Son iki haftadır liderlik koltuğunda oturan Lefke, Karadağ’da Türk Ocağı’nı konuk etti. İki hafta önce bire bir rakibini deplasmanda mağlup edip liderliğe yükseldiği zaman herkes Lefke’nin devre arasına lider gireceğini dillendirmeye başlamıştı, zira son iki maçını da yerinde yani Karadağ’da oynayacaktı. Üstelik, bu maçların ilkini lig sonuncusu üç puanlı Baf Ülkü Yurdu ile oynayacaktı. Okyanusları yüzüp bu noktaya gelen Lefke deyim yerindeyse derede boğulma tehlikesi atlatıp bu maçtan iki puan kaybederek çıktı. Bir hafta sonra bu kez konuk ettiği Türk Ocağı Limasol takımına yenilerek dereyi geçmeye muvaffak olamadı. Ben dahil birçok kişi geçen haftanın bir kaza olduğunu ve Lefke’nin dün kaybetmeyeceğini düşünüyorduk, ancak yanıldık. Aslında maç başladığı zaman Lefke ev sahibi olduğunu hissettirerek oyuna başladı. Topa daha fazla hakim olarak ve rakibi üzerine gitmeye çalışarak gol pozisyonu üretmeye çalıştı. Aslında aradığı pozisyonları da buldu ancak gününde olmayan gol ayakları bu pozisyonları harcadı. Ceza sahası önünden geçmişte sayısız gol kaydeden Kasım iki kez, Kemal da bir kez kötü vuruşlar yaparak takımlarını öne geçirecek golleri atamadılar. Buna bir de Kemal’ın çok uygun pozisyonda bekleyen Herman’a çıkaramadığı pozisyonu da eklersek Lefke ilk yarıda oyunu koparıp götürebilirdi.

İkinci yarının başlama düdüğü ile Lefke’ye ne olduğunu hala çözemedim. Bu devreye iyi başlayan taraf Ocak takımıydı. Ocak bu oyununu maçın sonuna kadar devam ettirmesini ve maçı kazanmasını bildi. Lefke’de ne mi eksikti? Sanki önde olan tarafmış ve skoru korumaya çalışıyormuş gibi bir halet-i ruhiye içerisindeydiler. Geriden oyun kurmaya çalışmak, pas yapıp oyunu rakip alana taşımak, kazanma azim ve düşüncesinde olmak gibi bir düşünceleri hiç olmadı. Dönen toplara hiç sahip olmadılar. Topu tamamen rakibe teslim ettiler. Uzun zamandır ben böyle bir Lefke izlememiştim. Kaymaklı maçında iki gol yemelerine rağmen böyle kötü değillerdi. Yakup eğer ihtiyaç varsa başka mevkilerde de oynayabilecek bir oyuncu ancak elinizde yeterli oyuncu varsa Yakup’u esas yerinde oynatmak daha akıllıca olurdu. Lefke’nin oyun mentalitesinde değişiklikler olduğunu gözlemlemek zor değil. Giden hocayla gelen hocanın oyun anlayışı farklı. Bu farklılığın takımın oyununa nasıl yansıdığını ligin ikinci devresinde daha iyi göreceğiz. Türk Ocağı takımı bir puan alayım bana yeter derken üç puanı cebine koyup Girne’ye döndü. İkinci yarıya başlarken buradan üç puan çıkarabileceklerini anladılar sonuçta da aldılar.