Milli mücadele tarihimizin en önemli kulüplerinden biridir Çetinkaya. Futbol tarihimizden bahsederken, ağzımız dolu dolu söz ederiz Çetinkaya’dan. Öylesine başarılarla dolu bir kulübümüzdür ki, bunları saymaya kalksam yüzlerce köşe yazısı yazmam gerekecek.
Mazisinde o kadar tarih barındıran Çetinkaya’nın en önemli ünvanı, KOP’un (Kıbrıs Futbol Federasyonu) kurucu tek Türk takımı olmasıdır.
Bugün FIFA veya UEFA’da, Kıbrıs Türk futbolunun uluslararası alanda karşılaşmalar yapması için hak iddia ederken, Çetinkaya’nın KOP’a olan kurucu üyeliği sayesinde hak iddia edip söz sahibi olabiliyoruz.
Bununla birlikte Kıbrıs Türk futboluna adını “EFSANE” olarak yazdıran Çetinkaya’nın son yıllardaki başarılarını bilmeyen yoktur. Arka arkaya kazandıkları şampiyonluklar, ülke standarlarının üzerinde yarattığı kadrolarla, rakipsiz olduğu dönemleri unutmuyoruz.
“Şampiyon belli” ikinci kim olur, tartışmalarının yaşandığı dönemleri untmuyoruz. Her döneme adını altın harflerle yazdıran futbolcularını unutmuyoruz. Defteralıların, Velilerin, Debbağların, Saffet hocaların, Buzlukcu Ömerler, Sonal, Ergün, Kaleci Ertuğrul, Arab Erdoğan, Yücel, Caner, Komandoların, Tözün, Bardak, Betü, Aziz, Özgürgünlerin ve daha adını saymakla bitmeyen başarılı sporcuların dönemlerin unutmuyoruz.
Bir çırpıda saydığım bunca başarılar ve isimler, camianın, tarihsel açıdan geçirdiği evreleri alğılamamız için yeter de artar sanırım.
Bugün bakıyorum da bu efsane kulübümüze sahip çıkacak kimseler yok. Tarihinin en zor günlerini geçiriyor. Dördüncü haftada, sıfır puanla ligin dibinde bulunuyor. Sportif açıdan olabilecek en kötü durumu yaşıyor. Ancak kulübün yapısal açıdan içinde bulunduğu durum ise yürekler acısı.
Efsane kulübe başkan bulunamıyor. Halbu ki, Çetinkaya’ya başkan olmak gururların en büyügü olması gerekiyor. Bu kadar başarıların yaşandığı bir kulüpte, başkanlığa aday çıkmaması çok üzücü.
İşte Türk futbolunun geldiği nokta. Koca Çetinkaya, efsane Çetinkaya, KOP üyesi Çetinkaya ne hallerde. Bir spor sever ve Çetinkaya’da futbol oynamış birisi olarak, gelinen bu noktadan üzüntü duyuyorum.
Bu büyük camianın bir an önce toparlanması gerekiyor. Aksi halde, spor o kadar acımasızdır ki, bir anda nerden geldiğinizi şarırır, kendinizi bir alt kümede bulabilirsiniz.
Sakın “biz hükümet takımıyız küme düşmeyiz” düşüncesine kapılmayın. Bu düşünce eskide kalmıştır. Öyle bir noktadayız ki, tarihsel açıdan ne kadar başarılı olursanız olunuz, en basit bir köy takımından hiç bir farkınız kalmamıştır. Hatta içinde bulundugunuz durum, onlarınkinden daha da vahimdir.
Bir an önce toparlanıp kulübünüze sahip çıkmazsanız sonuç hüsranla noktalanabilir. Hiç kimse, içinde bulunulan bu durumu kapris ve onur meselesi yapmaya kalkmasın. Zaman aleyhinize çalışıyor. Eğer büyük ve efsane kulüpseniz, büyüklüğünüzü şimdi gösterin o zaman.