Doğan Türk Birliği ile Pera L. Gençler Birliği arasında sıklet farkı olduğu kesin de, Gençler Birliği’nin ilk yarıdaki acizliklerini anlamakta güçlük çektim.
Abbas Osum, futbolculuğunda yıllarca savunmada oynamış, şimdi de teknik adamlığa soyunmuş bir isim. Takımın yerli oyuncularına nasıl savunma yapılacağını öğretememişse, bu takımın işi çok zor. Doğan ilk yarıda, Gençler Birliği’nin savunma hatalarından arka arkaya öyle goller attı ki, antrenman maçlarında olsa, hoca savunmanın tümünü takımdan atar, yerlerine başka oyuncular alırdı.
Gençler Birliği’nin iki yabancısı bir şeyler yapmak için ilk yarıda canlarını yediler ama Doğan’ın presi karşısında sahasından çıkamayan savunma ve orta saha oyuncuları ileri top göndermekte zorlandılar. İkinci yarıda yapılan değişiklikler mi işe yaradı, yoksa ilk yarıdaki beş farklı sonuç mu Doğan’ı yavaşlattı bilmiyorum ama Gençler Birliği’nde özellikle Eray’ın girmesi ile sağ kanattan bindirmeler çoğaldı, tehlikeli olmasa da, en azından Doğan kalesine şut çekme başarısını gösterebildiler! Gol atamadılar, tam tersine Doğan da yapılan değişikliklerle sahaya giren genç futbolcu Güvenç skoru altıya taşıdı.
Doğan T. Birliği futbolcuları, altı gol attıkları için değil ama sahaya yayılışları, pas yüzdelerinin yüksekliği, top çevirmeleri, top rakibe geçtiğinde yaptıkları presle topu kazanmaları ile beğeni kazandılar.
Özellikle orta sahada Farouk’un çalışkanlığı, Hascan’ın top kazanma becerisi, ileride Orgill ve J. Dodoo’nun son vuruşlardaki ustalığı ile 37 dakikada beş gol atarak izleyenlere keyifli bir ilk yarı izlettiler.
Savunması zaten kaliteli oyunculardan kurulu Doğan T. Birliği’nin, oyun disiplininden kopmadıkları sürece üzerine koyarak gideceklerinden hiç şüphem yok. Futbol adına güzel şeyler yapıyorlar, bu da seyir zevkini yükseltiyor. Geçtiğimiz hafta MTG’ye yenilmesine rağmen kök söktüren DTB’nin, bu futbolu devam ettirdiği sürece yenemeyeceği takım az olur.
Karşılaşma öncesi Girne’de sağanak şeklinde yağan yağmur, maç saatlerinde kısa bir süre hariç yağmadı, bu da zaten ağır olan zeminin daha da ağırlaşmasını önledi.
Bizi ilgilendirmez ama maçı izlemeye gelen taraftarlardan giriş ücreti olarak 100 TL. Almak gerçekten haksızlık… Bu ekonomik krizde, takımının maçını izlemek için ayda 400-500 TL verebilecek taraftar sayısı sanırım azdır. Üstüne bir de deplasmana gidildiğinde harcanan yakıt parasını ilave ederseniz, bence taraftara mali külfet yaratacak gibi görünüyor.