Süper Lig’in 21’inci haftasının kapanış maçında Lefke’yi konuk eden Baf Ülkü Yurdu, önemli bir galibiyet alarak kümede kalma yolunda yoluna emin adımlarla ilerliyor. Maçtan önce Lefke’nin daha rahat konumda olmasına rağmen iki takım da galibiyet almak için mücadele etmeyi istemekteydi. Aslında maç orta alan mücadelesi olarak başladı. Belli ki, iki takımın hocası da ilk dakikalarda rakip kaleye gitme konusunda çekindi. Ev sahibi ekipte Joseph savunma arkasına atılan topu her zamanki gibi geri çevirmeyip takımını öne geçirdi. Lefke’li oyuncular bu maçta bir türlü son vuruşları yapmakta çok zorlandı. Bu durum, bence maçın geneli için geçerli. Genç kaleci Erdoğan’ın maçın 23’üncü dakikasında kırmızı kart görmesiyle maçı çevirmek adına bir şans bulan Lefke, bu şansı değerlendiremedi. Kaleci Erdoğan’ın gördüğü kırmızı kart, benim kanımca doğru bir karardı. Kurallara göre ceza sahası dışında son adam kaldığında müdahale sertliği ne olursa olsun kırmızı kart olmalıdır. Mehmet Sezener, tecrübesiyle bu pozisyonu iyi okuyup doğru kararı verdi. Hemen bu pozisyonun ardından Rum oyuncuyu oyundan alan Bülent Aytaç, rakibinin üstüne gitmemeyi, bir kişi eksikle kalesinde gol görmeden rakibi yorup, skoru korumayı düşündü. Gün adına başarılı da oldu.
Baf Ülkü Yurdu bu maçta istediğini aldı, Bülent hoca hataları gördü. ‘Ölü’ rakibi karşısında özellikle 10 kişi kaldığı dakikadan, maçın sonuna kadar hızlı ataklarla rakibinin üstüne gitti. Bugün bu karşılaşmada alınan 3 puan, tepeden tırnağa kadar emek veren ve mücadele eden herkesin helalidir. Bu galibiyetin ardından puanını 26’ya yükselten Baf Ülkü Yurdu, ikinci devrede büyük bir başarı göstererek son 4 maçtaki 3’üncü galibiyetini aldı. Bülent Aytaç’ın ikinci devre için yaptığı tüm planlar tuttu. Bence, Baf Ülkü Yurdu’nu hem bu maç için, hem de ikinci devrede şu ana kadar gösterdiği performans için herkesin ayakta alkışlaması gerekir.
Maçın kaybeden cephesi olan Lefke’ye gelecek olursak, oyun genelinde daha atak bir oyun sergilese de ‘bal yapmayan arı’ görüntüsünü çizdi. Yaklaşık 75 dakika rakibinin 10 kişi oynamasına rağmen gol atamayan bir Lefke izledik. 10 kişi rakibi önünde kalesinde gol görmeyi de ihmal etmedi.
Teknik direktör Mehmet Solkanat’ın tecrübesi ve başarıları tartışılmaz ama şu ana kadar planları bu takımda tutmadı. Gol atmayı unutan ‘ölü’ Lefke’nin ikinci devre karnesi çok kötü gidiyor. Menekşe beyazlılar, ilk devrede oynadığı ilk 6 karşılaşmada 3 galibiyet alırken, ikinci devrede oynadığı ilk 6 karşılaşmada sadece 1 galibiyet aldı. Galibiyetin alınamaması takımı olumsuz yönde etkilediği dikkat çekiyor. Menekşe beyazlılar için bir bir başka kötü istatistik de, ilk yarıda 12 gol atarken şimdi ise sadece 2 gol attı. Lefke açısından baktığım zaman kötü gidişin en büyük sebebi mutsuzluk olduğunu düşünüyorum. Bir yerlerde mutlaka olumsuzluk var ve takımı kötü etkiliyor. İlk devrede toplanan puanlar olmasa bu takım bu haliyle küme düşmeme mücadelesi verirdi. Lefke gibi kaliteli bir takımın bu durumlara düşmesi şüphesiz ki hiç beklenmezdi.
Maçta görev alan hakemlere baktığımızda Mehmet Sezener tecrübesiyle oyunu iyi okudu. Gerek kırmızı kart pozisyonunda, gerekse birçok ikili mücadelede doğru kararlar verdi. Yardımcıları ise, bazı ofsayt pozisyonlarında yanıldı.