“DTB’nin son performansı tam derslikti”

Aksa Süper Lig’de geride kalan hafta GEÇİŞ OYUNU’nda Burhan Gürkan, Haldun Oktay ve Coşkun Ulusoy ile değerlendiriliyor

Aksa Süper Lig’de geride kalan hafta GEÇİŞ OYUNU’nda Burhan Gürkan, Haldun Oktay ve Coşkun Ulusoy ile değerlendiriliyor. Konu başlıklarına üç farklı yorum, üç farklı gözlemle beraber yazarlar kendilerine göre haftanın panoramasını GEÇİŞ OYUNU'nda açıklıyor. GEÇİŞ OYUNU'nun dördüncü hafta değerlendirmesi sizlerle...

1. Yabancı kontenjanını en verimli olarak kullanan kulüpler hangisi oldu bu dört haftalık dönemde?

Dumlupınar’dan Weston her maçın içinde, merkezinde. Alınan puanların tamamında katkısı var. Gönyeli’den Sylla. Çünkü o bölgede sıkıntı çekiyorlardı. Gerekli toplar taşınınca neticeye gitmekte zorlanmadı. Aynı şekilde Cihangir’den Mishali. Doğan’da son iki haftada Billy Michael’in performansı dikkat çekti. Tam bir kanat oyuncusu, rakip bekleri çıkarmadan ofansif yönlerine katkı koydu. Hamitköy’de ise Kalu. Genç kadrosunda savunma anlamında büyük katkı sağladı.

 

Sezon başından bu yana izleme şansı bulduğum takımlar içerisinde Merit Alsancak Yeşilova’dan Fidelis’i beğendim. Tamamen oyunu yönlendiren, kontrol eden isimdi. Atakları kesti, yapması gerekeni yaptı. Küçük Kaymaklı’dan Felix’i söyleyebilirim. Adam görevini yapıyor, boş alan bulduğunda da değerlendiriyor. Topa hakimiyeti de yüksek bir oyuncu.

 

Tabi takımlar ihtiyaçları olan bölgelerde bu kontenjanı kullandı. Kimisi hücumda, kimisi savunmada. Cihangir’den Mishali alınan iyi sonuçlar ve takımın bulunduğu noktaya yükselmesinde kazanılan puanlara doğrudan katkı yaptı. Dumlupınar’dan Weston da keza elde edilen puanlarda katkı koyan isimdi. Bazı takımlarda yer alan yabancıların etkinliğinin az olduğunu gördük. Yabancı kontenjanı 2 veya 3 olsa, bu isimler o kadrolarda daha çok iş yapardı diye düşünüyorum. Tek olduğu için tüm gözler onların üzerinde ve beklentinin altında kaldılar.

 


2. Geride kalan haftada Türk Ocağı’ndan Ertaç Taşkıran’ın gördüğü kırmızı kart ve sonrasında tribünlere yönelik bir davranışı çok konuşuldu…

Ertaç gibi bu kadar deneyimli, tüm başarıları yakalamış bir ismin nedeni ne olursa olsun bu şekilde bir harekette bulunması kabul edilemez. Bir defa bunun yanlış olduğunu belirtelim.

Onun dışında da şöyle bir şey vardır; Ertaç’ı bu duruma getiren nedenler ciddi şekilde araştırılmalı. Bir defa taraftar şunu bilecek; Futbol sahaları kişilerin stres atma yeri değildir. Bütün hafta her türlü sıkıntı ve stresi yaşayacaksın, sonra gelip sahada deşarj olacaksın. Böyle bir anlayış olamaz. Ancak bahsettiğim konular da futbol kültürünün yerleştiği, geliştiği ülkelerde arayabiliriz. Adamlar gider, takımını destekler, alkışlar, tribünde birasını içer ama asla bu şekilde kendi futbolcusunu çileden çıkarmaz. Burada her iki tarafın da bu olaydan ders çıkması gerektiğini düşünüyorum. Üst düzey futbolcuların etkilendiği bir ortamda, genç oyuncuları nasıl yetiştirebiliriz ki?

 

Ertaç sahada agresif bir adamdır. Ancak bu agresifliği tamamen takımının kazanmasına yönelik bir agresifliktir. Tamamen onun karakteri budur. Tribünden mutlaka kendisine biri bir şey söylemiştir. Neler yaşandı bilmiyorum ama bir futbolcunun yapmaması gereken bir hareket. Oyuncu tribünle uğraşmamalı. Futbol oynadığımız dönemde kendi yöneticimiz de bize bazı sözler sarf etmişti. Ama bir futbolcu kulağını dışarıya kapamalı, sahada işi neyse onu yapmalı.

 

Ertaç ülke futbol tarihine adını yazdırmış bir isim. Sahada yaptıkları elde ettiği başarılar ortada. Hafta boyunca yaptığı hareketin doğru olmadığı konuşuldu ki bana göre de doğru bir hareket değildi. Dünya futbolunun da buna benzer örnekleri var. Örneğin 2006 Dünya Kupası finalinde Zidane’ın Materazzi’ye yaptığı hareketi kimse beklemiyordu. Keza Ertaç’ın bu davranışı da öyle. Oyuncu sahadaki işine odaklanmalı. Bu konunun diğer tarafından da bakmak gerek. Evet, Ertaç yanlış yaptı ama tribündeki hiç kimseye oyunculara, teknik adamlara, hakemlere veya saha içinde kim varsa tahrik edici, tacize varan ifadeler kullanma hakkı yoktur. Bu isimler kendi takımından olsa bile…


3. Kadro derinliği anlamında geride kalan dört haftada hangi takımlar avantajlı?

Kesinlikle Mağusa Türk Gücü. Lefke maçında kenardan gelen Şenol, Arif ve Uvanç gibi isimler var. Bu futbolcular hangi takımda oynamaz? Tartışmasız oynarlar. Aynı şekilde Doğan Türk Birliği. Her iki takımın teknik adamlarının elinde hamlelerle oyunun gidişatını değiştirecek imkanlar var. Ayrıca iki takım da futbolcuları rotasyonlu şekilde kullanma şansına sahip.

 

Yonpaş Dumlupınar’da bunu gördüm. Çünkü altyapıdan yetişen isimler söz konusu. Ayrıca Mağusa Türk Gücü’nün de kadro kalitesi ortada. Buna Doğan Türk Birliği’ni de ekleyebiliriz. Bu iki takımda hamle oyuncusu daha fazla. Oyuna yüzde yüz değişikliklerle katkı yapabilecek oyuncuları bünyelerinde bulunduruyorlar.

 

Kuşkusuz Mağusa Türk Gücü ve Doğan Türk Birliği’nde bunu gördük. Doğan, Dumlupınar maçının son anlarında 5 oyuncuyu aynı anda değişti. Bu isimlere baktığınızda her biri Süper Lig’deki tüm takımlarda oynar. MTG’nin özellikle bu sinyali verişi Süper Kupa’ya dayanır. Çünkü oyuna giren Şenol ve Uvanç’ın skora katkısını gördük. Bu tarz oyuncular teknik adamların elini genişlettiği gibi hamle şansını da artırıyor, oyunun gidişatını değiştirebiliyor. Bu iki takım diğer takımlara göre oldukça avantajlı.

 

4. Şu ana kadar ligde oynadığı oyunla ve aldığı sonuçlarla dikkat çeken hangi takımları sayabiliriz?

Doğan Türk Birliği’nin son haftadaki performansı tam derslikti. Sahadaki 11 futbolcu da nasıl oynayacağını, ne yapacağını ezberlemiş şekildeydi. Tüm hamleler bu şekilde yapıldı. Buna son iki haftada Merit Alsancak Yeşilova’yı ekleyebiliriz.

 

Belki sıra dışı gelecek ama gördüğüm takımlar içerisinde Küçük Kaymaklı diyebilirim. Çünkü saha içerisinde tüm varyasyonları kullanmaya çalışıyorlar. Takım olarak nerede hangi varyasyonun yapılması gerekiyorsa yapıyorlar. Sadece son noktada sorun yaşıyorlar. Onu da çözerlerse oyunları skora yansıyacak.

 

Ben oynadığı oyunla Merit Alsancak Yeşilova’yı bu noktada söyleyebilirim. Çünkü uzun zamandır beraber oynayan bir oyuncu grubu var. Kim sahada ne yapacak, ne zaman nasıl bir hareket yapacak bunu biliyor. Kısacası aynı dili konuşuyor. Binatlı maçında attıkları ilk gol, bu söylediğime net bir örnektir.

 


 

Haftanın Takımı:

Doğan Türk Birliği

Haftanın Oyuncusu:

Lungelo Mishali

(Cihangir)

Haftanın Antrenörü:

Toygar Davulcu

(Lefke) 

Haftanın Hakemi:

Fehim Dayı

(Mesarya-Yenicami)

Haftanın Takımı:

Doğan Türk Birliği 

Haftanın Oyuncusu:

Kasım Tağman

(Lefke) 

Haftanın Antrenörü:

Caner Oshan

(DTB)

Haftanın Hakemi:

Utku Hamamcıoğlu 

(Y.Dumlupınar-DTB)

Haftanın Takımı:

Doğan Türk Birliği 

Haftanın Oyuncusu:

Fidelis

(Merit A. Yeşilova)

Haftanın Antrenörü:

Toygar Davulcu 

(Lefke)

Haftanın Hakemi:

Utku Hamamcıoğlu 

(Y.Dumlupınar-DTB)

FUTBOL Haberleri

Haftanın hakemleri açıklandı
Dumlupınar, Kayalılar’a emanet
“Voyvoda hakem istemiyoruz”
İşbirliği ve yeni stat konusu konuşuldu
Dumlupınar kendine geldi: 5-1