Amma da soru diyeceksiniz! Kimden ve neden kurtulacak futbolumuz?
Futbolumuzun kurtarılması için daha büyük engeller var; Rum tarafının çelmesi var, UEFA ve FIFA’nın koyduğu kurallar var, iç siyasi dengeler var. Ama en önemlisi Türkiye var.
“UEFA ve FIFA kanalıyla dış temas yapamıyoruz, bari FIFA üyesi olmayan, siyasi durumu bize benzer toplumlarla karşılaşmalar yaparak futbolcumuza motivasyon sağlayalım” diyoruz, hemen Türkiye devreye giriyor ve “Olmaz… O toplum Kürtlerden oluşuyor, bu toplum Ermeni gibi dayatmalarla engel oluyor. CONIFA gibi, yönetiminde üst düzey yer aldığımız kuruluştan ayrılmak zorunda kalıyoruz.
Motivasyon sağlamak adına “Bari Türkiye takımları bizle özel bile olsa karşılaşmalar yapsın” diyoruz; “Olur mu, FIFA ve UEFA’dan dışlanır, ceza alırız” diyorlar.
“Sözde Kıbrıs Rum Cumhuriyeti” diyorlar, ama yeri geldiğinde çatır çatır resmi karşılaşmalar yapıyor, Kıbrıs Cumhuriyeti bayraklarını salonlara veya sahalara çekiyor ve Milli marşlarını çalıyorlar. Futbol turnuvalarında torbadan çıktıklarında ise, hem Rum tarafında, hem de Türkiye statlarında hiç gocunmadan oynuyorlar.
Bu arada, Kıbrıs Türk futbolcusu ne yapacak da; moral-motivasyon, teknik gelişim, ekonomik kalkınma açısından ivme kazanacak, Türkiye’de kimsenin umurunda değil.
Adet yerini bulsun diye bizimkiler sporu bir bakanlığa bağlıyor, oraya atadıkları bir bürokratın kendi inisiyatifi veya muhatap olduğu spor adamının partili olup olmadığına bakarak yaptığı maddi yardımlar, altyapı harcamaları kaleminden ödeniyor ama tamamı transferlere, uyduruk turnuvalara, kamp harcamalarına gidiyor. Sporun, bakanlık düzeyine yükseltilme düşüncesi elbette olumlu bir adım. Ancak Bakanın sporu yönetmek üzere atayacağı kişilerin partili bürokratlardan oluşması, sonucu değiştirmeyecek ki.
N’apalım yani? Diyorsanız; Olmaz ama söyleyelim.
Sporun(futbolun) içinden gelen, Türkiye spor dünyasının ve siyasilerin üst düzey insanları ile aracısız görüşebilen, Süper Lig takımlarını Kuzey Kıbrıs’a getirebilecek kariyere sahip (siyasetin dışından, seçilme endişesi taşımayacak) birini Spor Bakanlığı’na atamak. Onun, yine siyaset dışından çalışacağı kişilere onay vermek çözüm için iyi bir başlangıç olabilir.
Bu vasıflara sahip birini ben tanıyorum. Yoğun iş hayatını bırakıp böyle çılgın bir görevi kabul edeceğini de tahmin etmiyorum ama zaten atmaca gibi böyle bir makama aday kişiler dururken, kim teklif edecek ki… Bizim ülkemizde iş yapacak kişiler değil, partilere kapağı atarak makam ve rant peşinde koşanlar rağbette.
Bu kafayla ancak Asiyeler kurtulur ama futbolumuz hayatta kurtulmaz.