Güreş Tarihi-7

Serkan Soyalan

Bilindiği üzere güreş, insanlık tarihinin en eski sporlarından biridir.

Tarihsel kaynaklara baktığımızda M.Ö. 708’de Yunanlılar, M.Ö.2’nci yüzyılda Türkler, M.Ö. 22’de Japonlar, M.Ö. 260’da Sümerler ve M.Ö. 2000-2470-2320’de Mısırlılar tarafından güreş yapıldığına dair bilgilerle karşılaşırız.

Güreş sporu ile uğraşan milletler başında Türkler, Araplar ve Yunanlılar gelmektedir. Güreş farklı coğrafyalarda yapılırken, her ülkede ayrı ayrı isimlendirilmiştir. Temel kuralları itibarıyla da her ülkede aynı kurallar ekseninde yapıldığını söyleyebiliriz.

***

Güreş M.Ö. 900’lerde kurallara bağlanmıştır. M.Ö. 704’deki 18’inci Olimpiyat Oyunları programına kabul edilmiştir.

Exbroyat adındaki bir muhafız alayı askerinin çabalarıyla 11’inci yüzyılın ortalarında uluslararası güreşin ilk kuralları belirlenerek uluslararası alanda kabul edilip uygulanmaya başlamıştır.

Greko-romen stil güreş 1896 Atina Olimpiyatları’na, serbest güreş stili ise ilk kez 1904 St. Louise Olimpiyatları’na resmen alınmıştır.

***

Cevdet Avcuoğulları’nın 1993’te yayımladığı  “Türkiye Güreş Ligine Katılan Kulüplerin Çalışma Şartları ve Sporcu Kaynakları”, (İstanbul Güreş İhtisas Kulübü Koruma Vakfı Yayınları) kitabında eski Türklerde güreş şu satırlarla anlatılır:

“Güreşle ilgilenen milletler arasında en eskisi Türkler’dir. Her seviyedeki insan grupları içinde ilgi görmüş, benimsenmiş, uğrunda fedakarlık yapılarak uygulanmıştır. Hakandan köydeki çobana kadar güreş yapmayan kimse kalmamıştır.”

Ergun Yıldırım da 1977 de yayımladığı “Güreşte Yeni Eğitimin İlmi ve Metodik Temelleri” eserinde, Göktürkler, Hunlar ve Uygurlar’da güreş yapıldığını. Kazan Türklerinden Abdulkerim’in yazdığı mukaddimede askerin harp gücünü artırmak için güreş eğitiminin çare olarak ileri sürülmesi, güreşin sadece sportif yarışma amacıyla değil askeri eğitim için önem verilerek yapıldığını yazmaktadır.

Tarihin en önemli doktorlarından, yazarlarından ve astronomlarından olan İbni Sina da “El Kanun Fiet Tıp” adlı eserinde insanın vücut sağlığı için neler yapması gerektiğini anlatırken ilk olarak güreşi zikretmiştir.

***

Selçuklular da güreşi askeri eğitim amacıyla kullanmışlardır. Açılan tekkelerde güreşçilerin yemekleri verilir idman yapmaları sağlanırdı.

Selçuklular’ın başkenti Konya’da “güreşçiler mahallesi ve güreş tekkesi” ibarelerini sicil defterlerinden Atıf Kahraman tespit edip, paylaşmıştır. Ayrıca Konya’da güreş tekkesindeki bir türbede bulunan bir mezar taşında “pehlivan” sözcüğü de görülmektedir.

Güreş tekkeleri için de ayrı bir yazımızda temiz bir sayfa açıp, sizlerle buluşturacağız.