Son yılların en heyecanlı maçlarından birine sahne oldu Şampiyonlar Ligi.
Camp Nou’da Paris Saint Germain’i ağırlayan Barcelona, maç sonunda iç sahada tarihinin en ağır yenilgilerinden birini aldı.
Karşılaşma öncesinde her iki takımın kadrolarına baktığımızda, önemli eksiklikler göze çarpıyordu. Paris ekibinde, Neymar ve Di Maria gibi yıldızlar, takımlarındaki yerlerini alamazken, Barca’da da Coutinho, Fati ve Sergio gibi isimler yoktu.
***
Bu dev karşılaşma, İspanyol gazetelerinde Mbappe ve Messi’nin maçı olarak yansıyor. “Eski En İyi” ile “Yeni En İyi” olarak tabir edilen iki futbol yıldızının mücadelesi olarak okuyucular ile paylaşılıyordu.
***
Eski günlerinin çok uzağında yer alan Barcelona, Messi önderliğinde boş koltuklar önünde maça başladığında, rövanş öncesinde, çeyrek final için avantajlı bir skor ümit ediyordu. Ancak öyle olmayacağı daha ilk dakikalardan belli olmuştu.
Maçın başlamasıyla bir uzun top ile ileri çıkan Paris Saint Germain’in atağında tecrübeli kaleci Ter Stegen’in ıskası, maçın nerelere gideceğinin bir göstergesiydi.
İlk 15 dakikalık yoğun baskının ardından, atağa kalkan Barcelona’da kaleci ile karşı karşıya kalan Griezman’ın vuruşu, Navas’ta kaldı.
Bireysel hatalar her iki takım adına da pozisyonlara dönüşüyor, 27’nci dakikada da Messi’nin ceza sahasına uzun pasıyla topla buluşmaya çalışan De Jong’un yerde kalması ile penaltı kazanıyordu ev sahibi takım. Messi, topu filelere göndererek skoru 1-0’a taşırken, hemen ardından da Dembele kaleci ile karşı karşıya kalıyor, ancak topu kalecide kalıyordu. Belki Dembele’nin vuruşu gol olsa, maç çözülecekti, ancak öyle de olmadı ve Mbappe sahneye çıktı.
Golden 5 dakika sonra Verratti’nin muazzam pasıyla ceza sahasında buluşan Mbappe, güzel bir vuruşla topu filelerle buluştururken, skora denge getiriyor ve takımı adına gol perdesini açıyordu.
***
Skora eşitlik gelmesinin ardından ilk devrede kalan dakikalarda top her iki kale arasında gidip geldi. Ancak devre kapanırken, skor tabelasında 1-1 yazıyordu.
***
İkinci devreye fırtına gibi giren bir Paris Saint Germain vardı. Atakları ile Barca savunmasını bunaltan PSG’nin ikinci golü Florenzi’nin pasını tamamlayan, ilk golün sahibi Mbappe’nin ayağından geldi.
***
Golden sonra da durmayan deplasman ekibi, rakip kaleye yüklenmeye devam ediyor ve bir duran top organizasyonunda, adam paylaşma sıkıntısı yaşayan Barca savunmasının arasından yükselen Kean, bir kez daha Ter Stegen’in koruduğu kalenin ağlarını sarsıyordu.
***
Golden sonra yakın çekim yapılan Messi’nin yüzündeki şaşkınlık ve hüzün, son dönemde takımı ile yaşadığı sıkıntıların yüze yansımasıydı.
Biz karşılaşmayı izlerken, Messi’nin akıbetini konuşmaya başlamıştık kendi aramızda, City’nin yolunu mu tutacaktı sezon sonu, yoksa şu an karşısında fırtına gibi esen Paris temsilcisinin mi? Belki de yıldız futbolcu Mbappe ile birlikte oynamanın düşünü kuruyordu, Arjantinli yıldız. Çünkü bir dönem kendisini tamamlayan takım arkadaşlarının çok uzağındaydı. Yalnız başına didiniyor saha içinde, pozisyon almaya çalışıyor, pas veriyor, pas alamıyor. Takım arkadaşları ile aynı dili konuşamıyordu. Eminim saha içinde gözleri bir dönem birlikte forma giydiği, Ronaldinho’yu, Xavi’yi, Iniesta’yı, Abidal’ı, Alves’i arıyordur.
***
Biz bunları düşünürken, hızlı bir hücumla savunmadan çıkan PSG, sadece üç top yaparak topu Mbappe’ye ulaştırarak, yeniden gole gitmeyi başardı. Bu maçın skoruydu ve 4-1’lik bir galibiyetin adıydı.
***
“90 dakikanın sonunda sahanın yıldızı kimdi?” diye sorsanız, kesinlikle hat-trick yapan Mbappe’ydi.
***
10 Mart öncesinde Paris’te oynanacak olan rövanş öncesinde çok büyük bir avantaj yakalayan Paris Saint Germain, tura yakın olarak görülse de, ister istemez akıllara 2017’yi getiriyor ve emin konuşmamamızı söylüyor.
2017’de ilk maçı 4-0 kazanan Paris Saint Germain, rövanşta Barcelona’ya 6-1 kaybederek, kupanın dışında kalmıştı. Yine de şu gerçeği göz ardı edemeyiz, ne Barcelona 2017’deki Barcelona’dır, ne de PSG…
***
Son satırları Önder Özen’den aktarayım. Karşılaşma sonunda şöyle dedi Özen: “Barcelona git gide vasata doğru gidiyor. Sıradanlaşıyor. Messi çok yalnız. Hem de çok”