“Bir talebin ucunda söz konusu ‘Evlat’ ise gerisi teferruattır. O yüzden birkaç hafta önce Kıbrıs ile İspanya’nın Limasol’da oynayacağı 2024 Avrupa Şampiyonası Elemeleri için organize olmaya başladık”
“Şansımız, 3-1’lik İspanya galibiyetinde tüm goller önümüzde oldu. Mağlubite rağmen özellikle genç taraftarlar milli takımlarının oyuncularını alkışladı, forma istedi. Aklıma 2012’de Kuzey Irak’ta düzenlenen tanınmayan ülkelerin Dünya Kupası geldi. Oyuncularımız orada dünyalı gibi hissetmişti…”
“Oğlumun ortama dahil olması, o atmosferi bir baba olarak benim için paha biçilmez yaptı, güzel anıları hatıra çantamıza koyduk. Ve her zamanki gibi bir gün ülke sporcularımızın da dünya arenasında olmasını dileyerek evimize döndük…”
Zamanlardan sonra basın tribünü yerine futbolsever olarak uluslararası bir maçta yer almak güzeldi. Tabi bunun da ana sebebi oğlum. 7 yaşında, başta spor ardından dünya futbolunu yakından takip etmeye başladı bir süreden beri. Kapalı kapılar ardında kendi yağımızla kavurduğumuz ülke futbolunu sevmesi bir yana, yanı başımıza da önemli takımlar, önemli oyuncular da belli dönemlerde geldiği için bundan da haberdar oldu. Bir talebin ucunda söz konusu “Evlat” ise gerisi teferruattır. O yüzden birkaç hafta önce Kıbrıs ile İspanya’nın Limasol’da oynayacağı 2024 Avrupa Şampiyonası Elemeleri için organize olmaya başladık.
“Oğlumun bildiği isimler üzerinden heyecanımız arttı”
Yıllardır Kıbrıs’ın güneyinde düzenlenen müsabakalar için organize edilen tura dahil olduk. Maçtan birkaç gün önce İspanya kadrosu açıklandığında oğlumun bildiği isimler üzerinden heyecanımız arttı. Perşembe günü okul sonrası hemen Ledra Palas’ın yolunu tuttuk, biletlerimizi aldık ve Limasol’a otobüs yolculuğumuz başladı. Maç saat 19.00’da olunca akşam trafiği, polisin eskortu eşliğinde az rötarlı da olsa Alphamega Stadı’na ulaştık.
“Neden bu kadar az bir kapasite diye sormuştum kendime ama maçta anladım”
Geçtiğimiz yıl Kasım ayında hizmete girdi Alphamega Stadı. Kompakt, modern bir stat. İlk açılacağı haberini yaparken dikkatimi çekmişti o zaman. Kapasite 13 bin kişi. Neden bu kadar az bir kapasite diye sormuştum kendime ama maçta anladım. İhtiyaca, nüfusa göre ideal. Hiç de 13 bin kişi diyebileceğiniz bir küçüklük de söz konusu değil. 30 milyon Euro civarı, dünya standardında, önemli bir isim sponsoru ile başta Limasol takımları Apollon, AEL ve Aris’in kullanımı için yapıldı. Locaları, basın tribünü, tribünleri, kısaca kalitesi ile her bir Euro’nun karşılığı fazlası ile alınacak bir stat.
“Şansımız, tüm goller önümüzde oldu”
Turnikeden biletimizi okutur okutmaz, güney standından birkaç basamakla kolayca stada girdik. Tam kalenin arkasında yerimizi aldık. Şansımız, 3-1’lik İspanya galibiyetinde tüm goller önümüzde oldu. Devre arasına yakın kalabalığa kalmamak için büfeye uğradığınız zaman meşrubat, cips vesaire istediklerinize göre 5-10 Euro arası bir miktar ödüyorsunuz. Büfede bira bile var ama alkolsüz tabi.
“Kıbrıs’ın bulduğu gol sanki grup liderliğini getirmiş gibi tribünleri canlandırdı”
İspanya’nın genelde topa hakimiyeti, aradaki kalite farkı ile ikinci devrede oyundan sıkılan taraftarların “Meksika dalgası” maça renk katan unsurlardandı. Sona doğru eleme grubunda en son sırada bulunan Kıbrıs’ın bulduğu gol sonrası sanki grup liderliği gelmiş gibi tribünleri canlandırdı. Taraftarların reaksiyonu, tezahüratları atmosferi güzelleştiren anlar oldu.
“Genç taraftarlar milli takımlarının oyuncularını alkışladı, forma istedi”
Maç esnasında Barcelona’nın parlayan yıldızı Gavi’ye tribünlerin hemen hemen birçok yerinde pankartlar açılıp mesaj verildiği, forma istendiğini gözlemledim. Ancak en önemlisi takımlarının kötü gidişatı ya da mağlubiyetin herhangi bir anlam ifade edemediği bir maç sonu vardı. Özellikle genç taraftarlar milli takımlarının oyuncularını alkışladı, forma istedi.
Fotoğraf: CNA
“Oyuncularımız 2012’de Kuzey Irak’ta dünyalı gibi hissetmişti”
Maç sonu otobüsle Lefkoşa’ya dönerken aklıma benim de kafilede yer aldığım, Kuzey Irak’ta tanınmayan ülkelerin yer aldığı 2012 VIVA Dünya Kupası geldi. Orada milli takımımız finalde kaybederek ikinci olmuş ancak maç sonu futbol severlerin yoğun ilgisi ile karşılaşmış, forma isteyenlerden tutun, otobüs bile stattan çıkmakta zorlanmıştı. Bir nevi dünyalı gibi hissetmişti oyuncularımız.
“Güzel anıları hatıra çantamıza koyduk”
Özetle bizler de Limasol’da dünyalı gibi hissettik. Tribünde tanıdık yüzler görmek, onlarla selamlaşmak da güzeldi. Hatta saha içi fotoğraf muhabiri arkadaşlarımızla selamlaştık. Hakem kararları, gollerden sonraki ortama oğlumun dahil olması, o atmosferi bir baba olarak benim için paha biçilmez yaptı, güzel anıları hatıra çantamıza koyduk. Ve her zamanki gibi bir gün ülke sporcularımızın da dünya arenasında olmasını dileyerek evimize döndük…