Geçtiğimiz Pazartesi 22 Aralık 2014 tarihinde, Lefkoşa’nın Ledra Palace Sınır Kapısı’nın hemen yanında bulunan ara bölgede yer alan Taksim Stadı’nda, nostaljik ama duygusal bir futbol maçı oynandı.
Kıbrıs’ta İngiliz Yüksek Komiserliği’nin, Peace Players ile Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün sponsor olduğu bu tarihi karşılaşma ara bölgede iki toplumu ayıran Yeşil Hat üzerindeki Taksim Stadı’nda yer aldı.
1954 yılından sonra, ilk kez Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum’lardan oluşan Karma, Kıbrıs’ta görev yapan Slovak, Arjantin, İngiliz ve Macar askerlerden oluşan Birleşmiş Milletler Barış Gücü takımı ile anlamlı bir maç yaptı.
İngiliz Yüksek Komiseri Ric Todd’un Taksim Stadı’nın çamurlu zeminini göstererek, “eminim yüz yıl önceki zemin buradan daha iyiydi” şeklindeki esprisi ile yaptığı açış konuşmasında dediği gibi, Kıbrıs’ta barış amaçlı yağmur altında, çamurlar içerisinde oynanan bu karşılaşmanın sonucu hiç de önemli değildi.
İşte, 25 Aralık 1914 tarihinde bir Noel günü oynan bu tarihi maçın öyküsü tam yüz yıl önceye dayanıyor.
Dünyanın ilk büyük savaşı olan, milyonlarca insanın öldüğü Birinci Dünya Harbi devam ederken, 25 Aralık 1914 tarihine rastlayan Noel günü Belçika sınırındaki Batı cephesinde, Barış adına müthiş bir olay meydana geldi.
Batı cephesi olarak anılan Belçika-Almanya sınırında çarpışan Alman ile İngiliz askerleri arasında savaş devam ederken, ansızın Alman cephesinden bir asker elinde futbol topu ile silahsız ara bölgeye (No Man’s Land) çıktı.
Bu olayı şaşkınlıkla izleyen İngiliz askerlerinden önce biri, sonra ikisi, üçü ve yüzlercesi ara bölgeye çıkıp, Alman askerler ile futbol oynamaya başladı.
Şimdi, bu olayı, o maça tanıklık yapan ve maçta oynayan iki İngiliz askerinin ağzından dinleyelim.
6. Chesires Birliği’nde yer alan Ernie Williams olayı şöyle anlatıyor:
“Birden nerden geldiği belli olmayan bir top ara bölgeye atıldı. Bizim taraftan gelmediği belliydi. Diğer (Alman cephesi) taraftan geldiği belliydi. Sonra, onlar (Almanlar) sahaya çıktı. Bir kale kurdular ve oynamaya başladılar. Ardından, biz sahaya fırladık ve oyuna katıldık.
Birden, kendiliğinden bir ateşkeş olmuştu. Cepheyi yöneten komutanların bile haberi olmamıştı. Yüzlerce askerin oynadığını tahmin ediyorum. Topu ben yakaladım. Yaşım 19 idi; iyi futbolcu olduğumu düşünüyordum.
Sadece, futbol oynuyorduk. Ne hakem vardı, ne de gol veya bir başka şey. Birbirimize karşı düşmanca duygular yoktu.
Televizyonlarda izlendiği gibi bir maç yoktu. Futbol ayakkabılarımız, postallarımızdı. Futbol topu da deridendi ve suda, çamurda hemen şişiyordu.”
Bir başka İngiliz askeri Çavuş Frank Naden “Noel günü birden Alman cephesinden bir asker ellerini kaldırarak, ara bölgeye yürüdü. Bizim arkadaşlarımız da hemen ona doğru yürümeye başladı ve ortada buluştular.
Sonra, biribirimize karşılıklı sigara, bisküvi verdik. Bir İskoç askeri Gayda çalmaya başladı. Karşılklı şarkılar söylerken, futbol oynamaya da başladık.
Ertesi gün, Almanlarla sıkı, fıkı olmama, çünkü savaş devam ediyor emri geldi. Ancak, tüm gün boyunca ne biz, ne Almanlar ateş ettik.”
Birinci Dünya savaşından sonra, her yıl Batı cephesinde anılan ve barış mesajları veren bu maçın, bu yıl yüzüncü yıl dönümü.
Tüm Avrupa barış mesajları vermek adına 25 Aralık 2014 Perşembe günü sahaya indi. Çok duygusal ve nostaljik maçların ardından Avrupa yüz yıl geriye gitti.
İngiliz Yüksek Komiserliği’nin, bu anlamlı girişimi ile 60 yıla bir kala hala daha devam eden Kıbrıs sorunun çözümü adına verdiği mesajı hem Kıbrıslı Türkler, hem Kıbrıslı Rumlar iyi okumalı diye düşünüyorum.
------------
Üniversiteler ve spor
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu gerekçesiyle, 15 Kasım 1983’ten beri, dünyanın uyguladığı tüm izolasyonlarına rağmen, Kuzey Kıbrıs’ta sekiz tane üniversite faaliyet gösteriyor.
Üçüncü dünya ve Türkiyeli öğrenciler ile birlikte 62 bin öğrencisi olan bu üniversitelerde, spor ne durumda?
Kuzey Kıbrıs’ta Doğu Akdeniz, Yakın Doğu, Girne Amerikan, Uluslararası Kıbrıs, Lefke Avrupa, Akdeniz Karpaz, Orta Doğu Teknik ve Girne Üniversitesi.
Bu üniversitlerin hemen hemen tümünde spor bölümleri var. Özellikle, Doğu Akdeniz, Yakın Doğu, UKÜ, GAÜ spor eğitiminde başı çekiyor.
Hatta, bu üniversitelerin spor bölümlerinde okuyan ve bir spor branşında başarılı olan sporculara tam bursa kadar varan olanaklar sağlanıyor.
Peki, bu üniversiteler ülkenin spor politikasına ne kadar yön verebiliyorlar? Yetiştirdikleri başarılı sporcular, Kuzey Kıbrıs dışında hangi ülkelerde, hangi branşlarda üniversitelerini temsil ediyor?
Bu konuda, DAÜ, YDÜ ve GAÜ gibi bazı üniversitelerin Dünya Üniversiteler Birliği’ne üye olduğunu biliyorum. Bu ülklerdeki spor müsabakalarına da davet aldıklarını, DAÜ Salon futbol Takımı’nın her yıl Hollanda’ya davet aldığını da biliyorum.
Başka, üniversitlerin Türkiye dışında bir başka ülkede temsil edildiklerini bilmiyorum. Eğer, varsa lütfen söyleyin.
Bu faaliyetlerin dışında, kanımca tüm üniversitelerin spor bölümlerinin bir spor üst konseyinde bir araya gelmelerini ve üretecekleri projeler ile KKTC spor politikasına yön vermelerini öneririm.
Her ne kadar da Bologna sürecinde, KKTC üniversitleri dışlansa da, bunu aşacak konjentür bugün vardır diye düşünüyorum.