Lefke haftalardır gole hasret bir takım. Lig ve kupa maçları dahil rakip kaleye gol atamamak en az kaybedilen puanlar kadar sıkıntı ve stres yaratmakta.
Hafta içi Hermann'ın sessiz sedasız ülkeyi terk etmesi diğer bir olumsuzluktu. Rahmi kart cezalısı, onun katkısını anlatmaya gerek yok.
Lefke ileride Aziz ile başladı. Bence bu tercih son derece doğru idi. Kadro yapısına göre en iyi hamle bu idi. Bu düşünce sayesinde Kasım bir geride ve yüzü kaleye dönük oynadı. Aziz-Kasım işbirliği sayesinde ev sahibi haftalardır aradığı golü buldu ve öne geçti.
Golden sonra da ilk yarı sonuna kadar topu tutan ve rakip kale önüne giden taraf oldu.
Yenicami, Keita, Ali Bayır ve Yakup Şen ile önde bastı. Destek Fırat'tan geldi. Lefke bu bölümde istediği başlangıcı yapmakta zorlandı.
Buraya kadar her şey tamamdı.
Ama geride kalanlarda ciddi sıkıntılar vardı. Berkem ve Saadettin ileride baskı yaparken genelde savunmanın içinde kaldı. Bu da orta alanda boş alanların oluşmasına neden oldu.
Lefke bu alana adam sokarak etkili geçişler yaptı. İlk yarı boyunca Lefke'nin tek sıkıntısı sonuçlandırmaydı. Baskı ve oyun kontrolü sende iken eğer sonuçlandırmada da aynı başarıyı göstermezsen, maç kazanma konusunda genelde hayal kırıklığı yaşarsın.
Öyle de oldu. Son dakikalarda savunmada yapılan inanılmaz bir hata çok pahalıya mal oldu. Puanlar ve haftalardır özlem duyulan galibiyet elden uçup gitti.
Tabi ki kaybedilen puanların tek nedeni savunmada yapılan hata değildi.
Bence en büyük sorun topa hükmetmeme idi. İlk yarı topa sahip olmanın avantajlarını yaşamış bir takımın soyunma odasından daha farklı bir kimlikle çıkması anlaşılır gibi değil.
Topu bu kadar rakibe bırakmanın hiç bir açıklaması olmaz diye düşünüyorum.
Bu durum rakibe özgüveni değil cesareti de beraberinde getirdi. Pas oyunu ile yapılan geçişlerde başarı yakalandı ve avantajlarını da beraberinde getirdi.
Top sürekli Lefke yarı sahasında oynandı. Asrın ve Fırat ile akıl almaz pozisyonlar kaçtı. Doğru oyun kazanma arzusu ile beslendi. Tek eksik goldü. Bence savunmada o hata olmasa Yenicami maç sonuna kadar bu ısrarını sürdürecek ve skoru yine değiştirecekti.
Futbolcuların vücut dili ve saha içi performansları bunu açıkça belli ediyordu. Oynadıkları oyundan keyif alıyorlardı.
Aynı görüntü Lefke'de yoktu.
Savunmada Kaan ve Armstrong Chidi görevlerini başarı ile yaparken bu ikiliyi kaleci Mehmet de performansı ile destekledi.
Zaman zaman doğru alan daraltarak baskı yaptı, top kaptı. Ama aynı beceriyi topu oyuna sokarken gösteremedi. Top kayıpları yaptı. Top yine rakibe geçti, kovalamak ve daha fazladan koşmak zorunda kaldı.
Keita'nın atletik özelliği ve fizik gücü oldukça yüksek. Yenicami bu futbolcuya gerekli destekleri set oyununda vermeli. Keita aldığı her topta Lefke savunmasına zor anlar yaşattı. Savunmanın dengesini bozdu. Geriden gelenler Keita'nın yarattığı bu avantajı kullanabilmeli.
Lefke'de saha içi ve saha dışı heyecanı yok. Maçın ilk bölümü hariç rakibi hataya zorlayacak tempoya asla çıkılmadı. Bu durum tribünde de hakim. Herkes heyecanını kaybetmiş. Karadağ'da seyircinin maç aldığına çok kez şahit olduk.
Kaan ve Amstrong Chidi'nin heyecanına ortak olanlar artarsa başarı da gelecek diye düşünüyorum.
Yenicami pas şiddeti ve tercihi konusunda gerekli gelişimi gösterirse oyun kalitesi ve sonuçlandırmaya daha kolay gidebilir. Özellikle rakibin sana topu bıraktığı durumlarda pas şiddeti ve doğru tercihler bu tip savunmaları aşmada çok daha etkili olur.