Yasin Kurt: “Özellikle geçtiğimiz sezonu iki kupa ile kapattıktan sonra, artık bunun altındaki bir hedefi ne biz futbolcular, ne de taraftarlarımız düşünmüyoruz. Tabii ki bunu başarmak zor, ama bizler buna yürekten inanıyoruz”
“Bizim en büyük sorunumuz ülkenin içinde bulunduğu siyasi durum, bunu kabul ediyorum. Ancak daha büyük sorunumuz da buna alışmış olmak, mücadeleyi çabucak bırakmak ve rahatlığa ayak uydurup kaderimize boyun eğmek”
Halit Dağ
“Kaptanınız Konuşuyor” yazısı dizisinin bu haftaki konuğu, Mağusa Türk Gücü kaptanı Yasin Kurt. Deneyimli kaptan takımın ve kendisinin son durumundan, unutamadığı anılara, ülke futbolu ve sporunun yaşadığı sorunlardan bir çok soruya içtenlikle yanıt verdi.
“Öncelikle her geçen gün ülke futboluna dair yaptığınız yenilikler, kattığınız değer, emekleriniz, biz futbolculara karşı göstermiş olduğunuz ilgi ve alakadan ötürü siz değerli spor yazarlarına teşekkür etmek istiyorum” diyerek sözlerine başlayan Mağusa Türk Gücü kaptanı Yasin Kurt, “Futbol tüm dünyada en gözde spor branşı diyebilirim. İçinde bulunmuş olduğumuz ambargolara rağmen her daim biz sporcuların sesi olduğunuz için teşekkürler” açıklamasını yaparak spor basınına teşekkür etti.
Kurt: “2018-19 sezonundan itibaren takımın birinci kaptanıyım”
2014-2015 sezonu devre arasında Küçük Kaymaklı’dan Mağusa Türk Gücü’ne transfer olduğunu belirten Yasin Kurt, dört buçuk sezondur Mağusa Türk Gücü forması giydiğini belirtti. Kurt, 2017 yılında takımın ikinci kaptanı olduğunu ve 2018-2019 sezonundan itibaren Mağusa Türk Gücü’nde takımın birinci kaptanlığını yaptığını ifade etti.
“Bu sezon yine aynı başarıları tekrarlamak en büyük arzumuz”
“Mağua Türk Gücü’nde her zaman hedef zirvede olmaktır ve tarihi başarılarla dolu, ülkemizin en büyük camialarından birinin hedefi tabii ki yine şampiyonluklardır” diyen Yasin Kurt, “Özellikle geçtiğimiz sezonu iki kupa ile kapattıktan sonra, artık bunun altındaki bir hedefi ne biz futbolcular, ne de taraftarlarımız düşünmüyoruz” dedi. “Tabii ki bunu başarmak zor, ama bizler buna yürekten inanıyoruz” diyen Kurt, “Zirveye çıkmak değil, orada kalabilmek daha önemli ve daha zordur. 2019-2020 sezonunu da yine aynı başarıları tekrarlayarak sonlandırmak en büyük arzumuz” dedi.
“Şu an için tam olarak istediğim noktada değilim”
Yasin Kurt, yeni sezona takım olarak istemedikleri sonuçlarla başladıklarını, gerek yabancı futbolcuların takıma geç katılması, gerekse bireysel olarak sezona formsuz başlamalarının, Süper Kupayı kaybetmelerine, sonra da lige kötü başlamalarına neden olduğunu belirtti.
“Her takımın buna benzer periyotları sezon içerisinde yaşaması gayet normal. Ama biz kendimize güveniyor ve inanıyoruz” diyen Kurt, “Kendi performansıma gelecek olursam şuan için tam olarak istediğim noktada değilim. Daha sezonun başı ve formumuzu yakalamak adına çok çalışmamız gerekiyor” açıklamasını yaptı.
“İki lig şampiyonluğumuzda garip bir tesadüf oldu”
Mağusa Türk Gücü’nde farklı birçok anısının olduğunu, kulübünde iki lig, bir Süper Kupa ve bir de Federasyon Kupası şampiyonluğu yaşadığını aktaran Yasin Kurt, “İki lig şampiyonluğumuzda garip bir tesadüf eseri olarak Çetinkaya ve Yenicami kulüpleri arasında oynanan maçların sonucunda kazanılan şampiyonluklar oldu. İkisinde de yaşamış olduğum duyguları tarif etmek çok zor. İnsan ömründe çok sık rastlanabilecek şeyler değil bunlar. Bunları yaşadığım ve sonunda şampiyonlukların geldiği için kendimi çok şanslı hissediyorum” dedi.
“MTG’de bir hayalimi gerçekleştirmek nasip oldu”
“Benim için daha özel bir duygu olan bir şeyi de yine MTG’de yaşadım” diyen Kurt, “Bir hayalimi gerçekleştirmek nasip oldu. Sene 2005’te Çanakkale’de oynuyordum ve 17 yaşındaydım. Maçlarımız farklı günlere denk geldiği için MTG’nin şampiyonluk maçına gittim ve tribünde Ultracrows taraftar gurubunun arasında maçı izledim. O gün MTG şampiyon oldu ve takım kaptanı şu anda teknik direktörümüz olan Ali Oraloğlu’ydu. Ali hoca kupayı havaya kaldırırken o an içimden bir şey diledim. Allah’ım bana da taraftarı olduğum kulübün kaptanı olarak bu kupayı kaldırmayı nasip et dedim. Ve yıllar sonra 2018-2019 sezonunda Allah bana, taraftarı olduğum kulübün kaptanı olarak iki kupa birden kaldırmayı nasip etti. Kupayı federasyon başkanımız Sayın Hasan Sertoğlu’nun elinden alırken içimde yaşadıklarımı, o an kalbimin ne kadar hızlı çarptığını ve 14 sene önce bir çocukken hayal ettiğim şeyin gerçek oluşunun vermiş olduğu hissi tarif etmem mümkün değil. Yıllar sonra futbol hayatıma dair anlatabileceğim en özel anım herhalde bu olacaktır” ifadelerini kullandı.
“En büyük sorunumuz ülkenin içinde bulunduğu siyasi durum. Ama daha büyük sorun, buna alışmış olmak”
“2007 senesinde Konyaspor’a transfer oldum. Profesyonel imzayı attıktan sonra bir buçuk sene Konyaspor’da, bir senede kiralık olarak İnegölspor’da olmak üzere yaklaşık iki buçuk senemi Türkiye’de geçirdim” diyen Yasin Kurt şunları aktardı: “Profesyonel olarak orada oynadıktan sonra aradaki farkı daha iyi anlayabildim. Evet bizim en büyük sorunumuz ülkenin içinde bulunduğu siyasi durum bunu kabul ediyorum. Ama daha büyük sorunumuz ise buna alışmış olmak, mücadeleyi çabucak bırakmak ve rahatlığa ayak uydurup kaderimize boyun eğmek. Yeteri kadar uğraştığımıza, elimizden gelenin en iyisini bireysel olarak yaptığımıza inanmıyorum. Dünyada birçok örneği var. Çok daha zor şartlarda bir yerlere gelen insanlar var. Coğrafi olarak biraz rahat ve kolay pes edebilen bir yapıya sahibiz. Sonuna kadar savaşma kavramını küçük yaşta edinmemiz gerektiğini düşünüyorum.”
“Spora ve sporcuya uygulanan bu ambargoyu kabul edebilmek mümkün değil”
“Malesef ülkemizde herhangi bir spor dalıyla uğraşmak ve bunda başarılı olabilmek olanaklar açısından biraz zor” diyerek sözlerini sürdüren Yasin Kurt, “Biz futbolcular diğer spor branşlarıyla uğraşan arkadaşlarımıza göre daha şanslıyız aslında. Onlar bizlerden çok daha zor şartlarda müsabakalara hazırlanıyor ve ülkemizi yurtdışında temsil etmeye çalışıyorlar. Hele ki bireysel olarak bunu başarabilen arkadaşlarımı görünce ayrıca gururlanıyorum çünkü maalesef ülkemizde bunları başarabilmek çok zor. En büyük temennim bir gün bizim de var olduğumuzu tüm dünyanın görebilmesi için fırsat verilmesi. Çünkü biz bunu hak ediyoruz. Eğer tüm dünyanın savunduğu ortak şeylerden birisi sporun din, dil, ırk farketmeksizin insanları ortak bir paydada buluşturduğu ise, bizleri artık görmezden gelmeyi bırakmaları gerekiyor. Spora ve sporcuya uygulanan bu ambargoyu kabul edebilmek mümkün değil. Son olarak biz sporcuların her zaman yanında olduğunuz için sizlere ve gazetenize teşekkür ederim” diyerek sözlerini sonlandırdı.