Süper Lig semalarına bu yıl yükselmiş, deyim yerindeyse etlisi sütlüsü birbirine karışmış iki köy, tam anlamıyla zorlu bir derbi maçında kozlarını paylaştılar. Ülke standartlarımız gözönüne alındığında, hınca hınç dolu tribünler önünde karşılaşan düşman kardeşlerin, yeşil zemindeki düellosunda gülen taraf ev sahibi takım oldu.
Birbirine tamamen zıt iki farklı devre izledik dünkü karşılaşmada. İki takım da maça temkinli başlarken, özellikle Y.Boğaziçi’de defansif tedbirler had safhadaydı. Savunmadaki dörtlü ileriye doğru hiç gitmezken, önlerinde oynayan önlibero Muhammet Ali de defansın sigortası olarak görev yaptı. Ancak bu kadar yoğun defansif tedbir, ev sahibi ekibin ilk yarıda kendi sahasına gömülmesine ve rakibinden baskı görmesine neden oldu. Ligin son sırasında bulunan evsahibi Y.Boğaziçi’nin maça önce beraberlik için çıktığı aldığı defansif tedbirlerin fazlalığından belli oluyordu. Ancak ikinci yarıya ev sahibi ekip daha istekli ve arzulu başladı. Orta alanda maçın yıldızı olarak gördüğüm Abdullah Atma, ilk kez hırçınlıktan uzak bir oyun sergilerken, bana olgunlaşma sinyalleri de verdi. Özelikle ikinci yarıda, daha çok sorumluluk alarak, takımının ataklarını organize etti ve maçın tek golünün başlangıcına imzasını attı. Savunmada önemli eksikleri olmasına rağmen, Y.Boğaziçi oyuncuları canla başla mücadele ederek eksik arkadaşlarının boşluğunu kapatmasını bildiler.
Maçın ilk yarısında daha üstün bir görüntü çizen konuk ekip Mormenekşe, ilk yarıda bulduğu birçok net gol pozisyonundan yararlanamazken, özellikle Ahmet Demir’in performansı dikkat çekiciydi. Maça oldukça hırslı ve arzulu başlayan Demir, rakip ceza alanı içerisinde net pozisyonlar yaratırken, birçok pozisyonda savunmasına kadar gelerek, arkadaşlarına yardım etmesi takdire değerdi. Ancak ikinci yarı ne olduysa oldu ve rakibinin üzerine sağlı sollu ataklarla giden Mormenekşe bir anda ortadan kayboldu. Açıkçası, ilk yarı, tam saha pres yapan ve rakibine göz açtırmayan Mormenekşe’nin ikinci yarı gol veya goller bularak sonuca gideceğini düşünüyordum. Ancak ikinci yarı, ilk yarıdaki Mormenekşe’nin yerinde yeller esiyordu. İlk yarı arzulu ve istekli oynayan takım gitmiş yerine ne yaptığını bilmeyen, organize atak geliştirme becerisini kaybetmiş bir oyuncu topluluğu gelmişti sanki. Teknik Direktör Eralp Şerifoğlu, Kaan’ı oyundan alıp Mehmet Fuat’ı oyuna sokarken, oyundan düşen orta alanına bir dinamizm getirmek ve topa fazla sahip olmak istiyordu. Ancak bu müdahalesi yeterli olmadı ve etkili oyununu sürdüren Y.Boğaziçi, büyük ümitler beslediği, suskun golcüsü Maduka ile golü buldu. Uluslararası futbol arenasında Telma Orji diye bilinen bu oyuncunun neden MAduka adıyla anıldığını garipsemedim değil. Ama hiçbir şeyin olması gerektiği olmadığı futbolumuzda bunun çok küçük bir ayrıntı olduğu aklıma geldi.
Maçın orta hakemi Kerem Eran, pozisyonlara yakınlığı ile dikkat çekerken, oyunculara karşı oldukça hoşgörülüydü. Tehlikeli müdahalelerde veya gereksiz itirazlarda bulunan birçok oyuncuya direkt kart göstermek yerine onları önce sözlü olarak uyardı ve maçın saha içi tansiyonunu yükseltmedi.
Mağusa bölgesinin en önemli derbilerinden biri olan Y.Boğaziçi-Mormenekşe maçında, son dakikalar hariç saha içi ve dışında tansiyon hiç yükselmedi. İki takım taraftarları arasında uzatma anlarında bazı sözlü sataşmalar olsa da, duyarlı seyirciler tarafından bu sataşmalar hemen yatıştırıldı ve bu önemli derbi adına yakışır bir şekilde sona erdi.