Bireysel yeteneklerin ön plana çıktığı, toplam altı golün atıldığı bir karşılaşma izledik. Ancak takımların sergiledikleri oyun bu saydıklarımın arka planındaydı.
Çoğu karşılaşmada erken öne geçmek avantaj olabilir. Hatta 2-0 öne geçmek de avantajdır. Ya üçüncü golü atarak koparırsınız, ya da kalenizde görebileceğiniz bir golle rakibinizi maça ortak edebilirsiniz. Bu maçta ikincisi olunca son dakikaya kadar maçın skorunu kestirmek oldukça güç oldu.
Hamitköy maçın ilk çeyreğinde 2-0 öne geçerken, bireysel yetenekleri ile de Düzkaya’nın bocalamasını sağladı. Henüz 5’inci dakikada Hasan Akkuyu’nun asistinde Peter, 13’üncü dakikada da John Ebuka’nın şapkadan tavşan çıkarırcasına yoktan var ettiği iki gol izledik. Ayrıca Akkuyu’nun soldan alıp sağa kadar rakiplerini ekarte ederek direkte patlayan şutu da ilk çeyreğin keyifli anıydı.
Düzkaya’nın sahaya çıkan 11’indeki aksaklıkların meyvelerini erken topladı Hamitköy. Bu dakikadan sonra konuk ekipte oyuna müdahaleler, bazı oyuncuların yerlerinin değiştirilmesi hamleleri gelince oyun dengelendi.
Hamitköy’ün ceza alanı içerisinde oluşan karambolde topu çıkarırken rakip oyuncu Salih’e vurdurması sonrası fark 32’de bire indi. Bu da Düzkaya’nın dengelenen oyunda maça ortak olma olasılığını arttırdı.
Her iki takımın da orta alanının yok denecek kadar az etkisizliği, oyunun boyunu uzatırken, ilerideki yeteneklere atılan toplarla gol aranması, yapılacak hataların değerlendirmesine bıraktı gol atma işini.
İkinci yarı başında, 49’uncu dakikada Düzkaya’nın Ahmet Can ile bulduğu gol skor tabelasını yeniden eşitledi. 54’te kazanılan en direk serbest vuruşta John Ebuka’nın yaklaşık 30 metreden sert şutunun çatalda patlaması, yine bir bireysel yeteneğin ön plana çıkışıydı, futbol adına güzel bir andı.
Günün fazla çalışan isimlerinden Kone’nin 79’daki attığı gol ise rüzgarı konuk ekip lehine çevirdi. Ancak son söz fırsatçılığını konuşturan John’dan 88’de geldi.
Geçtiğimiz hafta Gençlik Gücü karşısında ne istediğini daha fazla bilen bir Hamitköy vardı. Bu maçta orta alanı Hamitköy’ün mücadele etse de üretkenlik ve topu hücuma taşıma açısından yetersiz kaldı. Bu da geriden atılan uzun toplarla ya da kanatların hücuma top taşımasıyla pozisyon aramalarına sebep oldu.
Bir kere Düzkaya’nın her yan topu, kenarlardan her serbest vuruşu ya da yaptığı ortaya ilk müdahalede Hamitköy yetersiz kaldı. Zaten atılan iki ve üçüncü gol yandan gelen toplardandı. İkincisi, John Ebuka Okoye gibi bir ‘Gol kralı’ unvanlı golcünüz varsa, ona pozisyon hazırlamanız gerek. Bu görevi Aksel, Hasan Akkuyu gibi isimler yapabilecek potansiyelde ki geçtiğimiz hafta G.Gücü maçında bunu gördük. Ancak John’a atacağınız uzun toplar, ya da onun golü yoktan gol var etmesini beklemek bazı maçlarda işe yarar. John bir, iki maç bir şeyler yapar ama daha üst seviye takımlar karşısında bu oldukça zor olacaktır.
Düzkaya kötü başladığı maçta dengeyi sağlayana kadar kalesinde 2 gol gördü. Saha içi ve kenardan erken yapılan hamleler sonrası oyunu dengeledi. İsmail Kone gibi takımın seviyesinin üstünde bir oyuncuları büyük avantaj. Çok çalıştı, skor tabelasını değiştirdi, asist yaptı. 2-0’dan 3-2’ye maç çevirmek önemli bir başarı ama savunma kurgusundaki sıkıntı için önlem alınmazsa ilerleyen haftalarda da sorun yaşanacak gibi görünüyor.
Takımlar bireysel yeteneklerle skor tabelasını değiştirebilir, ancak iki takım için takım oyunu oynamak çıtayı bir tık daha yukarı taşıyacaktır.