Müsabakanın iki ana başlığı veya paragrafından bahsetmeden geçmek olmaz. Maç ilk 65 dakikasında tamamen Değirmenlik’in kontrolünde geçti. Bu dakikalar içinde Göçmenköy tarafı ise hep seyretti. Aslında bu maçın içinde kocaman bir paragraf da Burak Koçar’a açmazsak haksızlık olur… Hani derler ya “Gemisini kurtaran kaptan olur” tam da öyle oldu… Attığı 3 golün dışında ne mi yaptı? Derseniz çok şey derim. Orta alandan çok hızlı hücum girişiminde bulundu. Takımının temposunu yükseltti. 4’üncü golüne adeta şapka çıkarılır. Tekrardan oyuna dönecek olursak, Değirmenlik bu müsabakada topu çok iyi kullandı. 3 bölgede de yardımlaşma üst düzeydeydi. Geçmiş maçlarda orta alanın kaptırdığı toplar takımın başına dert oluyordu. Tüm takımın bu dakikaya kadar karnesi pek iyilerle doluydu. Göçmenköy’ün de karnesi geçer not alamayanlarla doluydu.
İkinci periyoda baktığımız zaman yani 65’inci dakikadan sonrasında bu maçla ilgili çok farklı şeyler yazılabilir. Özgü hoca Halil Uçar'ı oyundan aldı ki ilerleyen haftaları da düşünmüş olsa gerek... Göçmenköy’ün gelen ilk golünden sonra oyun da farklılaştı. Uyuyan taraf uyandı, atak sayısı da arttı.
İkinci gol de gelince Degirmenlik’te telaş başladı. Eminim kenar yönetimi de Halil Uçar için “Keşke” demiştir… Bu dakikalardan sonra oyun Değirmenlik sahasında oynanmaya başladı. Değirmenlik ise uzun topları kovalamaya başladı. Skor bir farka hatta beraberliğe gelecek kadar Göçmenköy tarafında yeşil ışık yaksa da becermediler.
Hasan hocanın oyuna koyduğu iki futbolcudan verim alması da önemli detaydır. Son dakikada Hüseyin Deynekli tabeladaki skoru belirledi. Bundan sonra Göçmenköy tarafının yapabilecekleri var aslında… Oyuna daha tempo katmak ve istemek… Kaleci Yusuf çok da oyunun içinde değildi. Hatalıydı… Savunmanın da dengesi hiç tutmadı, bos topları hep kaçırdılar. Değirmenlik tarafı ise yeniden hayata döndü. Ancak kalesinde gördüğü ilk gollerden sonra bu kadar telaşlı ve dağınık oyun oynaması gerektiğini çalışmaları gerekir.
Dumlupınar maçı ders olmamış gibi görünüyor. O maç 2-0’dan skor 3-2’ye gelmişti. “Neyse, bu maç kazanıldı, her şey güzel” deyip geçmemek gerekir. Lig uzun ve kazanımlar önemlidir.
Maçın hakemi iyi bir maç yönetti. Eleştirim maç öncesi takımlar daha sahaya çıkmadan tribün önüne gelmeleri yaklaşık 4 dakika beklemeleri şeklen güzel durmuyor. Buralara dikkat edilmelidir...