Giro’nun Ardından

Deniz Kalıbcıoğlu

Bisiklet sezonunun en önemli 3 büyük tur yarışından ilki olan Giro d’Italia, geçtiğimiz haftasonu sona erdi. İlk kez 1909 yılında yapılan organizasyon 1915-1918 Birinci Dünya Savaşı ve 1941-1945 İkinci Dünya Savaşı esnasında koşulamadığından bu sene 100. kez İtalya sokaklarına inmiş oldu.

100. edisyonu çok detaylı planlayan yarış organizatötleri, İtalya’yı güneyden kuzeye doğru geçilecek ve 24 güne yayılmış 21 etap ile tamamlamayı hedeflediler. Yarışa heyecan katmak adına olabilecek her tarzda etap tur içine sokulurken, tırmanışçıların sağladığı avantajı nötralize edebilecek 2 farklı ITT (bireysel zamana karşı) etabı da organizasyon içinde yerini aldı, üstelik bu etaplardan bir tanesi son güne bırakıldı!

Tur içerisinde yer alan etapları 3 farklı kategoriye ayıracak olursak, 1- Sprint finişler, yani sonu düzlükte biten ve patlayıcı gücü olan sporcuların etabı alması muhtemel parkurlar, 2- Dağ etapları, yani tırmanıcı özelliği bulunan sürücülerin kazanması ön görülen etaplar ve 3- Zamana karşı, yani her sporcunun bireysel olarak kısa ve düz bir mesafeyi ardı ardına start alarak tamamlayıp, en iyi dereceye bakılan parkurlar.

Her farklı etabın farklı profilde sporcular için avantajlı olmasının yanı sıra, etabın başında kaçarak peloton’dan, yani toplu gruptan uzaklaşan kaçış grubu içerisinde yer alan sporcuların da kazanması muhtemel etaplar da göze çarpıyordu, ki ilk etap zaten bize bunu gösterdi.

Genellikle uzun turlarda Genel Klasmana oynayan (İtalya-Pembe Mayo, Fransa-Sarı Mayo, İspanya-Kırmızı Mayo) sporcular iyi tırmanışçılardan çıkar. Tabii ki bu sporcuların “climber” kimliğinden çok “all rounder” kimliklerinin olması da önemlidir. Giro’nun 100. edisyonu bize tırmanışçılardan ziyade iyi zamana karşı performansı olan sporcuların da pembe mayoyu ve genel klasmanı kazanabileceğinin ipuçarını veriyordu.

İlk etaplarda yer alan sprint finişleri adeta domine eden Quick Step sürücüsü 22 yaşındaki Kolombiyalı Fernando Gaviria oldu. İlk büyük turunda toplam 4 etap kazanan ve en iyi sprintere verilen “siklamen” mayoyu sırtına geçiren Gaviria, önümüzdeki senelerde sprinter profilini de değiştireceğini dünya aleme ispat etmiş oldu. Özellikle kazandıkları bir etap öncesi takım olarak çapraz rüzgar organizasyonundaki sanatsal çalışmaları, Bob Jungels gibi bir diğer genç yeteneğin gücü ile yardım etmesi (sonrasında genç yetenek beyaz mayoyu da kazandı), Gaviria için büyük bir şanstı.

Etaplar boyunca toplam 6 farklı sürücü Maglia Rosa’yı (pembe mayo) sırtına geçirirken, toplamda ise 5 farklı takım logosu forma üzerinde yer buldu. Toplam 21 farklı etabı ise 17 farklı sporcu kazandı, bunlar ise 12 farklı ülkeyi temsil etti. Ne kadar enternasyonal bir tur olduğu apaçık ortada.

Sicilya adasından başlayan, ETNA yanaradağına kadar çıkılan, mükemmel manzaralar eşliğinde İtalya’yı baştan başa dolaşıp ülkenin kuzeyine, Bergamo eteklerine gelen tur, sonrasında ünlü Cima Coppi etabında, meşhur Stelvio geçidini geçti. Alplerin asfaltlanmış en yüksek 2. noktası olmasıyla ünlü geçit, deniz seviyesinden 2,757 metre yükseklikte bulunurken, yılan gibi bükülen yolları izleyenler için müthiş keyifli olduğu kadar, yarışçılar için limitlerin zorlandığı, acıların normalleştiği ve hissizliğin başladığı tam bir Nirvana noktası.

Bütün bu etaplar sonunda, son günkü bireysel zamana karşı yarışı öncesi genel klasmanda 4. sırada bulunan Team Sunweb lideri Tom Dumoulin, mükemmel bir performans göstererek rakiplerini geride bıraktı ve Hollanda’ya o ünlü kupayı, pembe mayo ile Trofeo Senza Fine’yi (Sonsuz Kupa) götürmüş oldu.

Yarış lideri Tom Dumolin’in “büyük ihtiyacını” gidermek için etap ortasında bayırlara doğru koşmasından tutun da, atakları, kazaları ve seyircileri ile 100. Giro bizim için hafızada yerini alacak bir organizasyon  olarak yerini aldı.

Klasikler sonrası uzun soluklu ilk tur geride kalırken, sırada 1 Temmuz’da başlayacak bir başka ünlü serüvene doğru gözlerimi çevirmiş durumdayız. Daha ünlü isimler, daha büyük bir çekişme ve daha farklı senaryolar izleyeceğimiz Tour de France, şahsen bana Giro kadar hitap etmese de, bisiklet sporunun kitlelere ulaştığı en büyük organizasyon.

Tour de France öncesinde daha bilgilendirici yazılar, terminoloji (sözlük) yazıları, tur esnasında ise etap yazıları ile elimden geldiğince buralarda olmaya çalışacağım.

--------------------------