarda gelen galibiyet, ardından hafta içi Dumlupınar ile kupada zorlu bir müsabaka ve bugün de Çetinkaya karşısında elde edilen galibiyet, Mağusa Türk Gücü camiası için her iki kulvarda da yine sezonu son yıllarda olduğu gibi zirvede tamamlamak açısından heyecanlan verici bir noktaya getirdi.

Az önce bahsettiğimiz zorlu Lig ve kupa maratonunda sahaya çıkan takım dizilişine bakınca neredeyse yarı yarıya her maçta farklı oyuncu grubunun yer aldığını gözlemledik.

Böylesi bir kadro değişikliği için elinizde hem geniş, hem de kaliteli bir oyuncu grubunun olması gerekir ve bu da Mağusa Türk Gücü takımında hem yerli, hem de yabancı oyuncular açısından fazlasıyla var. Deyim yerindeyse, giren çıkanı, çıkan da gireni aratmadı bu maçlarda...

Bu da doğal olarak her iki kulvarda da Mağusa Türk Gücü takımını finişe taşıyan en önemli özelliklerden bir tanesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Rakip Çetinkaya takımının, ligde ne düşme, ne de şampiyonluk iddiasının olmayışı ve kupadan da erken elenmesi nedeniyle rahat bir şekilde sahaya çıkması ve oyuncu grubunun da oyun kalitesini olumsuz yönde etkileyecek hareketlerden uzak durarak, pozitif anlamda sahaya performanslarını yansıtmaya çalışmaları da, bu maça ayrıca keyif kattı.

Her ne kadar güçlerini ekonomik kullanarak istedikleri sonucu elde edip, sakatlanmadan ve kart cezalısı durumuna düşmeden sahadan ayrılmayı başarsa da, Mağusa Türk  Gücü takımında bazı oyuncular geçen yıl bizlere çok güzel maçlar izleterek seyir zevki açısından da çıtayı çok yukarı çektikleri için, doğal olarak bu yılda aynı şeyleri görmek için çoğu zaman tribündeki yerimizi aldık. Fakat bu beklentinin altında kaldı bazıları. En başta da Erhun ve Dinopeter olmak üzere...

Buna karşılık takımın yükünü çeken ve istikrarlı bir şekilde her maç katkı koyan bazı oyuncuların da hakkını vermek lazım. Kaleci Ufuk, Zihni, Mehmet Gürlü, Emre Kuvvetlişahin, Şenol Şoför ve Nevzat Duran bunlardan birkaç tanesi... Sonradan katılsa da Okpe ve İsaac Cofie de bu isimler arasında yer almakta.

Maça dönecek olursak, ilk yarıda Dinopeter ile yakalanan skor avantajı ve üst üste girilen pozisyonlardan yararlanamayan bir Mağusa Türk gücü takımının performansına karşılık, ilk yarının son dakikasında köşe atışından gelen topu ağlara göndermek isteyen Djabi'nin kafa vuruşunda gole İzin vermeyen kaleci Ufuk'un performansı öne çıktı.

İkinci yarının ilk 10 dakikasında biraz daha etkili gelmeye çalışan ve yabancıları ile gol arayan taraf Çetinkaya takımı olsa da, sağ kanattan Nevzat ile gelişen ve Okpe tarafından kaydedilen ikinci gol, adeta iki takımın da maçı bu şekilde kabullenmesine neden oldu.

Mağusa Türk gücü teknik heyeti, yine de hem oyuncularını riske etmeme, hem de olası rakibin tehlikeli ataklarını önleme adına, önce tecrübeli oyuncusu Kenan Özer ve oyunun son çeyreğinde de Mehmet Erol, Orkhan, Bünyamin ve Sadık Balarabe  takviyeleri ile tedbiri elden bırakmadı.

Son bölümde rakibin de oyun disiplinden uzaklaşması ile ileri uçta yer alan MTG oyuncuları, belki de net gol pozisyonu olarak yakaladıkları 6-7 pozisyonda ya Çetinkaya kalecisi Türkkan'ı geçemedikleri, ya da topu olumlu kullanamadıkları için farkın daha da büyümesi fırsatı da kaçmış oldu.

Mağusa Türk Gücü için artık geri sayımın başladığı ve fikstür avantajını da kullanarak hedeflediği altıncı şampiyonluk yolunda son viraja geldiğini söyleyebiliriz.

Maçın hakemleri de, kendilerini zorlayacak pozisyonların yaşanmadığı ve her iki takımın da iyi niyetli ortaya koyduğu futboldan dolayı, neticeye tesir edecek olumsuz bir karar vermeden müsabakayı tamamladıklarını söyleyebiliriz.