Çetinkaya kaçtı, Gönyeli yakaladı

Ertuğ Erçin

Bundan tam on yıl öncesini, maç takvimleri Çetinkaya ve Göyeli karşılaşmasını gösterseydi, o zaman bu maç haftanın maçı olur, ligin sonucuna etki edecek maçı olur, taraflı tarafsız saha dolup taşardı. Eski günlerini özlemle arayan iki büyük takımın, amaçlarının farklı olduğu, özellikle Gönyeli takımının puanlara hasret kaldığı, Çetinkaya’nın ise güzel futbol oynayarak, almış olduğu puanlarla, serinin devamını getirebilmek için sahaya çıktığı maç başlamış oldu.

Çetinkaya takımı haftalardır alışmış olduğu oyunun dışına çıkmadan, ikinci bölgeye yoğunlaşarak savunma kurgusunu oluşturup, çabuk kazandığı toplarla hücum geçişi yaparak, sonuca giden görüntüsüyle kazanmış olduğu alışkanlığından hiç taviz vermiyor.  Teknik dizilişleri genelde karşılama adına olduğu için topun rakiplerinde olması çok da önemsedikleri bir durum değil. Kendileri pozisyon yaratmaktansa rakipten kazanacakları toplarla hücum denemeleri artık ezber oyunları olmuş durumda. Serkan Önet yönetiminde Çetinkaya takımının taktik düşünce yapısını sahaya kusursuz olarak sağlamasında özellikle yabancı oyuncularının kalitesi ve bu oyunu oynayabilme yetenekleri kendilerinin en büyük artısı oluyor. Oyuncuların fizik kalitelerinin çok iyi olduğunu söylemek gerekiyor. Takımın savunma ve hücum bağlantılarını sağlayan merkez orta saha da görev alan Muammer’in rolünü çok iyi yaptığını söylemeliyim. Oyundan alınması rakiplerinin orta saha üstünlüğü yakaladığı anda doğru değildi. Kaybettikleri orta sahayı daha güçlü bir adamla desteklemesi gerekirken merkeze Yasin’i çekmesi maçı kazanmak için oyunda fazla hücumcu ile kalma düşüncesini getirdi. Yakalanan pozisyonları harcamaları, becerilerini sorgulama noktasına gelse de, doğru oyun ve bireysel yetenekleriyle ürettiklerinin sonuca dönüşememesine neden oluyor.

Gönyeli takımı kazanmak için ellerinden gelenin fazlasını sahaya koyuyor. Özellikle maçın ilk devresinde Çıdamlı önderliğinde sol kanattan etkili olmayı denediler. Üretmekte zorlansalar da doğru oyun denemeleri kendileri için son derece önemli. Saha dizilişleri ve savunma kurguları, orta saha da bir kişi fazla oyun kurmalarına olanak sağlıyor. Bunu çok iyi kullanarak, doğru hücum ataklarını düzenleyen İbrahim Çıdamlı, sahanın her yerinde yaptığı pas oyunu ile takımının öne gitmesinde çok etkili oluyor. İsmail Soydan takımını bu maç için çok iyi hazırladı. Taktik düşüncelerini geriye düştükleri anda değişmesi ve yaptığı oyuncu değişiklikleriyle tekrar beraberliği yakalaması onlar adına çok iyi oldu. Zira çok erken reaksiyon vermeleri kendilerini tekrardan maça ortak etti. Yabancı oyuncularının fizik kalitesinin artması, takımın gücünü yukarıya çıkmasına ve maçın sonlarını iyi oynayabilmelerine neden oldu. Gönyeli takımının maç kazanabilmesi için bu oyunda ısrar etmesi ve hücum adamlarının daha hareketli olup, Doukara’nın yarattığı alanlara çabuk hareketlenerek pozisyonları sonlandırması gerekiyor. Hatlar arasında ki uyum özellikle Çıdamlı ve Doukara sayesinde ileriye doğru geçiş yapmalarına ve hücumda çoğalmalarına neden oluyor. Sonuç almaya yakın bir takım görüntüsüne geldiklerini söyleyebilirim. Belki ligin şuan en altındalar fakat oynadıkları oyunun karşılığının bu olmadığını söyleyebilirim.

Hakem değerlendirmesi; Kerem Eran, Halil Erdem Canaloğlu ve Şahin Coşkun iyi bir maçı geride bıraktılar. Özellikle oyunun temposunun düşmemesinde gösterdikleri yönetim gerçekten değerliydi.

Maçın Adamı: Takımın iki farklı geriye düştüğü anda sahne alıp, iki gol atarak takımına kazandırdığı puanla Souleymane Doukara oldu.