Cadı Kazanı!

Ertuğ Erçin

Haftalar öncesinde başlayan futbol sezonun 3’te 1’lik kısmına gelindiği şu günlerde, geçen süreçte takımların kendi beklentilerinin üstünde olan da, altında kalan takımların da olduğunu gözlemledik. Başarıya gitmenin en temel yolunun düzenli çalışmaktan ve zamanı iyi kullanmaktan geçtiğini söylemek sanırım en realist yaklaşımdır.

 

Yönetimsel istikrar ve koyulan hedefe gidilirken belirlenen yollar, bu süreçte oldukça değerlidir. Sezon öncesinde istikrar ve hedefi net olan takımları sayarken, hiç kuşkusuz Cihangir ve Doğan Türk Birliği ekiplerini en başta saymamız gerekiyor. Zira değişmeyen ve gecikmeyen yönetim kurulları, devam edilen teknik ekipleriyle birlikte, hedeflerinin şampiyonluk olduğunu ve bunu sonuna kadar kovalayacaklarını görmek güç değil.

 

Geçtiğimiz sezonlara bakıldığında, istikrarı yakalayan takımların başarıya yakın olduğunu somut bir şekilde görebiliriz. Fakat bu yıl adlarını yazacağım takımlar için bu durumu tersine çevirebilecek bir sezon sonu yaşanabilir. Özellikle ligin başlamasına sayılı günler kala oluşturulan Lefke, Mesarya ve Mağusa Türk Gücü takımlarının zirvenin sadece 1-2 maçlık gerisinde olması, yıllardır savunulan “başarı istikrarın olmazsa olmazıdır” tezini çöpe attırabilir.

 

Cihangir ve Doğan’ın tam üst sıralarda yalnız kalacağı haftada yaşamış oldukları kayıplar sonrası, arkalarından gelen takımların bunu fırsata dönüştürmesiyle, şampiyonluk yolunda yarışın çok kritik ve zorlu bir yoldan geçeceğini bizlere gösteriyor. Lige istediği girişi yapamayan Miracle Değirmenlik takımının, kan değişimi sonrasında “bu yarışta ben de varım” mesajını çok net görebiliyoruz. Lig de genel olarak üst sıraları hedefleyen Alsancak Yeşilova, Çetinkaya, Gençlik Gücü ve Yenicami gibi takımların her takımı yenebilecek potansiyelde olmaları, ligin hem seyir zevkini hem de zorluk seviyesini yukarıya taşımış durumda. Alt taraftan kurtulmak için devre arası transfer zamanına kadar, “kaç puan toplarsam kardır” gözüyle bakan Dumlupınar, Esentepe, Göçmenköy, Gençler Birliği, Gönyeli ve Karşıyaka takımlarının hala umutlarının taze olduğunu görebiliyoruz.

 

Yabancı oyuncuların ligimize vermiş oldukları en büyük katkının, maçlarının sonucunun önceden kestirilememesi ve oyun hızının geçen yıllara göre daha da artmasına neden olması son derece önemli bir detay. Bu durum genel olarak yerli oyuncuların da bu tempoda oynamalarına ve formlarının en üst seviyelerine çıkmalarına etken olacaktır.

Hiç kuşkusuz hangi takımın şampiyon olacağı, hangi takımların play out oynayacağı ve hangi takımların direkt olarak küme düşeceği belli olmayan son haftalara kadar bu heyecanın yaşanacağını, cadı kazanında tüm takımların kaynayacağını görmemiz mümkündür.

 

Biz spor severlere düşense, tribünleri daha dolu hale getirerek, takımlarımızın onurlu mücadelelerini son düdüğe kadar ayakta alkışlayarak ve onlara sonsuz desteklerimizi göstermemiz gerekiyor.