Geçen yılın şampiyonu Yenicami, sezonun ilk karşılaşmasında, bu yılın şampiyonlukta iddialı ekiplerinden Mağusa Türk Gücü ile deplasmanda karşılaştı.
Bu sezon yeni yönetimi ve yaptığı önemli transferlerle gündemin ilk sıralarına oturan MTG, sadece transferde değil, saha tribününün kapatılması ve MTG'nin sembolü olan “Kargaların” yeniden hareketlenmesi konusunda da önemli hamleler yapmıştır. Kısacası tüm unsurları ile birlikte şampiyonluğa inanmış bir takım görüntüsü veriyorlar. “İnanmak başarmanın yarısıdır” sözcüğünün örneğini, MTG camiasında gördüm.
Maça gelince... Her iki takım, geçen yılki kadrolarında önemli değişiklikler yaparak sezona girdiler. Geçen yıl Yenicami’de şampiyonluklar yaşayan Adil Uçar, bu yıl MTG forması ile MTG için ter akıtıyor. Yıllardan beridir Yenicami ile özdeşleşen Adil Uçar'ın, eski takımına karşı yaptığı mücadele eski günlerini arattırır nitelikte idi.
MTG saha ve seyirci avantajını arkasına alarak çizdiği şampiyonluk hedefinde, özellikle ilk devrede çok iyi uyguladı. Ancak 2-0’lık avantajı yakalamasına rağmen, bunu iyi değerlendiremedi ve karşılaşmadan beraberlikle ayrılmak zorunda kaldı.
İlk devre ortaya koydukları inanç ve azimi ikinci devre göremedim. İkinci devre takımın tümünde gözle görülür bir yorgunluk vardı. İlk devre kalesinde pozisyon vermeyen takım, ikinci devre bir çok gol pozisyonu verdi. Belli ki fizik kondisyon bakımından henüz daha yeterli değiller. 2-0’lık avantajı kullanamadıkları gibi, mağlubiyetten kurtulup berabere kaldıkları için de mutlu olmuşlardır.
Yenicami’ye gelince organizyon açısından çok zayıf. İlk devre uzun toplarla gol bulmaya çalıştı ancak yeterli olamadı. Özellikle orta sahada maestro görevi yapacak oyuncusu yok. Durum böyle olunca ileriye atılan toplar hedefini bulamadı ve ilerde oynayan iki John çok verimsiz görüldü. Halbuki bu oyuncular çok güçlü ve savunmaları yıpratan oyuncular. Bunlardan azami şekilde yararlanmak gerekiyor. Fakat gelin görün ki bu oyuncuları pozisyona sokacak final pası yok.
İkinci devre Yenicami çok etkiliydi, bunun nedeni MTG'nin oyundan düşmesi ve etkili iki oyuncusu Fırat ve Lawrence’in sakatlanıp oyundan çıkmasıydı. Ayrıca uzun toplardan vazgeçip, topu yere oturtup, pas yapmaya başlamaları, rakibine üstünlük sağlamasına neden oldu.
İkinci devre ortaya koydukları oyunu ile galibiyete yakın taraf oldular. Özellikle Cemal'in altı pas içerisinde kaçırdığı goller tribünlere adeta saç baş yoldurttu. Buna karşın ilk deverdeki oyuna baktığımızda ne yaptığını bilmeyen bir takım görüntüsündeydiler. Mehmet Altın'ın attığı tek şutun dışında etkili tek atağı yoktu.
Yenicami geçen yılki gücünden çok uzak. Önde iki John çok mücadele ediyor. Eğer orta sahada oyunu yönlendirecek ve bu iki oyuncuya istediği topları atacak oyuncu monte edilmezse, John'lardan yeterli verim almaları çok zor olacaktır.
Önce ortada ancak Emin sakatlandıktan sonra da savunmada görev yapan üçüncü yabancı oyuncu Oshobe’yi çok yetersiz buldum.
Yenicami’nin gözle görünen en büyük eksiği, orta saha organizasyonu ve savunma zaaflarıdır. Eğer Yenicami bu savunma ile sezon sonuna kadar mücadele edecekse, işleri çok zordur.
Çok koşan bir takım yaratabilirsiniz ancak sonuca yaratıcı özelliğe sahip oyuncularla gidebilirsiniz. Mehmet Altın çok koştu, çok çalıştı, fakat sonuca gidecek hamlelerde yetersiz kaldı. Ünal herzamanki gibi çalışkan. Göktaş, Emin'in sakatlanıp çıkması ile savunmada tek başına mücadele etmek zorunda kaldı. Kendi kalesine talihsiz bir gol atmasına rağmen iyi mücadele etti.
Sonuç olarak Yenicami zor deplasmandan, 2-0 yenik duruma düşmesine rağmen bir puan alarak döndü. Ancak yine söylüyorum Yenicami oyun içerisindeki zaaflarını gidermezse çok zor günler yaşayabilir.