Mağusa Türk Gücü için sezona nokta koyma maçı…
Beklenti Mağusa Türk Gücü'nün ideal kadrosu ile maça başlaması ama öyle olmadı. Ali hoca tam tersini yaptı. Farklı bir kadro ve oyun anlayışı ile maça başladı.
Bu tercih farklı şekilde yorumlanabilir ve ‘Akıllar kupada’ denebilir. Tek gerçek hocanın kadro tercihine "Saygı duymak"…
Gönyeli rahat ve baskı altında olmayan taraftı. Futbolcular üzerinde stres daha azdı.
Mehmet Gürlü tüm topların odak noktası ve dağıtıcısıydı. Baskı altına alınması gereken futbolcuların başındaydı. Çok rahat ve temassız oynadı. Tüm geçişleri o yaptı.
Bence bu bağlantı hemen kesilmeliydi. Aslında Gönyeli'nin takım olarak baskılı oynaması gerekirdi.
Maç temposu ve kalitesi genelde düşüktü. Sakatlık sonrası oyuna giren Şenol az da olsa oyuna hareketlilik kazandıran isim oldu. Şenol-Baran işbirliği takımın soyunma odasına skor avantajı ile girmesini sağladı.
İkinci yarıda Gönyeli'nin tepki vermesi gerekirdi ancak öyle olmadı. Tam tersi çok dağınık bir performans sergiledi ve takım ikiye bölündü. Ortada çok büyük boşluklar oluştu. Mağusa Türk Gücü bu alanı derece etkili kullandı. Bu bölgeye her seferinde fazladan Adam soktu. Gönyeli'ye sadece Ahmet Hatay ve Süleyman bu alandaydı. Destek hiç gelmedi.
Gönyeli'de heyecan yoktu. Futbolcuların vücut dili bunu açıkça belli ediyordu.
Belki de bu yılın en kötü performanslarından biri vardı tepede. Maça ortak olacak tempoyu asla yakalayamadılar. İkili mücadeleleri genelde kaybettiler, pas oyunu hiç yoktu. Yardımlaşmadan da eser yoktu. Tüm bu eksiklikler maç boyunca pozisyon üretememelerinin en önemli noktaladıydı.
Serkan hocanın oyuna müdahaleleri de yetersiz kaldı. Oyuna sonradan girenler de aynı şekilde oynadı.
Mağusa Türk Gücü bu yıl hem olumlu, hem de olumsuz performansı ile lige renk katan takım oldu.
Sezon başı inişli-çıkışlı maç trafiği birçok takımın "Acaba şampiyon olabilir miyim?" düşüncesine kapılmasına neden oldu. İlk devresini tamamlanması ile beş altı takım şampiyonluk hesapları yapmaya başladı.
Ama devre arası kampı ve geri dönüş muhteşem oldu. Arka arkaya alınan galibiyetler diğer takımların bir bir bu yarıştan kopmasına neden oldu.
İşte bu yüzden Mağusa Türk Gücü başlangıç ve sonlandırma performansı ile ligi daha keyifli geçmesini sağladı.
Ali Oraloğlu'nun işi dışarıdan bakıldığı kadar çok da kolay değildi. Adeta yıldızlar topluluğu bir kadroyu hazır tutmak zor bir işti. Futbolcu hafta sonu on birde başlamak ister.
Neticede hoca bir onbir belirleyip sahaya sürer. Peki ya geriye kalanlar. İşte tam da bu noktada Ali hocayı kutlamak gerek. Çünkü yıl boyunca yedek kulübesini hep hazır tuttu. Şampiyonluk serüveninde COVID, sakatlık ve cezalarla ciddi şekilde uğraştı Mağusa Türk Gücü... Eksilen her futbolcunun yerine kim girdiyse aynı performansı sergiledi. Bu bence şampiyonluk yolunda öne çıkarılması gereken konuların başında gelir.
Bir takımın şampiyon olabilmesi için sadece sportif başarı yeterli olmaz. Teknik heyet, yönetim ve futbolcu uyumundan sadece biri eksik olsa hedefe ulaşmak bu kadar kolay olmazdı diye düşünüyorum.
Kısacası, Mağusa Türk Gücü'nün şampiyonluğu bir "EKİP İŞİ".