Futbolda yeni sezon önümüzdeki hafta başlıyor. Sezon açılışlarını aylar önceden gerçekleştiren takımlar, tüm hazırlıklarını tamamlayıp yolun sonunu gelmişlerdir.
Önümüzdeki hafta başlayacak olan yeni sezonda, tüm takımlarımıza başarılar dilerim. Bu sezon geçen sezon olduğu gibi meydan boş olmayacak. Yarışmacı takımların birçoğu iddialı durumda olduğu bir gerçektir. O yüzden heyecanlı ve iddialı bir lig olacaktır.
Cuma akşamı izlediğim sezonun ilk ciddi "Süper Kupa" maçında takımların maalesef henüz daha hazır olmadığını gördüm. Sezon başı olmasına ve tüm takımların aylar önce sezon açmalarına rağmen henüz daha fiziksel olarak yeterli olmadıklarını gördüm.
120 dakikalık oyunda birçok futbolcunun ayağına kramp girmesi hem yorgun, hem de güçsüz olduklarını gördüm. Hâlbuki aylar önce başlayan antrenmanlar, kamp dönemleri, hazırlık maçlarının ardından, bu sürecin tamamlanmış olması gerekirdi.
İki takımı da bu sezon ilk kez izledim. Yenicami bildiğimiz Yenicami. Fizik güç olarak Türk Ocağı’na göre daha iyi, ancak oyun anlayışı bakımından ne yaptığını bilmeyen bir takım görüntüsü veriyor. İleride iki John'un kalitesini ortada, tartışmaya gerek yok. Güçlü fizikleri ve mücadele güçleri çok iyi, ancak onları besleyecek, onlara pozisyon yaratacak orta saha elemanı yok. Mehmet Altın yıkıcı parçalayıcı bir oyuncu, topu ayağına aldığı zaman süratli hareket eden ve rakip eksilten bir yapısı var, fakat ona geniş alan yaratacak takım arkadaşı yok.
Salih Güvensoy ve Cemal Yaşınses iyi oyuncular. Takıma katkı yapacaklarından şüphem yok. Emin, savunmadaki yerine pek alışamamış. Yıllarca İleride oynamasının alışkanlığı olsa gerek, savunmadaki görevini bırakıp ileride ataklara katıldı ve zaman zaman savunmanın zor anlar yaşamasına neden oldu. Eğer Emin'e bu sezon bu görev verilecekse, kesinlikle savunma disiplinini bozmaması gerekiyor. Mehmet Göktaş’la birlikte daha organize olmaları gerekiyor.
Yenicami, geçen yıla oranla takımın çehresinde önemli değişiklikler yaptı. Birçok oyuncu gitti yerine yenileri geldi. O nedenle futbolcularda belli bir süre uyum sorunu olabilir. Bu zamanla düzelecektir. Ancak takımın oyun anlayışı bakımından geçen yıldan pek farkı yok.
Maç boyunca organize geliştirdiği bir atak ve bir oyun düzen göremedim. İlerdeki iki John'a uzun top atacaksınız, onlar da yetenek ve fizik güçlerini kullanıp gol noktalarında etkili olmaya çalışacaklar. Böyle bir oyun düzeni ile sezonu götürmeniz mümkün değildir. Çünkü kapalı savunmalarda ve adam adama oynanan oyunlarda gol bulmanız mucizelere kalacaktır.
Türk Ocağı ilk devre çekingen bir oyun oynadı. Rakibinin çekingenliği karşısında iki gol bulan Yenicami, ikinci devrede yaptığı yanlış değişiklikler ve rakibinin çekingenliği üzerinden atmasın ile birlikte kalesinde üç gol görüp kupayı kaybetmesine neden oldu. Kaybedilen bu kupa tamamen teknik adam hatasıdır.
Mehmet Altın’ı ve Tansel’i oyundan alan kenar yönetim, rakibi Türk Ocağı’nın üzerine gelmesine çanak tuttu. 70’nci dakikadan sonra hücum etkinliğini kaybeden Yenicami, hem orta sahayı, hem de hücum gücünü rakibine kaptırdı.
Yapılan bu hatayı çok iyi değerlendiren Ocak, tüm hatları ile Yenicami sahasında baskı kurdu. Hele de rakibin Ertaç gibi gol makinesi varsa işiniz bitti demektir. Biri hata yapmazsa diğer başarı sağlayamaz derler. İşte Cuma akşamki maçta, herkesin bu maç artık dönmez dediği anda, yapılan yanlış bir hamle, rakibin dirilmesine neden oldu ve maalesef Yenicami eline aldığı kupayı, kendi eli ile rakibine teslim etti. Hem de maçın bitimine 15 dakika kala üstelik de 2-0 önde iken.