Maç bir birinin kopyası iki golle başladı. Duran top arka direkte unutulan futbolcular ve atılan goller.
Binatlı rakip savunmanın hava hakimiyetini ciddiye aldı. Bu alandan gitmedi. Kenara boşa çıkanlar top aldı. Bu bölgelerden gitti. Zaten tek şansı buydu. Mehmet Neşe, Kemal Uçaner ve Musa kanatta bir tehditti. Bu üçlü sürekli alan değişti markajdan çıkmak için. Ali Özbahar ve Neval bir çıkarken bin düşünmeliydi.
Aynı durum rakip için de geçerliydi. Kısacası iki takım da savunma güvenliğinden asla ödün vermemeliydi.
Binatlı önde basarak başladı. Yalova gerekli boş alanı bulamadı. Hazırlanamadı. Kontrolsüz geldi. Çoğalamadı. Daha çok kontra yapmak zorunda kaldı. Rakip topu kolay aldı. O bölgede 5-2 oynadı.
Yalova’yı bu yıl ilk kez bu kadar çok adamla beklerken izledim. İlk yarı boyunca sürekli kendi alanında kaldı. Bence daha agresif oynamalıydı.
Yusuf, Muammer ve Mahmut İneci hep kovaladı. Tüm eforlarını oyunun bu yönüne harcadı. İleriye top taşımaya katkı koyamadı. Bu tip futbolcuların sayısının fazlalığı oyun kalitesi ve topa sahip olamamanın en büyük göstergesiydi diye düşünüyorum.
Erdinç Börekçi’nin yokluğu ciddi şekilde hissedildi Yalova’da. Takımın geride kalması pas trafiğinin son derece yetersiz kalmasının en büyük nedenlerinden birisi bence Erdinç’in yokluğu. Savunmadan top almak için Mahmut geriye geldi. Mahmut top aldı ama oyuna sokmada aynı başarıyı gösteremedi. Çok ağır davrandı topu sürmeden pas vermedi. Veya kenarda boşa çıkanlar olmasına rağmen geri oynadı. Muammer durdu, boşa çıkmadı. O da oyun kurgusuna katkı koymadı. Eğer Erdinç olsa bana göre takım bu kadar dağınık bir görüntü sergilemezdi.
Diğer olumsuzluk Israel Abia. Abia, hala daha Üner Berkalp Stadı’nda kaldı belli ki. Bir türlü kendini Bostancı’ya getirmedi. Takım o oyunda olduğu sürece bir eksik oynadı. Basmadı, adam kovalamadı. Aldığı her topu rakibe teslim etti. Atak yedi takım. Derviş hoca elli altıya kadar iyi sabretti. Bir an önce tribüne göndermeliydi bu kadar isteksiz oynayan birisini. Üç gün ara ile bu kadar değişim anlaşılır gibi değil.
Stresli bir maç. Bunu aşamayan futbolcular. Doğal olarak da kısır, pozisyonu olmayan bir oyun. Duran toptan gelen üç gol. Bunlar futbol adına söyleyeceklerim.
Ya devre arasında yaşananlar. Nasıl yazsam nasıl anlatsam bilemiyorum. Bu kaçıncı!! Aktörler aynı, değişmeyen görüntüler. Küfür gırla. Demir parmaklıklar ardından tokatlanan futbolcular.
Soyunma odasına Sekiz dakikada ancak gidebilen Binatlı. Ve ne yazık ki olaylara gerektiği gibi müdahale etmeyen emniyet güçleri. Ben bunu anlamıyorum. Haftalardır olay çıkaran aynı kişiler. Nasıl olur da polisin gözünün içine baka baka küfredebiliyor onca çocuk, kadın ve taraftar önünde sayısı beşi geçmeyen bu kişiler. Nasıl vurabiliyor rakip takım futbolcularına.
Yazık! Gerçekten çok yazık! Bu kadar değerli bir takım yaratmış yöneticilerin emeklerine yazık! Sahada mücadele eden formasını Yalova için terleten futbolcuların emeğine yazık!
Ve herşeyden önemlisi sadece takımını desteklemek için stada gelen taraftarlara yazık!