Kendi sahasında bu sezon oynadığı maçlarda kalesinde gol görmeyen Yeni Boğaziçi, her ne kadar bu başarısını forvetine yansıtamasa da, savunmasının ligin en iyi savunmalarından biri olduğunu kanıtlamayı başardı. Altı maçta kalesini gole kapatan başta kaleci Ersoy olmak üzere tüm savunmayı tebrik etmek gerekir. Bunun sezon başından ve hatta öncesinden bilen ve ona göre bir oyun anlayışı belirleyen Bülent Aytaç, kuşkusuz eldeki hamuru en iyi şekilde kullanarak, “küme düşebilir” denilen bir takımı ilk beş içerisine kadar çıkartmayı başardı. Buna ek olarak gerek savunmanın, gerekse diğer oyuncuların hırs, istek ve mücadele gücü, takımın galibiyetinde önemli bir faktördü. Maça oyunu kendi yarı sahasında kabul etmeyerek başlayan kırmızı lacivertliler, gole kadar başa baş bir oyun sergilediler. Ancak ikinci devrede böylesine güçlü bir rakip karşısında savunmayı sağlam, orta alanı kapalı tutarak ve göbeği kapatarak oynamak zorunda kaldılar. Son bölümde iyice kale alanı içerisine kadar gömüldüler. Ancak “Çanakkale” misali gole izin vermediler. Tüm savunma çok iyiydi ancak Mustafa Tekpınar ve Ersoy Saydağ’a “çifte” parantez açılmalı. “İkinci kalecisi” olmayan bir takımda 35 yaşında, her ne kadar kaleciler için olgunluk yaşı 30 ve üzeridir dense de, ligin bana göre en formda ve en iyi kalecisi olan Ersoy, sezon başı şüpheyle bakılan bir mevkide ne kadar başarılı olunabileceğini ispatladı. Geçen sezonlara göre form grafiğini yukarıya çekti. Mustafa ise zaten ligin en iyi savunma futbolcularından. Türkmenköy ve Cihangir’den sonra Yeni Boğaziçi’nde de bu kadar iyi oynayabiliyorsa, “nazar değmesin” demekten başka bir şey söylenemez herhalde.
Küçük Kaymaklı için kritik pozisyon Tansel’in ilk devrede karşı karşıya golü kaydedemediği ya da diğer deyişle kalecinin önlediği pozisyondu. Savunmada iyi kapanan bir takıma karşı ilk golü bulamayan ve sonrasında kalesinde golü görerek yenik duruma düşen bir takım, maçı istediği gibi yönlendiremez. Mücadele gücü yüksek, gerek kanatlarda, gerekse göbekte etkili futbolculara sahip bir takım olsa da, Küçük Kaymaklı dünkü maçta şampiyonluk iddiasında bir takım gibi oynayamadı. Değişiklikler yetersiz kaldı. Dominant bir oyun beklenilen bir takım, tam tersine zaman zaman pasif bir oyun anlayışıyla oynadı. Anlaşılan sorun teknik adamda değil, genel oyun anlayışında. Onca taraftar desteğiyle daha fazla motive olması gereken bir takım, duran toplarda başarısız, gol yollarında etkisiz ve ikili mücadelelerde yetersiz kalıyorsa, sorunu kendi içinde aramalıdır. Sonuçta ligin ilk devresinin son haftası için “ligin son haftası” bile diyebiliriz. Oynanacak 13 maç daha var. Ancak “görünen köy kılavuz istemez” atasözünü yeri geldiği için rahatlıkla söyleyebiliriz.
Serdar Bilgimer, geçmiş maçlarda olduğu gibi özellikle faul pozisyonlarında yanlış kararlar vermeye devam ediyor. Ancak skora direkt etki edecek hata da yapmadı. Yardımcıları iyiydi. Ancak ikinci devrede Ndoye’nin kaydettiği ve bana göre ofsayt olmayan pozisyona ofsayt bayrağı kaldırılması yanlış karardı.