Güzelyurt derbisinin havası her zaman başka olmuştur. Atmosfer, heyecan, taraftar coşkusu üst düzeyde, oynanan futbol hep çekişmeli geçmiştir. Dün akşama kadar…
Başlangıçta her şey bir öncekilerini andırsa da o heyecan tribünlere yansımadı.
Binatlı taraftarı oynanan oyundan mutsuz ve umutsuzdu. Bu da 12’nci adam özelliğine yansıdı.
Dakikalar daha 35’i gösterirken 2-0 geriye düşmeleri bütün motivasyonlarını bozdu.
Saha içinde de durum farklı değildi. Baf Ülkü Yurdu maçtaydı Binatlı değildi.
Binatlı’yı ilk kez bu kadar mücadeleden uzak ve isteksiz gördüm. Bloklar arasındaki bağlantıyı bir türlü kuramadı. Takımın boyu uzadı. Daha çok uzun toplarla gitmeye çalıştı. Böyle olunca da takım pas yapamadı, topu tutamadı, top kayıpları yaptı.
Takımın mücadele gücü zayıf. Yardımlaşma yok. Offor önde tek başına savunmanın arasında kayboldu. Destek göremedi. Rakibine birinci ve ikinci bölgede gerekli baskıyı uygulayamadı. Topu yere koyamadığı için topa sahip olmakta zorlandı. Joseph ve Solomon birinci bölgede, 4-5 kişinin arasından kolayca sıyrılıp kaleye kadar gidebilme rahatlığına sahipti.
Baf Ülkü Yurdu sahanın her yerini çok iyi kullandı. Joseph boşlukları yaptığı koşularla çok iyi kullandı ve kendine alan yarattı. İki golün asistliğini yaparken bir de gol bularak takımının galibiyetinde önemli rol oynadı. Binatlı’nın gardının düşmesine neden oldu. Özellikle attığı golde önünde kaleyi kapatan üç savunma oyuncusu varken, sırtı kaleye dönükken hiçbir baskı görmeden dönüp rahatlıkla topu kaleye göndermesi parmak ısırttı.
Baf Ülkü Yurdu’nun galip gelmesinde savunmadaki dirençli oyununun da payı büyüktü. Rakibinin topu basmasına, pas yapmasına engel oldu. Topu oyuna sokmakta başarılıydı. Rakibinden hep bir adım öndeydi. İlk müdahalelerde başarılı oldu. Bu arzu ve istekle de birbirinden güzel dört gol atarak derbinin rüzgarını estiren taraf oldu.